Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ekim '06

 
Kategori
Haber
 

Yasa 'tasası'

Yasa 'tasası'
 

Canınız yandı değil mi? Belki de hayatınız boyunca hiç gitmediğiniz ve gidemeyeceğiniz bir ülkede düşüncelerinizi söyleme hakkınızın elinizden alınması gururunuzu ne çok kırdı. Hele hele en büyük insanlık suçu olan "soykırım" yaftasının ispatsız, dayanaksız şekilde boynunuza asılması gururunuzu ne çok incitti. Bu duruma "Hayır, ben yapmadım" deme hakkınızın bile olmamasını ne kadar ilkel buldunuz değil mi? Peki şimdi anladınız mı "ifade özgürlüğünün" ekmek kadar, su kadar ihtiyacınız olduğunu? Hem de bazılarımızın merak edip te haritadaki yerini bile bakmadığı bir ülkede. Yaşadığınız ülkede, yani evinizde aynı ilkellik yaşanırken aklınız neredeydi peki?

Yıllardır bu topraklarda yetişmiş yazarlarınız, aydınlarınız, gazetecileriniz, gençleriniz, sendikacılarınız, bilim adamlarınız sadece düşündüğü için, yazdığı için hayatlarının en güzel yıllarını hapishane de geçirirken, falakalara yatırılırken, işkence görürken niye hiç rahatsız olmadınız? Manisa'da gencecik bedenlere, oğullarımıza, kızlarımıza sadece duvara yazı yazdıkları için cop sokulurken neredeydiniz? Üstelik hiçbirinin, suç sayılan, hayatlarını karartan fikirleri size hakaret içermiyordu, sizi suçlamıyordu.

Peki size ne demeli sayın medya patronları, değerli köşe yazarları. Toplu halde Voltair'i keşfettiniz, o ünlü sözünü manşetlere çektiniz. Hani "Düşüncelerinizden nefret ediyorum. Buna rağmen düşüncelerinizi savunabilmeniz hürriyeti uğruna canımı fedaya hazırım" cümlesi. Ne kadar doğru, ne kadar insana yaraşır bir duruş değil mi? Üstelik bundan 200 sene önce söylenmiş. Yüzyüze baktığınız, aynı meslekten ekmeğinizi kazandığınız insanların yazılarını, birileri suç sayıp onları hapse atarken, işleriyle, ekmekleriyle oynarken niye bu sözü anımsayamadınız.

Evet, soykırım bir insanlık suçudur. Kim, ne zaman yaparsa yapsın asla affedilmemelidir. Yapan da mutlaka bunun cezasını çekmelidir. Bir şartla; bu suç objektif olarak ispatlanmalıdır. Politik bir iftiraya veya bilimsellikten yoksun bir iddiaya dayandırılarak cezalandırma yapılıyorsa, bu da en az soykırım kadar aşağılık bir suçtur, isnat edilen suç karşısında savunma hakkının elinden alınması hukuka aykırıdır. Bu durum karşısında Türkiye halkı mağdur durumdadır ve tepki göstermekte haklıdır. Ama yine de Cezayir'de Fransa'nın yaptığı katliam kınanırken Birleşmiş Milletler'de "çekimser" oy kullanan, Beyoğlu'ndaki kırk yıllık "Cezayir Sokağı"nın adını "Fransız Sokağı" olarak değiştiren, kendi aydınlarına, yazarlarına, gençlerine her türlü eziyeti reva gören Türkiye, öncelikle kendi geçmişiyle yüzleşmelidir.

Hadi modaya uyup Voltaire'den alıntıyla bitirelim.

"Kendi kendini değiştirmenin ne kadar güç olduğunu düşünürsen, başkalarını değiştirmeye çalışmada şansının ne kadar az olduğunu anlarsın"

 
Toplam blog
: 34
: 1630
Kayıt tarihi
: 18.08.06
 
 

Merhaba, Yazmak kimimiz için kendini ifade etme biçimi, kimimiz için ekmek kapısı, kimimiz içinse öy..