Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Temmuz '06

 
Kategori
Eğitim
 

Yaşam koçluğu dedikleri de nedir?

Bugüne kadar yazılarımda genellikle yurt dışından ve yurt dışında eğitimlerden bahsettim. Geçen sayıdaki ‘O la la Sicilya‘ dan sonra bir değişiklik daha yapıp sizinle men torluk ve yaşam koçluğundan bahsetmek istiyorum. Bundan bir iki sene önce ünlü mankenlerimizden biri ile ilgili magazin haberlerinde ‘koç tutmuş kendine ‘ diye epey dalga geçilmişti. Hatta ben de bunlardan biriydim. Şimdi bakıyorum da bu hanım gerçekten ileri görüşlüymüş, zira şimdilerde herkes kişisel koçluktan, men torluktan bahsediyor. Geçenlerde bir derginin başlığında da ‘Koçlar yatak odalarına da girdi‘ başlığını görünce, bu işin yavaş yavaş dallanıp budaklandığını, hatta kötü amaçlara doğru gittiğini düşünerek bizzat koçluk alan biri olarak bununla ilgi birkaç kelime de ben söylemek istedim.

Öncelikle Men torluk denilen şeyin, aslında babanız/anneniz gibi size ne yapmanız gerektiğini söyleyen tecrübeli ve bir çok konumda çok insan tanımış bir kişi olduğunu söylemeliyim. Bir de koçluk var ki bu da ikiye ayrılır. Birisi Yönetici koçluğu denilen sadece iş hayatını içerir, diğer yaşam koçluğu denir ki hayatınızın her noktasına el atar. Yaşam koçları şuna inanır ‘hayatının her alanında başarılı olman lazım ki işinde de başarılı olasın’.

İnsanın hayatında öyle bir dönem olur ki, kendi kendinize ‘tamam bir işim var, ortalama bir hayat yaşıyorum, çok şükür sağlığımda yerinde, sevdiklerim de yanımda eeee ya şimdi?’ diye kendinize sorar, peki ben daha neler yapmalıyım bu hayata ne katmalıyım veya hayatın bana neler katmasını istemeliyim’ e gelip dayanırsınız. Sonra başlarsınız araştırmaya, ben kimim neyim ne yapmayalım v.s. gibi şeylere. Bazıları Budist olur bu dönemde bazıları NLP çılgını, bazıları dinlere takılır bazılar gece alemlerine. Hepsi ‘ben kendimi arıyorum’ un başka bir versiyonu. Bir de bunların iş dünyansın yüksek kesimlerinde olan üst düzey yöneticileri var ki, ben bir yöneticiyim tamam da baş edemeyeceğim bir çok şey daha var, ayrıca iş hayatı kurtlar sofrası önüme çıkan engelleri nasıl daha iyi yok edebilirim, kendimi ve ekibimi nasıl motive ederim, iş hayatım düzendeyken özel hayatımda da huzuru nasıl bir arada sağlarım’ diyenler ortaya çıkar. İşte bu aşamada herkes birilerinden yardım ister arar.

Hayatınızda kriz olmadan yeni fırsatlar çıkmıyor önünüze. Bundan birkaç ay önce, iş hayatın en çetrefilli günlerinde karar verdim birileri ile konuşmam birtakım eğitimler almam gerektiğine ve başladım araştırmaya. Bana danışmanlık yapacak koçun, hayat bakışıyla, edindiği hayat tecrübesiyle inançları ve değerleri ile beni etkilemesi lazımdı. Aradığımı bulmam çok geç olmadı doğrusu. Geri dönüp bakıyorum da danışman koçum bana bir çok öğüt, ödev, öneri verdi. En önemlisi de yöntemler gösterdi, bildiği ne varsa aktardı. Şu durumda ne yapmam lazım, bu durumda siz olsanız ne yaparsınız gibi sorularıma usanmadan yanıtlar verdi. Çok kolay bir yolculuk değil bu kendini yenileme yolculuğu, sebatkar olmanız ve iyi odaklanmanız lazım. Şu 5 ay içerisinde insanların gerçekten neyi gerçekten çok ister ve odaklanırlarsa hepsini başarabildiklerini gördüm diyebilirim.

Bir de bu işin en keyifli tarafı siz de yavaş yavaş başkalarına koçluk yapmaya başlıyorsunuz. İşyerinizdeki takım arkadaşlarınızdan tutun da yakın bir dostunuza kadar hatta uzaktaki bir akrabanıza msn yoluyla da bile yardım ediyorsunuz ve inanın bana bunu keyfi ve mutluluğu hiçbir şeyle değişilmiyor. Sizin yaptıklarınızın, söylediklerinin başkalarına faydalı ve iyi bir model olduğunu gördükçe siz kendinizi daha ileriye götürmeye çalışıyorsunuz.

Bu yaşam koçluluğu aslında bir çeşit eğitim. Eksik bulduğunuz, satış yönünüz varsa bunu, sunum teknikleri varsa bunu geliştirmek için eğitim alıyorsunuz. Benim en çok sevdiğim eğitim de parasal kontroldü ki eh alışveriş her bayanın en sevdiği şeylerdendir öyle değil mi ?.

Son söz olarak M. Kemal Atatürk’ün çok beğendiğim bir kaç cümlesiyle nokta koymak istiyorum.

‘Bilinç; daima ileriye ve yeniliğe götüren, geri dönüş kabul etmez bir özellik olduğuna göre, Türkiye Cumhuriyeti halkı, ileriye ve yeniliğe uzun adımlarla yürümekte devam edecektir; bilince bir hastalık bulaşmadıkça geri gitmek veya durmak hatıra bile gelemez.
(1925) M. Kemal Atatürk

Yaşam Koçum, Sayın Semih Merdol’a sevgilerimle

 
Toplam blog
: 35
: 5855
Kayıt tarihi
: 13.07.06
 
 

1970 doğumluyum, 4,5 yaşında ilkokula başladım ve 14 yaşında Üniversite sınavına girdim. KTÜ Sınıf Ö..