- Kategori
- Gündelik Yaşam
- Okunma Sayısı
- 550
Yaşam denen tezatlar senfonisi...

Üzülmeler olmasa sevinmeyi bilebilir miydi insan? Ayrılıklardır değil midir zaten hep kavuşmaları anlamlı kılan..
Yanaklardan süzülen yaşlar olmasa?!! Ağlamasa.. Gülmek bu denli neşe katar mıydı? Kararmasa göz bebekleri, karanlığı tatmış olmasa, nasıl fark edebilirdi ki aydınlığı ?..Nerden bilebilirdi gözüne vuran ışığı insan?
Ya geceler?.. Simsiyah perdesini örtüvermeseydi üzerimize..
Ve doğan güneş, gündüze eşlik edip günü ayırmasa idi geceden?!! Güneşe ‘’Güneş’’ diyebilecektik miydik?
Isınmayı bilemeseydik, ‘’Sıcaklamak’’ nedir öğrenmeseydik güneşten, bunalmayı bilmeseydik..
Serinlemenin ferahlığını fark edebilecek, hatta üşümenin ne olduğunu ayırt edebilecek miydik?
Susuzluğun ne olduğu bilmesek, kana kana su içmenin tadına varabilecek miydik?
Kötülükler olmasa peki, iyiliğe ‘’İyilik’’ diyebilecek miydik?
Demem o ki;
Üzülmeler olmasa sevinmeyi anlayamazdı insan.
Ayrılıklardır hep kavuşmaları anlamlı kılan.
Uzakları bilmektir iki adım ötesini yakın yapan,
Hem!??
Hayat da zaten bir tezat değil mi,
‘’Yaşamak’’ ve ‘’Ölmek’’ arasında sıkışıp kalan?!.
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

mrb. yaşamın değerini ölümle anlıyor insan sizinde söylediğiniz gibi,buda hayatımızın değerini ölmeden evvel anlayıp, hayatımız süresince hayatımızın değerini bilip öyle yaşamalıyız. slm
Mehmet EREN 29.09.2006 12:39- Cevap :
- :)) Karanlık dünlerimizi güzel bügünlerimizle aydınlatmayı ihmal etmeden, olabildiğince pozitif ve umut dolu yarınlara yolculuk hep devam ediyor.. 29.09.2006 19:33