Yasağ kardeşim, yasağ...

Yer Taksim meydanı , iki fransız turist aşırı sıcağın etkisiyle bir ağacın yarattığı serinliğe sereserpe uzanmış günün yorgunluğunu çıkarmak için uyukluyorlar. Fransız bayan bizim parklarda pek alışkın olunmayan bir şekilde biraz rahat bir şekilde uzanmış, belli ki kendi ülkesinde bu şekilde uzanmanın alışkanlığı içinde. Bu esnada "Bu ne ya" diyerek şaşkınlıklarını göstererek manzarayı izleyen bir kalabalık oluşmaya başlıyor. Fransız ikili sanırım uyukladıklarından etraflarında oluşan "Oh be piyangoya bak be, iyiki meydandan geçmişim", "Bunlar insanı dinden imandan çıkarır yahu" düşünceleri içinde kendilerini izleyen kalabalığı farketmemektedirler.

İşte bu esnada temizlik işçilerimizden biri kahramanca kalabalıktan sıyrılarak fransız ikiliye yaklaşır ve istanbul caddelerini süpürmeye alışmış süpürgesinin sapı ile Fransız erkeğin ayağına "Uyan" diye dokunur. Fransız, işçinin bu hareketi neden yaptığını anlayamaz ve kulağında kulaklığı takılı şekilde müzik dinlemeye devam eder fakat kahraman işçimiz başlattığı harakatı bitirmeye kararlıdır, dilini bilmediği bu insanlara tarzanca "Burada böyle yatılmaz" uyarısında bulunur ve Fransız çifti kaldırır. Görev başarılmış ve insanlarımızın Fransız bayanın sereserpe haline bakarak günaha girmeleri önlenmiştir. Bu arada sanırım Fransız çiftin en çok aklında kalacak durumlardan biri Türkiye' de bir insanın bir çok işle uğraşacak kapasitede olduğu düşüncesi olacaktır. Yazımızı bir Orhan veli şiiri ile bitirelim:

Uzanıp yatıvermiş sereserpe
Entarisi sıyrılmış hafiften
Kolunu kaldırmış kolluğu görünüyor
Bir eliyle de göğsünü tutmuş
İçinde kötülük yok biliyorum
Yok, benim de yok ama
Olmaz ki
Böyle de yatılmaz ki


Saygılarımla...