Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Haziran '10

 
Kategori
Siyaset
 

Yaşama hakkı

VATANDAŞININ YAŞAM HAKKINI KORUYAMAYAN HESABINI VERİR!

Yukarıdaki başlık TUSİAD Başkanı Ümit Boyner’e ait. Türkiye’ nin en etkili kuruluşlarından Tusiad’ın bu açıklamalarını ya da benzer sözleri bizler söylesek anında vatan hainliği damgasını yerdik. İyi ki Tusiad varmış demeyeceğim ama, bazen sözün tükendiği yere geliyoruz ve kimden gelirse gelsin, akılcı ve mantıklı değerlendirmelere ihtiyaç duyuyoruz.

PKK terör örgütünün son saldırılarının ardından ”PKK lıları çoban sandık” açıklaması yapan Tümen Komutanı ya da “ Gedikpaşa’ da askerlerimiz bir kahramanlık destanı yazdılar.” diyen Genel Kurmay Başkanının bu tür konuşmalarının ardından Tusiad Başkanı Ümit Boyner’ in sağduyulu ve akılcı konuşması ister istemez yazımızın başlığı oldu.

Şimdi eğri oturup, doğru konuşalım. Bu terör belası ne zamandan beri var? En az otuz yıldır. Bu süre içerisinde yitirdiğimiz insan sayısı ne kadar? 40 bin civarında. Türkiye, dünyada askeri harcamaları en yüksek ülkelerden biri midir? Evet. Dünyada terörle bu kadar uzun süre mücadele eden ve bu kadar çok insan kaybeden başka bir ülke var mıdır? Yok. Şimdi biz bu değerlendirmenin ardından çıkıp da “niye bu ülkenin böylesine önemli bir tehlike karşısında profesyonel bir ordusu yok? Niye Anadolu çocuklarını kısa ve yetersiz bir eğitimin sonrasında, doğa koşullarına uyum sağlamış, her türlü silah ve gerilla savaş eğitimi almış katillerin karşısına çıkartılıyor?” dersek; MGK ‘ nun, ordunun moralini bozacak yayınlar yapan gazeteciler durumuna mı düşeriz?

ARTIK YENİ ŞEYLER SÖYLEMEK LAZIM


Elbette bu ülke insanları şehitlerine de sahip çıkacaktır. Ateş düştüğü yeri yakar. Şehit analarının gözyaşlarına hepimiz üzülüyoruz. Her gün yeni bir yerden, yeni ölüm haberleri almak istemiyoruz. Ancak gözyaşlarının ölüme faydası olmuyor. Şehit cenazeleri ardından hamasi nutuklar terörü bitirmiyor. Hele de yeniden olağanüstü hal uygulaması ya da benzeri önlemler, terörü artırmaktan başka işe yaramaz. Bütün bunlara rağmen hala siyasilerin şehit cenazeleri üzerinden siyaset yapması ve hala çözümü askeri tedbirlerin artırılmasında aramalarını anlamak hiç mümkün değil. MGK ndan bir devlet projesi olarak geçen açılıma her fırsatta değişik gerekçelerle karşı çıkanlar kadar bu projeyi uygulamakta gerekli cesaret ve kararlılığı gösteremeyen AKP iktidarı da olanlardan sorumludur. Gerek askerlerimiz, gerekse dağa çıkmış gençler, hepsi de bizim yurttaşlarımız ve en kutsal hak olan yaşama hakkına onlar da sahiptirler. Bu ülkeyi yönettiğini iddia edenler, vatandaşlarının bu haklarını koruyamıyorlarsa, bunun hesabını halka vermek zorundadırlar.

TERÖRE KARŞI TEK ÇARE DEMOKRASİ

Geldiğimiz noktada hepimizin yüreğini yakan, ülkemizi sonu belirsiz bir kaos ortamına sürükleyen terör sorununun çözümü demokratikleşmeden geçer. Sorunun kaynağında yatan, kürt sorunu olarak sunulmaya çalışılan sorun, aslında tüm toplumu ilgilendiren bir demokrasi sorunudur. Hangi etnik kökenden olursa olsun bu ülkede yaşayan herkese eşit haklar sağlamadan, onların dilini, kültürünü özgürce yaşayabileceği, kimliğini istediği gibi ifade edebileceği bir anayasal ortamı oluşturmadan, yalnızca askeri önlemlerle bu sorunu çözmek mümkün değildir. Aksi halde döktüğünüz gözyaşları, timsahın gözyaşları, sözleriniz suya yazılmış ifadelere benzer.

12 Eylül kurum ve hukukunu savunarak, demokratik açılım adına insanları yurda çağırıp, sonra tutuklayarak, polise taş atan çocuklara yaşlarından daha büyük cezalar vererek, meşru bir partinin yöneticilerini hapsederken, Tubitak tarafından da orijinal oldukları tespit edilen balyoz darbe planlarını yapanları ”planda yazılı olanları gerçekleştirmedikleri” gerekçesiyle tahliye ederek bu ülkede törör sorununu çözemezsiniz. Seçim ve siyasi partiler yasası başta olmak üzere, 12 Eylül askeri vesayet anayasasının tüm antidemokratik uygulamalarının ortadan kaldırıldığı, devleti değil, bireyi esas alan, gerçek anlamda sivil, demokratik, yeni bir anayasa yapma hedefiyle oluşturulacak yeni bir parlamentonun kurulacağı bir erken seçim artık kendini dayatmaktadır.

Türkiye’nin yeni kardeş kavgalarına, sınıf çatışmalarına, etnik çekişmelere tahammülü kalmamıştır. Tek kurtuluş yolu demokrasidir ve hiç kimse ya da kurumun bunu geciktirme, savsaklama, yok sayma lüksü yoktur.

DEMOKRASİ……. HEMEN ŞİMDİ……………………

ayhanongun@gmail.com
 
Toplam blog
: 396
: 168
Kayıt tarihi
: 13.01.10
 
 

Barış içinde, birlikte yaşayabilmek adına insan ve emek odaklı paylaşımlardan yanayım.   Öğretmen..