Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ağustos '14

 
Kategori
İlişkiler
 

Yasak aşk ve ötesi - İlişkiler

Yasak aşk ve ötesi - İlişkiler
 

İki kutuplu bu dünyada çekim hep var. Ona direnenler de.


Evli barklı adam ya da evli barklı kadın kendi dingin, fırtınalı ya da ara sıra çukura düşen yaşamını sürdürürken, evi ve varsa işi arasında mekik dokurken gün geliyor biriyle tanışıyor ya da önceden tanıdığı biriyle bir nedenden ötürü yakınlaşıyor.

Bir çay içiliyor, bir yemek yeniyor.

Diyelim ki karşıdaki de bekâr ve samimiyet biraz daha ilerliyor. O evli olan, “ne olacak canım yaşamımda küçük bir heyecan olsun, bir kere birlikte olmaktan ne çıkar, sonrasında herkes yoluna gider, iş biter” diye düşünüyor.

Belki bekâr olan da öyle düşünüyor.

Sonraları değişiklik iki tarafa da hoş geliyor. Haydi bir daha ya da iki daha.

Evli olan önceleri çok kararlı olarak demese de, sonunda çok ciddi olarak “tamam, bu iş biter, herkes yoluna” şeklinde karar verip bunu karşı tarafa bildiriyor.

Bildirmesin de ne yapsın? İşin içinde eşi, çoluk çocuğu, yaşlıları, komşuları, akrabaları, iş arkadaşları, kurulu düzeni var. Haydi birini geçti diğerleri orada duruyorlar. Kendini hiç bir şekilde savunamaz. Üstelik düzenini de iyi kötü benimsemiş. Öyle şiddetli geçimsizlik falan yok. Eksikleri, yanlışları var ama eşi de fedakâr aslında.

Bildiriyor ama gelin görün ki iş ilk günkü halinde değil. Bekâr olan taraf kendisini kaptırmış. Gece gündüz onu düşünür, hayalini kurar olmuş.

Belki o da “peki” diyor ama ne gönlü kabul ediyor, ne aklı.

İşte dananın kuyruğunun koptuğu yer tam orası.

Evli olan defalarca anlatıyor karşısındakine her şeyin bittiğini, ısrarlarının anlamsız olduğunu. “Biz böyle başlamadık mı? Böyle anlaşmadık mı? Ben sana defalarca demedim mi? diye sora sora, üstüne basa basa anlatıyor.

Sonrası benim hikâyemde yok. Yani ben bütün bunları tek bir sonuca, öyküye bağlayamam.

Yok çünkü sonrası şehirde farklı yaşanıyor, köyde farklı. Karadeniz’de farklı, Doğu’da farklı, Trakya’da farklı.

Zenginler arasında farklı yaşanıyor, yoksullar arasında farklı.

Yok çünkü sonrasında çok sayıda farklı durum ortaya çıkabiliyor. Her Allahın günü gazete sayfalarına, televizyonların haber programlarına düşüyor.Mahallenin dedikoducuları, kahvehanenin işsiz güçsüzleri sayesinde kulaktan kulağa insanlar arasına yayılıyor.

Onların çoğunu siz de biliyorsunuz, biz de biliyoruz.

Amerika'da baş rollerini tanınmış artistlerin paylaştığı güzel bir romantik dram filmi oluyor, Meriyl Streep ve Clint Eastwood'un oynadığı Yasak İlişki (The Bridges of Madison) filmi ile filmin aktristi en iyi kadın oyuncu dalında Oscar'a aday gösteriliyor.

Anadolu'da ve dünyanın pek çok başka ülkesinde, bölgesinde adı sanı bilinmeyen kişilerin yaşadığı, işsiz güçsüz insanların özenle uğraşıp ortaya çıkardığı sonu kanlı ya da acılı biten binlerce öyküden biri oluyor.  

Kiliselerde, camilerde lanetlenen bir olay oluyor. Genç kızların okumaya doyamadıkları bir pembe roman oluyor.

Ali'nin kafasında başka rüzgârlar başlatıyor, Alice'in kafasında başka.

Biri olayın kahramanlarını yakışıklı ve güzel olarak düşünüyor, öteki çirkin ve kötü olarak.

Biri elime geçseler alınlarından öperdim ya da karınlarını deşerdim diyor, öteki beni ilgilendirmez diyerek kestirip atıyor.

Durumdan haberdar olan taşlar, kayalar, ağaçlar, çiçekler, kurt, kuş, ayı, böcek, güvercin farklı şeyler düşünüyorlar.

 

27 Mart 2012 Salı

22:30 

 
Toplam blog
: 284
: 245
Kayıt tarihi
: 21.06.14
 
 

Yaşadığımız evrenin oldukça zengin bir yer olduğunun farkındayım.  Bu zenginliğin çok az bir kısm..