Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Haziran '08

 
Kategori
Eğitim
 

Yaşam Yolu (2)

Yazarı: Anton S. Makarenko

İç savaşın alevlerinin henüz tümüyle sönmediği ve yaşamın daha yeni yeni normale dönmeye başladığı dönemde, 1920 güzünde, Eğitim Bakanlığı, o zamanlar genç bir öğretmen olan Anton Semyonoviç Makarenko'ya kimsesiz çocuklarla, çocuk suçlular için bir topluluk kurma görevini verdi. 1921 yılında ana babaları iç savaşta ya da hastalıktan, açlıktan ölen sokak çocuklarını bir araya getirdi. Bu toplumdışına itilmiş gençleri değiştirmek ve onları birer dürüst, değerli, üretici insan haline getirmek, Makarenko'nun yaşamının ereği oldu.

Buradan elde ettiği zengin yaşam deneyimlerinin ışığı altında yıllar sonra kaleme aldığı Yaşam Yolu kitabıyla da büyük bir eğitimci olduğu kadar büyük bir yazar olduğunu kanıtladı. 'Bu kitap benim her şeyim', diyen Makarenko, bu yapıtını tümüyle olgulara dayandırmış, birkaç ad ve durum dışında hiçbir şeyi değiştirmemiştir.

Yaşam Yolu 2

Gorki topluluğuna halk eğitim komiserliğine bağlı Ukrayna çocuklarına yardım kurumundan bir denetleyici olan Bakova, 6 Ekim günü ziyaret edecek. Müdür yoldaş Makarenko bu çocukları çekip çevirmek çok güç. Çocukların bu hazları kendilerini tümüyle tarıma adamışlar. Gelecekte de bu işi meslek edinmeyi kafalarına koymuşlar. Hepsi de işçi üniversitesine girmeye hazırlanıyorlar. Topluluktakiler ömür boyu çiftçilik yapmayı düşünmüyorlar ama yine de çalışıyorlar.

Topluluktaki gençlik kolları toplantılarında üstlendikleri en önemli iş, okullarını sağlam temeller üzerine oturtmaktı. Çözülemeyen sorunları vardı. Bunlar: Çocukların çoğu okula gelmiyor, derse katılmaya heves göstermiyorlardı. Okul da bu isteksizliği yenmeye çalışıyordu. İlk zamanlar burada çocukların evsiz barksız geçirdikleri dönemlerde yaşanılan acıların acı deneyimler siliniyordu. Burada ayakkabı onarımcısı, marangoz, olduğu gibi Rabfak Üniversitesine gitmeye can atanlar vardı.

Rabfak bu işçi gençlere karanlıktan ve bilgisizlikten kurtarıp yeni bilgili insan yaratacak güç kabul ediliyor. Hepsinin yüreği hop ediyor. Burada Rapfak’a giden öğrenciler geliyor, onları dinliyorlar. Rabfak demek son derece güç, verilmesi olanaksız bir sınav demekte. Bu sınavı da görgü tanıklarının söylediğine göre yalnız ve yalnız harika çocuklar kazanırdı. Bu da öğrencileri özendiriyordu. Çocukların çoğu bu seviyeye gelmişti zaten. Çok üstün çalışmalar sergileyen öğrenciler çoktu. Tabiî ki öğretmenler öğrencilerle özel ilgileniyorlar bazı öğrencilerin umutsuz tavırlarına karşı öğretmen bunlara daha yakından ilgileniyor. En iyi öğretmenler bu sınıflara veriliyordu. Bazı öğrenciler ben sadece hizmetçi olabilirim diyordu.

Topluluğun 600 izleyici oturtacak tiyatro sahneleri vardı. Kasaba dışında da tiyatro izlemeye gelenler vardı. Tiyatro oyununa çalışanlar, öğrenciler, öğretmenler hepsi katılıyordu. Mesela kış boyunca aşağı yukarı 40 oyun sahneye koymuşlardı. Tiyatro oyununu bedava sergiliyorlardı. Oyunlar topluluğa pahalıya patlıyordu ama herkesten çok köydeki gençlere önem veriyorlardı. Çünkü köydeki gençlerin ve kızların parası yoktu. Topluluktakilerin çoğu katılması için oyuncusu bol olan oyunlar seçiliyordu ve oyunlar izlenilenler tarafından çok beğenilirdi. Topluluk özel müfrezeler şeklinde çalışıyordu. Mesela özel müfrezelerden 4. müfreze sabah 4’te kalkar kahvaltı eder, ana girişin karşısındaki çiçeklerin önünde sıralanırdı. Tüm öğretmenlerde çocukların sağ tarafında sıra olurlardı. Aslında öğretmenler katılmak zorunda değildi. Ama onlar için katılmamak kendiliğinden ayıp sayılmıştı. Herkes özenle müfrezelerine katılırdı.

Topluluğun anlayışına göre: Eğer beraberlikte karşılıklı anlayış varsa burada eğit bilimin çekirdeği kendiliğinden oluşurdu. Bazı denetleyiciler burada çocukların tutuklandıklarını ve çocuklara açlık cezası verilip sadece ekmek ve su verildiği gerekçesiyle topluluğa geldiler. Makeranko ise çalışma cezası verdiklerini bazen yemek verilmediğini, tutuklandığının ama kilit vurulmadığını, çalışma odasında tuttuklarını söyledi. Daha sonra ceza verilmeden nasıl eğitim yapılır daha öğrenemediğini ifade etti. Bu eğitim dizgesinde burjuva eğitim dizgesi arasındaki temel ayrım, bir çocuk topluluğunun kaçınılmaz olarak gelişmek, büyümek, zenginleşmek durumunda olmasında daha iyi bir yanına ulaşma çabası içinde ortak eleklere doğru büyük bir heves, coşku ve sebatla, yılmadan ilerlemesinde el birliği, duygu birliği çalınmasında yatmaktadır. Gerçek eğit bilimsel diyalektik belki de bu olgudan kaynaklanmaktadır.

Makeranko’ya göre insanlar çavdarsız olmaz. İnsanların çavdarı oldu mu korkulacak bir şeyi yok demektir. Ağzına koyacak bir lokma ekmeği olmayan çocuğa Gogol okumayı öğretmek neye yarar.

Gorki topluluğuna, ahlaksız çocukların kurumu olan 400 çocuk bulunduran Kuryaj Topluluğunu devretmek istiyorlar. Bu topluluk başkentin dibinde korkunç bir haydutlar yuvasıydı. Burada tüccarlar, aracılar, kumarcılar, şarlatanlar, serseriler, dolandırıcılar ve zimmete para geçirenlerle doluydu. İster ekonomik, ister eğit bilimsel, ruh bilimsel ya da başka bir bilimsel olsun her türlü öneri ve akla kulaklarını tıkamış, topluluklarında neden yoksulluk içinde olduğunu, neden çocukların sürüyle kaçtıklarını, neden hırsızlık ve serserilik yaptıklarını anlam ümitlerini yitiriyordu.

Mesela bana beş ruble ver, bir yudum sigara içmezsem öleceğim diyerek gelenler vargı. Bir hafta sonra tekrar gelip beş ruble isteyerek votka içeceklerini söylüyorlardı. Kir pas içinde üstü başı dökülen müdür Makeranko’ya topluluğu gezdiriyordu. Burada hiç kapı yok çünkü kapılar yakılmış. Şimdide döşemeleri söküp onları yakıyorlar. Ambar kapılarını arabalardan birkaçını bile kırıp yakmışlar. Yatakhaneye giriyorlar, kirli yatakların, biçimsiz paçavra yığınlarının ortasında kimsesiz çocuklar. Bakımsız iki çocuk tahtayı kırıyor. 16’yı aşkın haşarı. Hepsi yalancı, içlerinden bir çocukta bu toplulukta dayak yediklerini söylüyor. Topluluğun da tarlaları bile ekilmemiş. Kuryaj’da 40 öğretmen olmasına rağmen çocukların durumu içler acısı. Gorki’de ise sadece 15 öğretmen var. Gorki bu topluluğu kabul etmek için çeşitli istekleri var. Bunlar; Kuryaj’da bulunan tüm çalışanlar işten alınacak, 15 öğretmen olacak, öğretmenlere ayda 40 yerine 80 ruble ödenecek, yeni çalışanlar tarımdan seçilecek, işçi sendikası ve karşı koyma hakkı bulunacaktır.

Halk eğitim komitesindekiler Makeranko’ya siz eğit bilimci değilsiniz askersiniz, buradakiler sizi neden gözünde büyütüyorlar diyor. Ama topluluktaki herkes orada bulunan sorunun büyüklüğünün ve görevin ciddiliğini kavramış, çocuklar belki de biraz bilinçsizce topluluğun tüm isteklerine boyun eğmelerini gerektiğini yüreklerinde duyuyor. Bunları yaparken de bir özveride bulundukları duygusuna kapılmıyorlardı. Tüm üyeleri, çalışanları taşınabilir eşyası, hayvanları ve araç gereçleriyle Kuryaj’ı Mmayıs’ta devraldılar.

Bomboş yatakhaneler, darmadağınık olan dinlenme eğlenme salonu, tükürükle kaplı merdiven basamakları, çöplerle kaplı yollar, sinek pislikleriyle kaplı pencere camları, yüzleri yıkanmamış çocuklar… Çocuklara sorulduğunda: Su yok, motor bozuk, suyu pompalamak imkansız, havlu yok, sabun yok, diyorlar. Eskiden bunlar temin ediliyordu fakat depoda asma kilitler kırılıp her şey çalınmış, bunun üzerine müdür hırsızlara ateş edeceğini söylemiş, çocuklarda haydi ne duruyorsun demişler. Kuryajlı çocuklar çok tehlikeli bir gerilim içinde olay çıkarmak için bahane arıyorlar, çoğu silahlı. Gorkililer bahçeye çıkıp yemek dağıtıldığını görüyorlar. Kurjajlı çocuklar tencereleri mutfaktan yatakhaneye taşıyorlar. Mitka‘yla Vitka ellerinde tencere bulunan iki Kuryajlıyı durdurmuş konuşuyorlardı.

“Ne garip adamsınız be! Siz hiç terbiye görmediniz mi, dağdan yeni mi indiniz yoksa?”

Çocuğun sıkılı yumruğunda bir lokma et, koltuğun altındaki ekmeğin kabuğu didik didik yenmiş, gömleğin kolu vıcık vıcık çorbaya bulaşmış. Sallandıkça yere lahana ve pancar parçaları düşüyor. Gezerlerken yastıkların olmadığını görüyorlar ve çocuk bunun sebebini kahkaha ile söylüyor: “Bir zamanlar vardı, sonra püt küt kalmadı.” Çocuklar Gorki’yi biliyordu. Sizin topluluk çok sıkıymış, diyorlar. Borazan çalınıyormuş herkes koşarak geliyormuş, selam çakıyorlarmış. Sonra sol sağ sol sağ sonra iş başı. Çocukların bundan hoşlanmayacağını kaçacaklarını söylüyor.

Kızlar yatakhanesinde en büyüğü 15 yaşında kızların elbiselerinin hemen hemen hepsi yamalı. Kızlar Anton Semyonoviç’ten çekine sıkıla yataklarının üzerindeki battaniyelerini düzeltiyorlardı. Gorkilerinizi biran önce getirin, burada yaşamak tehlikeli. Çünkü oğlanlar peşimize düştükleri için bahçeye çıkmakta korkuyoruz. Sıkıştırıp açık seçik sövgülerle rahatsız ediyorlar. Kızlar genelde açtı. Yemekhanede genelde onlara yemek kalmıyor. Erkekler kızları dövüyorlar, onlardan satacak bir şeyler istiyorlar. Onlarda vermeyince yatakhaneye dalıyor, yastıkları alıp kasabada satıyorlar. Anton bu durumun 10 gün sonra düzeleceğini söylüyor. Çan çalıp öğrencileri toplamaya çalışıyorlar. Anton “eğitbilimsel yaklaşmak lazım, davranışlarının koşullandırılması lazım” diyor. Kimse toplantıya gelmedikçe yemek vermeyelim, diye bir karar alıyorlar.

Bu arada tarları ot kaplamış toprak sürülmüş, ekecek tohum yok, etraf leş kokuyor, ayak basacak bir karış temiz toprak yok, hepsi yalın ayak dolaşıyorlar. Tabak kaşık hiçbir şey yok. İşe ne ile başlayacaklarını şaşırıyorlar.

Bir şekilde işin ucundan başladılar. Kendi Rabfak öğrencileri de buraya geldi. Hepsi olmasa bile toplayabildiklerini toplamaya çalıştılar. Hemen beraberce bir hareket planı çizdiler. Onlara toplantıya gelmezlerse yemek vermeyeceklerini söyleyerek toplantı yapıldı. Gorki topluluğunu anlatan konuşma yapıldı. Gerçekleştirilecek her şey anlatıldı.

Rabfak öğrencileriyle beraber gecenin geç saatlerine kadar müfrezeler oluşturuldu. Çocuklar yanındaki yatakta kimin yattığını dahi bilmiyordu. Çoğu da takma ad kullanıyordu. Kepçe kulak, karınca, şoför vb. bu çocukların çoğunda köprü altı ideolojisi aslında var olmamış. Çoğu daha iyi bir topluluk ve çocuk yuvasına yerleşmek için bulundukları yerden kaçmışlar. Her gittikleri yerde de al baştan edip eğitim bilimsel süreci bir kez daha yaşamak durumunda kalmaktadırlar.

Belli bir eğitim bilimsel sürecin kaçınılmaz sonucu olan bu vurdumduymazlık ve umursamazlık bir bakıma eğit bilimin gücünün nedenli büyük olduğunu göstermektedir. Buradaki çocukların toplumsal eğitim öz disiplin içinde eğitilmektedirler.

Rabfak öğrencileri buraya gelip bir iki bel sallamaya kalktılar. Ama onları hemen Harkov’a gönderdiler. Çünkü bahar sınavları vardı. Çünkü bu öğrencilerin yüksek öğretim kurumlarına girmeleri bekleniyordu. Bu tabi Kuryaj’dan daha çok anlam taşıyordu. Gorkiler’in bunları adam edeceğini düşünmüyorlardı. Eğit bilimsel görevlerinin bütün davranışlarına egemen olması yaptığı her harekette dış görünüşünün en ince ayrıntısına hatta belindeki kemerinin sönük parıltısına bile etkinliğini sürdürmesi gerektiğine inanıyordu. Makarenko: “Bu çocukların beni sevmesini sağlamalıyım, ” diye düşündü. Çabalarını anlatmalı, duygularını paylaşmalı, yüreklerindeki karşı konulmaz bir duygudaşlık anlayış beslemeli, öte yandan onların bu duygularına metelik vermediğini, diş bilemelerini hiç umursamadığını iyi bilmeliydiler.

Gorki topluluğunu nihayet buraya geliyor. Çocukların hepsi şaşkın. Gorkililer’in hepsi tertemiz, düzgün, ciddi, tabur gibi düzenli, parıl parıl parlayan kemer tokaları… Kutyajlılar’da çıt çıkmıyor. Kutyajlılar Gorkililere oyalanacak vakitleri olmadığını, burada böcek, bit, pire ve her türden mikrobun karnını doyuran bir erzak depoları olduğunu söylüyorlar. Bunların tuvalet alışkanlıkları bile yok. Bunu bağırarak söylüyorlar, burunlarını bile silemiyorlar.

15 Mayıs’ta yapılacak işler ve kararlar sıralanıyor. Gorkililer de eski hallerini anlatıyorlar. Neler kazandıklarını, nelerin değiştiğini söylüyorlar bunlara. Akılcı bir yaşam süreceklerini insan olarak bunu yaşamaları gerektiğini belirtiyor. Eğitim veriliş şekli çok hassas, uçabilir bir madde gibidir. Sürekli bakım ister, her gün ilgi, dikkat ister. Eğitim yöntemi hızla oluşturulan bir şey değildir. Yalnız arı bilinçle önceden kazanılmış ilke ve alışkanlıklarla değil, eski kuşakların deneyimlerine gösterilen bilinçli saygıyla geliştirilir. Kendisi de belli bir deneyim süreci yaşamış bir topluluğun büyük yetkisiyle gelenekler birikmedikçe bir eğitim biçimi oluşturulamaz. Birçok çocuk kurumu alışkanlık ya da gelenek geliştirmemiş olmalarında ya da bu işi başlamaları halinde sürekli değişe gelen eğitim denetçilerinin bu gelenekleri elbet takdire şayan kaygılarla dizgeli olarak hiçe saymalarından kaynaklanmıştır. İşte toplumsal eğitim adlı “çocuk”un ister yüzyıllık ister bir yıllık olsun hiçbir geleneğe sahip olmaksızın yaşamasının nedeni budur. Ardından Gorki gibi öğretmen ve topluluktaki çocuklardan oluşan en karmaşık işleri bile sonuçlandırmayı başarmak. Çocuğa saygılı davranmak, doğanın işine engel olmamak, olumlu kişiliğe dönüşecek.

Bizim eğitsel üretimimiz hiçbir zaman teknolojinin mantığına göre değil “ahlaksal vazife”ye göre düzenlenmiştir. Bu olgu derslik çalışmalarında kendini pek fazla gösteremese de geniş anlamda eğitim alanında göze çarpar. İnsanoğlunun yaşam yolunda yaşamının amacı olarak sevinç verici bir şeylerin bulunması gerekir. İnsan yaşamında gerçekten de itici güç oluşturacak şey yarın gelecek olan sevinçtir.

Eğit bilim tekniğinde bu çok fazla uzaklarda olmayan sevinç, erişilmesi yolunda çaba harcanacak en önemli meselelerden biridir. Her şeyden önce bir sevinç kaynağı bulmak o kaynağa can vermek onu gerçekleştirmeyi bir olasılık haline sokmak gereklidir.

Bir insanı eğitmek demek onu yarınların getireceği sevinçlere götürecek dürtü ve heveslerle düzeltmek demektir. Onda yepyeni bir heves uyandırmak var olan umutları yeşertmek onları işe koşmak demektir. Yavaş yavaş daha alımlı daha değerli istekler yaratmak demektir.

Artık Kutyaj bambaşka. Yataklar, yastıklar, on bin ruble battaniye… Yerler tertemiz yataklar düzenli, temiz çarşaflar… Dört yüz çocuk sıra olmuş jimnastiğe hazırlanıyorlar. Sanayi kuruldu, hızar atölyesi tezgahları, biçki makinesi, siparişler alıyorlar, bankada cari hesap bile açtılar.

Pazar günleri öğretmenler, işçiler, eğit bilimciler, gazeteciler yaşantılarını görmeye geliyorlar. Gazeteler ve dergiler, yaşamlarının yalın dostluklu öykülerini yazıyorlar. Yazılarını çocukların posterleriyle, domuz ahırlarının, hızar atölyesinin fotoğraflarıyla süslüyorlar.

Yedi yıl sonra Gorkililer büyüdü adam oldu. Ülkenin dört bir yanına dağıldılar. Uzakdoğu Ordusunda doktor, Kuzey Buz Denizinde gemici, pilot, öğretmen, elektrikçi, çilingir, makine ve traktör fabrikalarında usta başı, bir yığın genç mühendis ve bir yığın kendi ürettikleri aletler.

1931 yılında topluluk üyeleri elektrik fabrikası kurdular. Zerjinki matkabını ürettiler. Yüksek matkap üretimine geçtiler.

Yorum:

Bu romanda Anton Makarenko tarafından, en olumsuz şartlarda eğitimsiz birçok çocuğun yaşamında meydana getirdiği değişiklikler, en bariz şekilde ortaya koyulmaktadır. Bu eğitbilimsel çalışmalarında karşılaştığı güçlükleri aşarak, hedeflerindeki kararlılıkla çalışmalarını ortaya koymuştur. Bu yaptıkları herkese örnek olmalı.

Sonuç:

Eğitim, sabır, kararlılık ve inanç sayesinde, en sorunlu, toplumdışı kalmış insanlar bile, toplumun etkin, üretken bir üyesi durumuna gerilebilmektedir.

İkbal Büyükbaş

 
Toplam blog
: 425
: 3089
Kayıt tarihi
: 06.12.06
 
 

Gazi Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması ve Ekonomisi..