Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Eylül '17

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Yaşam Koçu Hande Akın: “Yaşadığımız her şey bugünü oluşturuyor”

Yaşam Koçu Hande Akın: “Yaşadığımız her şey bugünü oluşturuyor”
 

Hande Akın, hayallerimizi gerçekleştirme potansiyellerimiz olduğunu belirtiyor.


- İçinde yaşadığımız dönemde insanlar neden hayatlarıyla ilgili kendilerine yol gösterecek uzmanlara ihtiyaç duyuyor?

İnsanın kendini gözlemlemesi, kendini hiçbir ön yargıya varmadan değerlendirmesi çok kolay değil. Önyargısız bir dış göz, kişiye cesur ve güçlü sorular sorarak ki koçlukta bunu yaparız, kişiye farkındalık sağlatabilir. Davranışlarının ardındaki düşünce kalıplarını, duygularını ve korkularını sorgulatabilir ve bunları aşması için destek olabilir. Bu destek ihtiyacı belki de kişleri uzmanlara ulaştırıyordur. Biraz merak da olabilir. Kendiyle ilgili değişim, dönüşüm, keşif isteği de uzmanlara götürüyor olabilir. Belki de kendi içinde çözemediği sorunlarını çözebilme yeteneğini yeniden hatırlamak ve çözmek için ihtiyaç duyuyordur. Herkes için farklı bir sebep olabilir. ?Benim gözlemlediğim bir uzmanla çalışarak ve elbette kendi isteğiyle, yaşamı olumlu yönde değişen, sorunlarını sakinlik ve dinginlikle çözebilen, ilişkilerinde, hayata, insanlara karşı daha sevecen olan, yaşamın içinde zorluk gibi görünen bir şeyleri ''olan güzeldir'' diyerek karşılayan ve bunu gönlünde hissederek yaşayan, dönüştürebilen insanların hali başkalarına etki ediyor. Kendi içinde değişimi dönüşümü yaratanlar, yaşamında değişim yaratanlar arkadaşlarını, ailelerini etkiliyor. Onlardan etkilenen kişiler, bir uzmanla çalışma deneyimine kendini açıyor. Tabii eğer vakit saat geldiyse, samimi bir niyet varsa…?Şunu önemle belirtmek isterimki ''yol gösterici'’ aslında çok sağlıklı bir tanımlama değil. Kişi gideceği yolu zaten özünde bilir. Sadece zihni karışıktır, korkuları vardır. Özüyle temasını yitirmiş olabilir. Bundan dolayı; uzman, bir yol arkadaşıdır. Uzman ancak kendi deneyimlerinden bildiği, öğrendiği kadarıyla yolu aydınlatabilir. Yolu yürüyecek olan gene kişinin kendisidir. Yol gösterici de sadece kalbidir.? ?

- Sizin 'ben zamanı'na geçiş süreciniz nasıl oldu?

Reklam ajansında, çok yoğun bir iş temposu ile çalışırken günlük koşuşturma içerisinde, kendim için aslında hiçbir şey yapmadığımı fark ettim. Hayatımın tamamı; neredeyse işti ve arkadaş gruplarımla birlikte sosyal ortamlarda sıklıkla bulunuyordum. Kendi başıma sadece kendim için ‘Ben zamanı’m olmadığını fark ettim. Hayatımızı başka şeylerle doldurmanın kendinden kaçmak, yapmak istediğimiz şeyleri sürekli erteleyerek aslında hayattan vazgeçtiğimizi, kendimizi sınırlandırdığımızı algıladım. Buna okuduğum kişisel gelişim alanındaki pek çok kitabın ve katıldığım eğitim ve seminerlerin katkısı oldu. Bu fark edişle birlikte sadece kendim için neşe, keyif ve zevkle yaptığım şeyleri ve kendimle baş başa kalmayı çoğaltmaya başladım. ?2010 yılında reklamcılıkla vedalaşarak çıktığım bir ay boyunca Hindistan macerası da bir nevi kendi özüme yaptığım farkındalık dolu bir yolculuk oldu. Bu yolculukla birlikte daha önce eğitimini aldığım ve ancak 40 yaşımdan sonra yaparım dediğim yaşam koçluğu mesleğini beklemeden, ertelemeden 33. yaşım itibariyle yapmaya karar verdim. Böylece başkalarının da aslında kendilerini farkında olmadan bazı şeylere mecbur zannettikleri, kısırdöngülerin içine hapsettiklerini fark ettirmek ve buradan çıkışlarını destekleyerek sonsuz potansiyellerini, yapabileceklerini, hayallerini gerçekleştirebilmelerini desteklemek üzere ‘’Ben zamanı’’ sloganından hareketle merkezimi açtım. Bu süreçte başka pek çok hikaye var ama onları yeni kitabımda paylaşıyorum. Kısaca ‘Ben zamanı’na geçiş süreci öncelikle kendimde deneyimleyerek başladı ve şimdi bu süreci paylaştığım danışanlarımı destekleyerek Nişantaşı’ndaki yerim ‘Ben zamanı’nda devam ediyor.

- Uzmanlık alanınız nedir?

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-TV-Sinema Bölümü mezunuyum diplomamda İletişim Uzmanı yazıyor. 15 yıl boyunca yaptığım reklam ajanslarında müşteri ilişkileri yöneticiliği insanları algılamama, duygularını hissedebilmeme çok katkı sağladı. Eğitimin yanı sıra hayattaki zorlayan deneyimlerim genelde ilişkilerden yana olduğu için ‘İletişim & İlişki Uzmanı’ sıfatını kullanıyorum. Regresyon ve EFT tekniklerinin terapistiyim. Bu teknikleri koçlukla birleştiriyorum. Ancak bunların hepsi birer sıfat ve aslında hiçbiri bana ait değil sadece bu sıfatlar uzmanlık alanım olarak görünüyor şimdilik…

-    "Ben zamanı"na yeniden dönelim... Kişinin kendine dönmesi için yapması gerekenler neler?
•    alışkanlık zihninden otomatik olarak yaptığı davranışlarını, söylemlerini sorgulamak
•    dilinde sarf ettiği sözcüklere farkındalıkla bakmak
•    kendine cesur ve güçlü sorular sormak
•    duygularının farkında olmak
•    duygularını ve hislerini hissetmeye izin vermek
•    olaya, olguya, kişiye benden buraya yansıyan nedir? nasıl bir şeydir diye bakabilmek… Aynada kendini görebilmek...
•    kendine zihni sakinleştiren, dinginleştiren eylemler yapmak örneğin doğada yürüyüş, yoga, meditasyon, namaz, dua, şükretmek...
•     istemediği, sevmediği hiçbir şeyi yapmaması, kendini zorlamaması...?


- Hayat yolculuğumuzda pek çok duyguyla başa çıkmak zorunda kalıyoruz. En çok karşı karşıya kaldığımız duygu ise korkularımız ve endişelerimiz. Onları olumlu duygulara dönüştürmenin yolları var mı?

Evet pek çok duyguyla başa çıkmak zorundayız, zannediyoruz. Halbuki duyguların ve korkuların bir hikmeti, bize öğretileri var. Bize, ''duygularla baş et! duyguları kontrol et! duyguları yönet! duyguları bastır!'' gibi telkinler verildiği için duyguların ve korkuların, endişelerin bizdeki hallerinin, etkilerinin değişim ve dönüşüme uğrayabileceğini yeni yeni algılayabiliyoruz.?Duygunun ve korkunun sadece bir enerji olduğu bilinciyle bakarsak bu enerjileri, manyetik alanımızdan hareket ettirebilmek için öncelikle onları hissetmeye izin vermeli ve seyir halinde bakabilmeliyiz. Gözlemci olarak duygu ve korku dediğimiz bu enerjilere bakabilirsek onları dönüştürmeye başlayabiliriz. Bir şey size etki ediyorsa bu o şeyden dolayı değil, sizden dolayıdır. Bunu fark etmek bile çok kıymetli çünkü o zaman kızmak, suçlamak gibi duygulara girmeyebilirsiniz. Bir sonraki aşamada kendinize de kızmaya, suçlamaya, kendiniz için üzülmeye son verebilirsiniz. Çünkü tüm bunlar ego frekansının, kurban rolü oynamanın getirdikleridir. Ayrıca reddettiğiniz, kabul etmediğiniz şey daha da güçlenerek üzerinizdeki etkisini daha da artırabilir. Bu farkındalıkla baktığınızda, kabul gelir. Gönülden bir kabulunuz olursa da sizi zorlayan şey artık geçer. Manyetik alanınızdan hareket etmiştir. Buna dönüşüm diyebilirsiniz. O olay, olgu, kişi belki değişmemiştir ama size olan etkisi değişmiştir. Siz değişip dönüşmüşsünüzdür. Bunu idrak etmek ancak yapabildiğinizde olur. Bir kere oldu mu da artık yaşamanız daha kolaylaşabilir. Daha kolay yapabilir hale gelirsiniz.

- Siz, çocukluğumuzun aslında hayatımızı şekillendirdiğini söylüyorsunuz. Hepimizin çocukluğu tozpembe olamıyor maalesef. Geçmişte aldığımız yaraları iyileştirmek mümkün mü? Nasıl?

Evet sadece ben değil bunu artık herkes söylüyor, biliyor, hissediyor. Daha da hayatımızı şekillendiren pek çok şey var. Sadece çocukken yaşadığımız deneyimlerin duyguları ve korkuları değil. Yedi kuşak atalarımızdan dnalarımızla aktarılan kayıtlar, karmalar var. Evet bunları fark etmek, başka bir bilinçle bakarak iyi hissetmek mümkün. Örneğin, www.handeakin.com web sitemdeki içimdeki çocuk meditasyonunu sakin bir ortamda, kalbinize ve nefesinize odaklanarak yapın lütfen… Bilinçaltınızın derinliklerine doğru yapacağınız yolculukta bakalım nasıl hissedeceksiniz? Neleri fark edeceksiniz??“Hande ne yapıyor” derseniz yaşadığımız her şeyin ardındaki hikmeti görebilmek için maneviyatımızın güçlü, sağlam olması gerektiğini fark ettim. Yaşadığım her şey bugünkü halimi oluşturuyor bu sebeple, olan güzel. Tam da olması gerektiği gibi… Olanın güzel olduğunu kabul edebilmek, oraya teslim olabilmek marifet. İşte burada Allah’a sözde değil, gerçekten özde teslim olabilmek gerek. Yapabildiğimce teslimiyette olmaya bir gayretim var.

- Kadın ya da erkek hepimizin sorunları var. Ama kadın olmanın ağırlığı sanırım biraz daha yoruyor bizi. Bu da yine çocukluğumuzda bize yüklenen kodlamaların bir etkisi mi?

Çocukluğumuzda kadın olmak ve kız olmakla ilgili evet pek çok hipnotik telkin aldık. Bunları hem kendimde hem de danışanlarımla yaptığım regresyon seanslarında fark ederek ‘Kadın Olmak’ kitabımı yazdım. Bu kodlamaları fark edince, değiştirme imkanınız var. Farkında olmadığımız bir şeyi değiştiremeyiz. O yüzden farkındalık çok kıymetli…?Telkinlerden biri de kadın olmanın ağır olduğu... Yani bu bir hüküm, zamanında birileri bu hükmü vermiş ve buna inanmış inandıkça da bu realiteyi yaratmış ve yaşamış. Kollektif bilinçte, kuantum alanında bu düşünce; biz bunu kullandıkça, dilimizde tekrar ettikçe büyüyor ve yaşamlara hakim oluyor. Şuna uyanalım ve inanalım diyorum. Şu düşünceyi besleyelim kadın olmak çok güzel, muhteşem harika… Hangi düşünceyi beslerseniz onu yaşarsınız. Hissederek yaşamak burada önemli! ??- Kadın olmanın ötesinde biz bedenimizle kendimizi nasıl özdeşleştirebilir ki?
Kadın ya da erkek, bedenimizin aldığı bir form sadece… Biz sadece beden değiliz. Kadın olsun erkek olsun kendini bedeniyle özdeşleştirmenin ötesine geçebildiğinde sonsuz ve sınırsız bir varlık olduğunu kavrayabilir, hissedebilir. Biz eril ve dişil enerjiden oluşuyoruz diyebiliriz. Kendimizi sadece bedene ve cinsiyetimize indirgemeden… Muhteşem bir varlık olduğumuzu idrak edebiliriz. O zaman da kadın ya da erkek olmaya dair pek çok düşünce, inanç kalıbından, satın aldığımız hipnozlardan özgürleşiriz.

- Son olarak, sağlıklı bireyler olarak hayatımıza devam etmek için vereceğiniz en önemli öğütler neler olacak?

•    Şikayet etme şükret.
•    Olan güzeldir diyebilmeye gayret et.
•    Sevmediğin, mutlu hissetmediğin bir şeyi yapma.
•    Gönülden kabul etmeye niyet et. (Kabul etmek onaylamak değildir. Onaylamayabilirim ama benden farklı olanı olduğu haliyle kabul edebilirim.)
•    Hayallerimizi gerçekleştirme potansiyelimiz var. Sadece sorgula, fark et, niyet et, adım at ve teslim et.
•    Her şeyi mantık çerçevesine, zihne oturtmaya çalışma.
•    Kalpte yaşamanın rahatlığını ve özgürlüğünü hissetmek için pozitif bakış açısıyla bak. Bu sağlığa da iyi gelir.?Önyargıyı, dedikoduyu bırak. Enerji kaybından başka bir şey değildir.
•    Yaşama sevincini çoğaltmak, enerjini yükseltmek için beklentisiz hizmet et.?Kendini bir şekilde ifade et. Hislerini, duygularını içine atma, söyle.
•    Sev, çok sev, Yaradan’dan ötürü sev.? Beslenme alışkanlıklarına, bedenine özen göster.
•    ‘Ben zamanı’ yarat.
•    Yaşamın manevi tadlarını hissetmek, deneyimlemek için gönülden dua et.
 

 
Toplam blog
: 248
: 438
Kayıt tarihi
: 27.04.16
 
 

Almanya'da doğdu. Oradaki öğreniminin ardından üniversite eğitimi için Türkiye'ye döndü. Gazeteci..