Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Haziran '08

 
Kategori
Tıp
 

Yaşam genlerimizi değiştiriyor

Genetik, derterminist modelin en az işlediği bilim alanlarından biri. Bugüne kadar birçok örtülü mantıksal varsayım sınandıkça, genetik alanında geçersiz çıktı. Bunların en önemlisi neden-sonuç ilintisindeki tekillik ve birebirlikti; yani sanıldığı gibi 1 gen 1 reaksiyon veya molekül yaratmıyor, 2 gen 1 reaksiyon veya molekül ve 1 gen 2 reaksiyon veya molekül sağlayabiliyordu.

Şimdi de, yine eski örtük varsayımlardan birinin daha yanlış olduğu ortaya çıkmış:

“ABD’nin Johns Hopkins Üniversitesi’nin araştırmacıları, çevre koşulları ve beslenme gibi faktörlerle yaşam boyunca herkesin gen yapısında çeşitli değişiklikler olduğunu tespit ettiler.

Çalışmalarında 600 kişinin 1991 ile 2002 ve 2005 arasındaki DNA örneklerini analiz eden araştırmacılar, DNA’daki başlıca epigenetik değişim olan toplam metilasyon değişikliklerini ölçtüler. Bunların yaklaşık üçte birinde 11 yıllık süreç içinde metilasyon değişikliği saptandı.”

http://www.ntvmsnbc.com/news/451101.asp

Bu olağan bir bulgu. Buna şaşırılmaması gerekir.

Şu anda insanların kullandığı 1 milyondan çok organik molekül var. Bunların % 99, 99’u nötr kalıp, %oo 1’i etkin olsa, 100 tane gen değiştiren molekül eder. Bunlar tıpkı enzimler gibi, bedenin herhangi bir organında belli bir kritik eşiği aştığında, tıpkı genleri etkileyen enzimler gibi, genleri etkilerler. Bu biyokimyanın gereğidir.

1 milyon molekülle insan bedeni üzerinde deney yapamıyacağımıza göre, raslantısallıklarla ortaya çıkan değişimleri / mutasyonları geniş bir zaman aralığı içinde taramamız gerekir ki araştırmacılar tam da bunu yapmışlar.

Biyokimyacılar en çok GDO’ların (genetiği değişitirilmiş organizmaların) yeni ve farklı genlerinin bunda etkili olduğu kanısındalar, çünkü o genler yanında enzimlerini de getiriyor.

İşin kötü yanına değil, iyi yanına bakmak gerekli: Demek ki bazı onulmaz sanılan genetik sorunların da çaresi raslantıyla da olsa, bulunabilir demektir.

Gelenekçiler buna üzülecekler, çünkü çocuklarının kendilerine benzememe olasılığı giderek artıyor ama Türkiye gibi hızlı kültürel değişim yaşayan toplumlarda bu zaten en çok 2 kuşakta gerçekleşiyor, çünkü genetiğin yerini kültür almış durumda.

Burada en büyük etkenler içtiğimiz su, yediğimiz besinler ve soluduğumuz hava demektir ama onların hemen hiçbirini denetleyemiyoruz. Çevre kirliliğinin ulaşmadığı katı, sıvı, gaz faz kalmadı.

Demek ki gerisi Evren’le zar atmak...

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..