Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Haziran '08

 
Kategori
Eğitim
 

Yaşam felsefesi

Bir psikiyatrist olan sevgili Hamdi KALYONCU’nun yaşam felsefesi hakkındaki bazı veciz sözlerini bugün sizlere aktarmayı uygun gördüm. Kendisi Anadolu’da özel hastaneciliğin ilk mimarlarındandır. Onunla Erzurum’da çalışma fırsatı buldum. Aradan yaklaşık 20 sene geçti. İnternet’in sayesinde bu düşüncelerine ulaştım ve okurlarla paylaşmak istedim. Standardın dışında düşünen bir insan olan sevgili doktorun bazı düşünceleri eskiden olduğu gibi yine hoşuma gitti ve okuyucuların da dikkatini çekeceğini düşündüm. Bu görüşlerin çoğuna katılacağınızı düşünüyorum.

HAMDİ KALYONCU’DAN YAŞAM FELSEFESİ İLE İLGİLİ ÖZLÜ SÖZLER

“Okuyup ucuza ders almasını bilemezseniz, hayat size çok pahalı dersler verir.”

“Yeteneklerinizi keşfettiğiniz, geliştirdiğiniz ve uygulama imkânına kavuştuğunuz ölçüde uzun ve anlamlı yaşamış olursunuz!”

“Artılarınızı düşünür şükrederseniz, artılarınız artar; eksilerinizi düşünür sitem ederseniz eksileriniz artar.”

“Sevmek kolay, sevgiyi taşımak zordur!”

“Sürekli kaybettiklerinizi düşünmek, elinizde olanlardan da zevk almanıza mani olmaktan başka bir işe yaramaz. Sahip olduğunuzun tadını çıkarın!”

“Beklentilerinizi daraltın, mutluluğunuz genişlesin!”

“Düşüncelerimizle algılar, duygularımızla yaşar, ancak inançlarımızla mutlu oluruz!.”

“Ciddiyet, prensiplerle olur; suratta ciddiyet ‘suratsızlık’tır.”

“Herhangi bir şeyi, ‘her şeyiniz’ olarak görüyorsanız, bir gün onun ‘hiçbir şeyiniz’ olmadığını görmeniz mukadderdir!

“Her renk aynı derecede kirlenir; ama suçu beyaza yıkarlar.”

“Başkasını değiştirmek isteyen, değiştirmeye önce kendisinden başlamalı.”

“Kadına karşı şiddet şeytanın işini kolaylaştırır.”

“Eşine dünyayı zindan eden kişi, kendisini de zindan bekçisi olmaya mahkûm etmiş demektir.”

“Erkeğin çokeşliliği yük, kadının çokeşliliği felaket getirir!”

“Erkeğin evini barkını terk etmesi için ‘öteki kadın’ın cazibesi yetmez, ‘evdeki’nin de itmesi gerekir!”

“İşte kadının ahiret suali: Ben bir erkek olsaydım, benim gibi bir kadını yanımda taşır mıydım?"

“Annelerini ne hale getirdiyseniz, çocuklarınız da öyle olacaktır.”

“Çocuklarınızı nasıl görmek istiyorsanız, annelerine öyle davranın.

“Babalar! Çocuklarla boğuşun. Bu sizin için iyi bir stres atma, annelerin işini kolaylaştırma, çocukların yaramazlığını giderme yolu olacaktır!”

“Çocuk bir tuvaldir, üzerine kim resim yaptıysa onun eseridir; tuvali imal edenin değil!

“Çocuğun sahibi olabilmeniz için onun anne-babası olmanız yetmez; kişiliği ile sizin eseriniz olmayan çocuk sizin değil, onun kişiliğini kim yoğurdu ise onundur!”

“Çocuğunuz üzerinde etkili olmanın en emin yolu onunla arkadaş olmaktır. Buluğ çağına kadar çocuğu ile arkadaş olamayan anne-baba treni kaçırmıştır!”

“Çocuğunuz ‘inançlı’ olsun istiyorsanız, ‘cinsellik’ başlamadan önce ‘dinselliği’ tamamlamış olmalısınız!”

“O kadar şanssız biriyim ki, işimi asla şansa bırakmam!”

“Gerektiğinde, bir şeyi kaybetmeyi göze alamayanlar, gerçekte o şeyin sahibi değil ancak kölesi olurlar!”

“Kaybettiğinizde kedinize: ‘Na’ber, hani güçlüydün!’ diyebiliyor musunuz? Ne kadar güçlü olduğunuzu, kayıplar karşısında gösterdiğiniz metanetle ölçebilirsiniz.”

“Beni cehenneme atacaklarsa bu sadece benim kendi nefsim yüzünden olmayacak mı? Cehennemden daha büyük ceza, nefsimden daha büyük düşman olabilir mi?”

“Tok, açın halinden anlamamakta direnirse, bir gün acı ile anlatırlar.”

“Doğal olanı engellemeye kalkışacaksanız, doğal felaketlere hazır olmalısınız!”

‘Gerçekler, hep yanlış anlaşılır diye gizlenirse, elinizde yanlışlardan kurulu bir toplumdan başkası kalmaz!”

"Bir tatsızlık çıkmasın diye, suya sabuna dokunmadan yaşamak isteyenler, pislik içinde kalmaya mahkûmdur!”

“Haramlar belli, helaller sınırsız. Helale sınır koymak şeytanın işini kolaylaştırır.”

“Bir insanın yüzü gülüyorsa Yaratıcı’dan razı, gülmüyorsa O’na sitem ediyor demektir.”

“Tanrısal işlerde, Tanrı adına ve Tanrı’nın buyruğu ile iş yapmıyorsanız Tanrılaşıyorsunuz demektir; öyleyse hesabına hazır olmalısınız!”

"Allah'tan gelene razı olmayan huzur bulamaz!"

“Bazı Müslümanlar bir garip; Kur’an’a bütünüyle saygı duyar, öper alınlarına koyar, ama yaşantıları ile içindeki ayetlere tek tek itiraz ederler.”

“Budist olan, Buda’nın yaptıklarını yapmaya çalışır; peki ya Müslüman?!”

"İnsanlaştırılan tanrılar" ile "tanrılaştırılan insanlar" arasında sıkışıp kalan toplumlar, mutsuz ve huzursuz bir hayata mahkûmdur.

“Ölümden sonra hayat yoksa bu hayatta hayat yoktur.”

“Kırkından sonra herkes aynı yaştadır.”

“Birine, neden yaşaması gerektiğini öğretmezseniz, neden intihar etmek istediğini soramazsınız.”

“Şeytanı suçlamayınız! Onun da çektiği nefsi yüzündendir; aynen sizin gibi!”

“Altta kalmamak çoğu zaman şeytandandır.”

“Öfkelenmeyin! Kartopu olur, büyür öfkeniz. Öyle ki, dağdan kopup gelen bir çığ gibi altında kalırsınız.”

"Kur'an" gibi okunacak bir "Kitap" ve kitap gibi okunmayı bekleyen koca bir "Kâinat!" Ve kâinat gibi bir "İnsan!" İşte bütün bunları anlamak için “oku”mak gerek!

“Kitap ve bilginin aydınlatıcı ışığından uzak duran bir toplumun, iyilikleri hak etmesi düşünülemez. Fertler okumayan toplumlar için boşuna umuda kapılmamalı, ta ki insanların çoğunun elleri kitaplı oluncaya dek!”

“Yaratıcı ile diyalogun hazzına vararak “oku”mak! Aklı, kalbi ve ruhu; fikir, zikir ve şükür üzere buluşturmak! İşte gerçek kurtuluş ve sonsuz mutluluk reçetesi!

“Eğer Kur’an, insan için "hayatı kullanma kılavuzu", "yangından kurtuluş talimatı" ise onu sadece sevmek yetmez, anlamak ve uygulamak gerekir.”

“Beyin” öyle kıymetli ve nazik bir organdır ki, kendisine değer verilmediğini görürse, küsüp gider. Ona verilen değerin ölçüsü ise, “okumak” ve “düşünmek”tir.”

“Okumamak” öyle bir suçtur ki; cezası, insan olmanın en önemli özelliği olan aklını kaybetmek, yani “bunama” olabilir

“Bilgi olmadan, akıl ve zekâ; akıl ve zekâ olmadan da bilgi fazla bir mana ifade etmez.”

Bu söz “Mağara Arkadaşları” filminden;

“Hıristiyanlık, Müslümanlıkken çarmıha gerilmiş ve yakılmakta olan bir Hıristiyan mümin’in çağları titreten cesur sözü:

“Bugün sizin karanlıklarda fısıldamaktan korktuklarınız, gün gelecek aydınlıklarda haykırılacak!”

“Bir gün mutlaka ölecek isek ve bundan kaçış yoksa neden cesur olmayalım! Elbette inançsız ve hazırlıksız yakalanmamak kaydıyla!”

“İnsanlar iki gruptur: ‘gözde olanlar’ ve ‘göz önünde olanlar!"

"Her insan yalnızdır aslında! Yalnız doğar, yalnız yaşar, yalnız ölürsünüz. Marifet, yalnızlığınızı mümkün olduğunca erken anlayabilmekte!"

İsmet Yalçınkaya

Final Dergisi Dershanesi

 
Toplam blog
: 137
: 1557
Kayıt tarihi
: 23.06.08
 
 

1963 yılı Trabzon Of doğumluyu. Emekli Öğretmenim Eğitimle ilgili konulara ilgim uzun yıllar önce..