Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Aralık '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yaşama dair üç şey

Yaşama dair üç şey
 

İnsanın varoluşundan beri yaşamın tanımı ne ilginçtir ki hep üç şeyle izaha başlanmış ve böylece de devam ede gelmektedir. İlkel insan yaşamı kurarken ve devam ettirirken muhtaç olduğu şeylerle izah etmiş. Görmüş ki kendi yaşamına etki eden en önemli üç unsur SU, HAVA ,TOPRAK yaşamına yön veren temel şeyler, her şeyini bu üç nesneye göre planlamış, bunlar üzerinden düşünmüş. İnancını, sevincini hatta üzüntüsünü bile bu üç ana unsur üzerinden yapmış.

Bu üç unsur yaşamın her alanını işgal etmiş, Türk kültürünün temeline bir başka versiyonuyla yansımış. At, avrat, silah. Bu üçlü Anadolu da yıllar yılı insan yaşamının üç temel unsuru olmuş, bunlar için ne hayatlar sönmüş, ya da ne yaşamlar bu uğurda yok sayılmış.

Aynı üçlemeyi Hıristiyan kültüründe de görmek olası “ Meryem, İsa ve Kutsal Ruh “ üçlemesi de aynı kültürel yaklaşımın ortaya çıkışı.

Diğer yandan bu üçleme Alevi kültüründe de göze çarpar, bu da Ali, Muhammet ve Allah üçlemesi de bu kültürün üç temel taşı niteliğindedir.

Üçlemeleri yaşamın içinde her fırsatta görmek olası insanımız hep bir şeyleri bu üçlemeye göre belirlemiş. İşte bir kaçı :

Hayatta bir kez gittiğinde asla geri gelmeyen üç şey; Zaman, sözcükler ve fırsatlardır.

Hayatta hiçbir zaman kaybedilmemesi gereken üç şey; Barış; umut ve dürüstlüktür.

Hayatta en değerli üç şey ; Sevgi, güven ,ve arkadaşlıktır.

Hayatta hiç emin olunmayacak üç şey ; Düşler, başarı ve zenginliktir.

Hayatta insanı geliştiren üç şey ;Çok çalışma, samimiyet ve başarıdır.

Hayatta insanı mahveden üç şey ise ;Cesaretsizlik, boş gurur ve özellikle de öfkedir.

İnsan yaşamını belirleyen üç şeyin her zaman varolması, belki bir gereklilik, belki de zorunluluktur. Ancak bu bile insan olmanın gereğidir.

İnsanın kaybetmemesi gereken önemli meziyetlerden üçü de onur, yardım severlik ve insaniyettir.

Yardım Severlikle ilgili size bir hikaye anlatmadan geçemeyeceğim;

Bedevinin birisi çölde devesiyle giderken ,çölün ilerleyen derinliklerinde susuzluktan ağzı ve dili kurumuş perişan bir halde bir vatandaş görür ,bu şahıs yalvaran bir bakışla bedeviden su ister. Bedevi deveden iner perişan şahsa ahşap su kabından su içirir .Sırtını bir ufak kum birikintisine yaslayıp dinlenmesini sağlar ve bu arada neden buralarda kaldığını anlamaya çalışırken,birden susuz perişan şahıs birden sıçrayıp deveye biner ve kaçmaya başlar ,bedevi şaşırmış bir şekilde arkadan bakarken şöyle seslenir;

-Kardeş lütfen böyle bir şey yaşadığını kimseye anlatma ,rica ederim .

Deveyi kaçıran bunu duyunca duraklar ve sorar : -“Hayırdır,deve için bir şey demedin?.. Ancak bunu kimseye söylemememi istiyorsun...!! Nedendir?

Bedevi :- Vallaha ne diyeyim ; etrafta duyulursa insanlar başkalarına yardım etmezler,birçok insan bizim yüzümüzden çöllerde perişan olurlar.İnsanımız her iyi niyeti ve yardımseverliği kötüye kullanmasaydı belki yaşam bir başka güzel olurdu.

Yaşamımızı belirleyen en güzel üçleme SEVGİ,DOSTLUK VE BARIŞ olması dileğiyle. Dr :Yavuz İren

 
Toplam blog
: 45
: 1344
Kayıt tarihi
: 04.11.06
 
 

Düşünmeyi ve yazmayı çok severim. Yaşama ilişkin çelişkileri görmekte ısrarlıyımdır. Muhalif olmaya ..