Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Aralık '10

 
Kategori
Deneme
 

Yaşama sarılmak

Yaşama sarılmak
 

Yaşamımızda zaman zaman ters gider bazı şeyler. İşte yaşanan bir olumsuzluk, aile içinde bazı sorunlar, sevdiğinden ayrılık, bir sınavda başarısızlık. Bunların hepsi sıradan bir insanın yaşamı boyunca karşılaşmaması neredeyse olanaksız olan olaylar. Kuşkusuz bunları yok sayamayız, ama çevremize şöyle bir baktığımızda da, o kadar çok olumsuz koşullarda yaşayan, engelli olan, dayanılamaz sağlık sorunlarıyla uğraşan, iş bulamayan, yani gerçek anlamda sorun yaşayan insan görüyoruz ki. Onların sorunlarıyla mücadelelerini ve yaşam azimlerini izledikten sonra, karşılaştığımız küçük sorunların üstesinden gelemeyeceğimizi düşünmek bile kendimize ihanet gibi geliyor. Polyanna’cılık oynayalım demiyorum, ama olaylara biraz daha olumlu yaklaşsak, küçük sorunlarımızın üstesinden kolaylıkla gelebilecek iradeyi oluştursak, yaşamı hem kendimiz hem de sevdiklerimiz için daha güzel bir hale getirmez miyiz? 

Hepimiz biliyoruz ki sonsuza kadar yaşayamayacağız. Dolunayı kaç kez daha göreceğimizi, sevdiğimize kaç kez daha ‘Seni seviyorum’ diyebileceğimizi bilmiyoruz. Ama şu an görebiliyoruz, söyleyebiliyoruz. Öyleyse, her günü kazanç hanesine yazabileceğimiz şekilde değerlendirmeye çalışmak, yaşamın kırıntısından bile vazgeçmemek gerekmez mi? Sabah yatağında gözlerini açtığında, yanı başında uyuyan sevdiğini görüp usulca saçlarını okşadığında, fırından aldığın taze ekmeğin kokusu evin dört bir yanını sardığında, masadaki tavşan demi çayı büyük bir hazla, gözlerini kapatarak yudumladığında , çocukların işe, okula yetişmek için telaş içinde koşuştururken bile gelip yanaklarından öptüğünde yaşadığın mutluluklar bu yaşamın bize sunduğu güzelliklerden değil mi? İş yerinde yardımlaştığın bir arkadaşına tebessüm etmek, yaşgününün için alınan hediyelerin paketlerini heyecanla açmak, deniz kenarında sevdiğinle elele yürümek ve benzeri binlerce mutluluk.Bunların en az bir kez daha olabileceğini düşünmek bile her günü ibadet eder gibi karşılamamızı, tadını çıkararak yaşamamızı sağlamaz mı? 

Yıllar içinde hepimizin kendince öyküsü oluşuyor zaten. Bu öykülerin içinde her şey var: Başarılar, başarısızlıklar, sevmeler, terk edilmeler, acılar, küçük mutluluklar, büyük mutluluklar. İnsanın olduğu yerde neşe de vardır, keder de, coşku da vardır, hüzün de. İnsanların çok büyük bir bölümü - olumlu ya da olumsuz - yaşadığı birçok olayı yalnızca kendisinin yaşadığını düşünüyor. Oysa her gün, her dakika milyonlarca kişi benzer, hatta çoğu zaman kopyalanmış gibi tıpa tıp aynı olayları yaşıyor. Bu nedenle bunların yaşamımız içindeki rollerini çok abartmamalıyız. Bu arada bize destek sağlayabilecek, pozitif enerjilerini aktarabilecek sevdiklerimizin ve dostlarımızın varlığı kuşkusuz olaylara olumlu açıdan bakabilmemizi kolaylaştıracaktır. Önemli olan kendimizi yaşam karşısında güçlü hissedebilmek, yaşama sarılmayı başarabilmektir. Küçük mutluluklarımızı ne kadar çoğaltabilirsek küçük sorunlarımıza göğüs germek o denli kolaylaşacaktır. Bir kez yaşanılacak bu dünyada bize yakışan da budur. 

 
Toplam blog
: 56
: 651
Kayıt tarihi
: 06.12.10
 
 

Bornova Anadolu Lisesi ve Sbf mezunuyum. Üniversite yıllarımda başlayan çalışma yaşamım kısa bir sür..