- Kategori
- Şiir
Yasaklı us saklı suda saklıdır
saklı suda saklıdır yasaklı us saklı suda saklıdır saklı suda
‘Ruzigârın ve inkârın icabıdır’ der kadîm bir
metin ve devam eder: ‘Yasaklı us, saklı
suda saklıdır, saklı suda saklıdır yasaklı us!’
Pusu.
Kıblesini gayb’etmiş bir lâle, 'sevap anahtarım
nerede?' dediğinde panikle, bil ki cevap, sepya
kıvamında bir murassa pusudur, sin. Öylece
paylaştır külfeti ve ikrar et: ya saklar suyu
rahminde, kumpas kurar ya da us!
Bu.
Lâkin abartma, ölmeye yatan İbrahim’dir ve
erguvan. Seyir halinde undergraund bir kadife,
hatta, mütekaid bir şimendifer neferi meselâ
ve bir de işte dilrubâ. Hepsi bu.
Su.
'Ehemmiyetsizse şayet puslu bir nefes meyanındaki
o Tavus ve o Zebercet; sükût o vakit!' der us ‘sükût!’
Sus.
Engin bir semâ - ki, Başıbozuk kipindedir daima - ve o
zâyî mânâ, çocuk çığlıklarıyla puslu eklemlerde saklıdır.
Pus.
Su ve sır hangi kutlu kaynaktan beslenir? ‘Karıncaların
memelerinden der bir ‘çakma usta’, mütemadi inkâr
için kostaklanan bir ‘sözde usta’ – ki, mühtedinin cümlesi
sanki us’tadır ve muhayyer kürdî faslında, sakin us da.
Usta.
O kadîm yazıcılar ‘pusu bu su, sus pus usta’ dedikçe, cevap
verir mevcudat: ‘Ya-saklı us? O bir muamma, yasaklıdır zirâ
ve haklıdır’. Yasaklı us, saklı suda saklıdır, saklı usda
saklıdır yasaklı su.
Us.