- Kategori
- Gündelik Yaşam
Yas...
Yas halindeyken, söyleyecek pek bir şey bulamaz insan. Bunu daha evvel yas tutmuş olanlar çok iyi bilirler. Öyle yüksek perdeden çıkmaz sesin. Bağırıp çağıracak halin yoktur. Bıçkın söylemler dolanmaz diline. Tuhaf bir karamsarlık ve pastel bir hüzün halidir bu sessizlik… Sözcüklerine tecavüz edilmiş, yetmemiş meydan ateşinde yakılmış cümlelerin suskunluğu…
…
Neresinden başlamalıyım onu da bilmiyorum. Hani hangi birine yanayım? Uluslararası arenada Ortadoğu’nun lağım çukuruna çekilmekte olan ülkemin kaderine mi, kaderi yalnızca şiddet ve tecavüz olarak belletilmek istenen kadınımız çıkmazına mı?
Sözüm ona sanatçı kimliği ile laik sistemi suçlayan beyin fukarası zavallılara mı yanayım; yandığımın ülkesinde “Şiddet uygulamak erkeğin hakkıdır” diye fetva verdiğini sanan hemcinsimin ruhsuz, soysuz hatta ahlaksız söylemlerine mi?
…
İlle de benim canım, ismi şarkılardan çıkıp gelmiş Özgecan’a yanıyor…
Onunla birlikte tecavüze uğrayan değerlere yanıyor canım!
Biliyorum ki o güzel can ne ilkti ne de son olacak! Ve biliyorum ki o lanet olası tecavüz yalnızca ete yönelik değildir!
Bir fikre, bir yaşam tarzına, bir duruşa tecavüz ediliyor!
Kadının eğitim alma hakkına,
Okuyan, üreten ve kendi ayakları üstünde duran kadın olmak idealine,
Çağdaş toplum olmak hayaline,
İnsan gibi yaşamak haklarına tecavüz ediliyor!
Yetmezmiş gibi yakılıyor tüm düşler!
Düşlerinden yakılıyor kadın ve onun gövdesinde filizlenecek medeni toplum hayali!... Hayallerimize tecavüz ediliyor ve de umutlarımıza!...
…
İnsan, insanlık makamına erişmeden kendi kendine tecavüz ediyor, kendi kendini yakıyor!
…
Yas halindeyim… Bilenleriniz bilir, böyle zamanlarda söylenecek söz bulamaz insan. Sözcüklerine tecavüz edilmiş, yetmemiş meydan ateşinde yakılmış cümlelerin suskunluğunu yaşıyorum…
Bu blog Milliyet.com.tr sitesinden 429 kez görüntülenmiştir