Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Temmuz '14

 
Kategori
Deneme
 

Yaşam döngüsü

Yaşam döngüsü
 

Bakarken kıyamadığım, bakmaya doyamadığım muhteşem şehir.


Düşündüm de gitmeyi çok arzu ettiğimiz yerler, yapabilmeyi çok istediğimiz işler ve eylemler  nasıl zamana, yaşa ve yaşananlara  göre zorunlu değişiyor.

Sıraya dizdim bu gün hepsini, hüzünlendim artık istesek de yapamayacaklarım(ız)a, koşa koşa inip çıktığım  merdivenleri kendi gücümün sınırlarını açık etmeden basamakları incitmekten korkarak inip çıktığımı düşündüm mesela, bir güne sığdırdığım hem evde hem sokakta yapabildiğim işlerim geldi gözümün önüne, gönlüm yine yaparım istersem dese bile mümkünü olmadığını aklım biliyor.

Düşündükçe biraz da  sevindim hala yapabildiklerim(iz)e ve sonsuza kadar yapabilmeye devam edebilmeyi dilediklerime, güzel anılar doldurduğum bir heybemin oluşuna, yine gidebildiğim yerler var tabi ki yapabildiğim pek çok şey var şükürler olsun  lakin  birkaç hamlede dalına tırmandığımda önümde şölene dönüşen meyve ikramlarına, izin vermiyor artık ağaçlar. Boyum kadar ölçüm mesela, şayet ağacından meyve tadabilecek olanak bulabilirsem, dağ tepe yürüyüşlerimin de hem süresi hem limiti azaldı. Zaten çantamı düzenlemeye çalışırken geldi tüm bunlar aklıma, sayısız objeyi bu da lazım olabilir, bu olmaz sa olmaz deyip çantama doldurduklarımın bazılarından ayrılmam gerektiğini farkettim üzülerek!..  Bu konuda “kadın ne taşır “ başlıklı yazımda da  farkında olmadan ne çok şey taşıdığımızı yazmıştım arzu  eden bakabilir.

Çocukken koşup coşacak, düşüp hışımla toparlanarak “acımadı kiiii”  deyip kendi kendimizi teselli edip bir çırpıda yeniden devam edilecek en yakın yol ana kucağıyken yaş aldıkça sokaklar, oyunlar, parklar bahçeler en çok zaman geçirilen yerler olup  büyüdükçe yaşımız şanslı olanlar anaokulu seçiminden başlayarak  yaşa ve ailevi durumlara göre okul seçimleriyle, dersler, sınavlar, dershaneler, karşı cinslerin farkındalığı derken birden bire giyim kuşamdaki değişiklikler, aileden ayrı gidip gelinecek mekanların farkındalığı, yıllara bağlı eğitim yer ve mekanların değişikliği  birbirini kovalar durur. Bir de bakmışsın büyüyüvermişsin, şansın varsa gelişip ilerlediğin yolda emeğinin ekmeğini yemeye başlarsın, değilsen hesap vermeler, hesap yapmalar, içini açmakla içine kapanmak arasındaki gelgitler ne çoktur o dönemlerde!..  “Her şey zamanla anı oluyor.” Kimse bu sözü unutup da o gününün ışığını söndürmese,  keşke hiç kimseyi zor yollar, sarp yamaçlar aşmak zorunda bırakmadan oluşsa ve gelişse, keşke hayatta hiç kimse çaldığı kapılardan boynu bükük dönmese,  eğitim, iş, aş, askerlik  derken  evliliğe geliyor  sıra  eşle gidip gelinebilecek yerler ve işler sorumluluklar  bazen keyif bazen güçlük olarak yükleniyor omuzlara, yine de güzel günler, neşe, kahkahanın bereketinden geçilmeyen, yenip içilebilecek hiçbir şeyde sınır tanınmayan zamanlar genellikle ilk yıllar, gidip gelinecek yerlerde ne uzaklık düşünülür, ne yol yokuş, çocukların katılımıyla keyifler katlanır ve yine başa dönülür bir anda  doktorlar, okullar, eğitimler, gezip görülecek yerler çocuğun keyfine göre  seçilir. Ana babanızın sizin için takip ettiği yolları şimdi siz çocuklarınız için kat ediyorsunuz dur. Zaman acımasız bekleneni bir türlü gelmez de elinden kaçırmak istemediğin bir de bakmışsın takılıp gitmiş bir kuşun  kanadına, kalakalıyor insan kendisiyle baş başa, yeniden ama bir farkla en uzun  mesailer doktor ve hastanelerde geçiyor.  yıllarca çocuklarını taşımıştın keyifle izlerken çıkardığı dişleri, sergilediği şirinlikleri, en büyük üzüntü kaynağın bebeğine yapılan aşının acısıyken şimdi kendini taşıyorsun hastanelere tahliller, tetkikler oradan çıkıp eczaneye gidişler. Son zamanlarda çevremdeki sohbetlerin başlangıç ve bitişinin sağlık sorunları olduğunu fark ediyorum. Yine de diliyorum ki; başa çıkamayacağımız sorunlardan uzak yaşamlarımız olsun, şu an şifa bekleyenler acilen iyiliklere kavuşsun, şifahanelerde sadece koruyucu hekimler ve görevliler bulunsun. Yaşam döngülerimiz mutluluk ve sağlığa yönelik, çevremizde çok yüzlüler eksik dost yüzlüler çok olsun. Gençlerimize olumsuz alışkanlıklar uzak, akil başlar yakın olsun. İş, aş, eş ve tüm dünya nimetleri önlerinde  hazır olsun!..

Dilerim Herkes ve hepimiz kendi başımızın çaresine son nefese kadar bakabilecek güç ve akla sahip olabilelim… 

"Adam lokantaya gidip bir tavuk ısmarladı. Yemek yerken dikkat  etti,  tavuğun bacağının biri kısaydı. Hemen garsonu çağırarak;

- Evladım bana getirdiğin bu tavuğun bacağı neden  kısa?

Güngörmüş tecrübeli garson sırıtarak:

- Aman efendim, tavuğu yiyecek misiniz, yoksa onunla dans mı edeceksiniz? " Takvim 2012 

 

 
Toplam blog
: 209
: 350
Kayıt tarihi
: 13.09.11
 
 

Kurşun kalemden gelen ağaç kokusunun kağıtla buluşma büyüsüyle yoluna devam eden, Lise mezunu, ha..