Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ağustos '10

 
Kategori
İlişkiler
 

Yaşa yaşa yaşlanana kadar yaşa

Yaşa yaşa yaşlanana kadar yaşa
 

Hayatı bölümlere ayırsak, gençlik zamanı, orta yaş zamanı ve yaşlılık zamanı diye bence bu üç dönemin en zoru yaşlılık. Geçenlerde bir arkadaşım bu fikrime şiddetle karşı cıkmış ve kabul edeceksin yaşlılığı da orta yaşı da demişti. Halbuki benim anlatmak istediğim şey ise yaşlı olmanın hayatın en zor kısmı olduğuydu. Anlamadı...anlatamadım belki de. Ben de bununla ilgili bir blog yazayım dedim. Neden yaşlılık en zor kısmı hayatın onu anlatayım istedim.

Aslında yaşlılığın zor olduğunu bilmek yaşlı olmadan anlaşılacak bir şey değil. Elbette herkes yüzeyde yaşlılık zor şey diyor. Fakat bizzat yaşamadan pek anlaşılacak bir şey değil. Hayatın her dönemi zor. Ama yaşlılık çok daha başka bir şey. Daha önceki blog yazılarımda da yaşlılık üzerine çok yazdım. Fakat bu üç dönemin daha doğrusu hayatın bence en acıklı bölümü yaşlılıktır. Yaşlılığın güzel geçirilmesi, huzurlu yaşanması elbette büyük şanstır. Ama kişisel olarak yaşlılık zordur. Zengin de olsanız, fakir de olsanız, huzurlu ve mutlu da olsanız zordur. Çok önceleri tez konum gereği yaşlılar ile çalıştım hayata tutunuşlarına şahit oldum. Kimilerini huzurevlerinde ziyaret ettim. Kimileri hastaneye geldi. Şimdilerde ise bebelerle çalışıyorum. Hayata fazla erken gelmiş ama sımsıkı tutunan bu bebelerin muhtaçlık dışında bir benzerlikleri yok yaşlılarla.


Hep genç kalacağımızı, merdivenleri yine o eski hızımızla çıkacağımızı, her söyleneni hemen duyacağımızı zannederiz. Özellikle de gençken bu düşünceler epeyce güçlüdür. Sonra sonra farkedilecektir, hiç bir şeyin aynı kalmadığı. Daha yaşlanmadan yaşlılığın zor olduğunu bilmek bence büyük bir avantaj. Yaşlılığın kendini göstermesi ile birlikte hayatın renkleri de değişiyor. Hele bir de emekli olmuşsanız, önce kendiniz farkediyorsunuz bir boşlukta olduğunuzu. Sonra çevreniz bunu hissettiriyor. Konum ve mevkinizden dolayı etrafınızda uçuşan menfaat kelebekleri birer birer uzaklaşıyor. Bu değerli (!) arkadaşlarınız konacak başka kaynaklar bulmaya doğru kanat açıyorlar. Yalnızlığınız bu bakımdan artarken artık işe yaramadğınızı düşündürtüyorlar size. Halbuki hayat öylesine kutsal bir yolculuk ki her aşaması değerli. Hayat sürdükçe 80 yaşında da 90 yaşında da çok çok önemli. Hani bazı insan müsveddelerinin yaşlı insanlar için “yaşamış yaşayacağı kadar...” demeleri ise en büyük haksızlık. Hele ki bu lafları kimi doktorlardan duymak ise midemi bulandırıyor. Dedem 94 yaşında vefat ettiğinde hala 50li yaşlarını yaşıyordu. Ruhu pek bir gençti. Son anına kadar hiç bir hastalığı dahi olmadı. 94 yaşında da önemi çok büyüktü. Demek istediğim yaşın artması ile çevrenin kişiye sanki artık uzatmaları oynuyormuş hissini aşılamaya çalışması çok çok zavallı bir durum. Hayat ile kimsenin sözleşmesinin olmadığı ve yaşadıkça hayatın var olduğu bir dünyada yaşa göre davranış şekillerinin belirmesi, sanırım insanları yaşlılıklarında en çok yıpratan şey.


Neyse yaşlılığın zor işlerinden biri de arkadaşlar! Hani çoğunluğu o fasulyeden olan arkadaşlar değil. Gerçek arkadaşlar! 2-3 adet olanlarından. Pek nadir bulunanlarından. Onların da ayrılmasıyla, iyice basan yalnızlık duygusu ise başka bir yüzleşilmesi gereken bir durum. Etrafınızda artık size isminizle hitap edecek insanların kalmaması o fasulyeden arkadaşlarınızı bile özlemle hatırlamanıza sebep olmalı diye düşünüyorum.

En güzeli yaşlılığında dahi kendini oyalacak ve besleyecek güzellikleri bulmak. Mesela okumayı seven bir insanın yaşlılığının daha kolay geçeceğine inanıyorum. Elbette gözler daha az görecek ama olsun gördüğü kadarıyla...Ya da bizim kuşağın gelecekteki yaşlıları...teknolojiyi yakından takip etmesi sayesinde belki de hayattan daha az kopuk yaşayacaklar.

Belki mahallesinde ve şehrinde artık yaşamayan arkadaşlarına...internet ve gelecekteki benzer iletişim araçları ile dünyanın öbür ucunda koltuklarından kalkmadan ulaşacaklar. Bir nevi yaşlıların facebook’u olacak belki de bugünün gençlerinin lakırdı yaptıkları facebook ve benzerleri. Bu bakımdan da teknolojiyi sevmek ve takip etmek yaşlılık için faydalı olacaktır diye düşünüyorum.

Kısacası hazır yaşınız imkan verirken yaşlılığa ufaktan ufaktan hazırlık yapın.

Hem o zor dönemi kolaylıkla atlatabilmek (!) için hem de hüzünlü bir dönem yerine verimli ve keyifli bir dönem yaşayabilmek için.

 
Toplam blog
: 237
: 1302
Kayıt tarihi
: 06.08.07
 
 

Biyolojinin son yıllarda, özellikle son 10 yılda içeriğinin yoğun bir şekilde moleküler düzeye inmes..