Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Nisan '14

 
Kategori
Öykü
 

Yaşama veda mı ediyorum? (Son bölüm)

Yaşama veda mı ediyorum? (Son bölüm)
 

Laboratuarın girişindeki sırada oturan Sema, bir süre elinde tuttuğu rapora görmeyen gözlerle baktı. Günlerdir içini kemirip bitien derdin sebebi burada yazılıydı. Korkunun ecele faydası yoktu. Eninde sonunda bu raporu okumak zorundaydım.

Raporda bir sürü tıbbı açıklamanın içinde iki kelime dikkatını çekti, Kanser ve yüzük taşı. Kanser aşina bir kelime idi.Düşünmesi bile korkunç olan bu hastalık onun raporunda yer alıyordu. Yüzük taşını anlamamıştı. Sema yüzükleri çok severdi. Teyze kızı ile çıktıkları her gezide mutlaka bir yüzük alırdı. Çok güzel ve bakımlı elleri vardı. O da ellerinin bu zarafetinden haberdardı. Yüzükle ellerini donatması da bu yüzdendi.

   Yüzük taşı kelimesinin böylesine acımasız bir hastalığı bildiren raporda işi neydi. Semacık nereden bilebilirdi ; yüzük taşı kelimesinin mide kanserinin en kötü şeklini açıklayan bir tıbbı terim olduğunu.

  Sedece kanser kelimesi bile ne meşakkatli ve tedavisi zor bir hastalık karşısında olduğunu belirtmeye yeterdi.

  Yaşam, daha yaşlı sayılamıyacak bu yaşında ona çok kötü bir oyun oynamış ve devasız bir dertle mi karşı karşıya bırakmıştı.

  Öğrendiklerinin şoku ile bir hayal gibi laboratıuardan çıktı. Zaten mecalsiz olan bedeni öğrendikleri ile daha da yıpranmış, ayakları bu cansız bedeni taşımaz olmuştu.

  Evine vardığında cep telefonu çaldı.Ondan sonra laboratuara sonuçları almaya gidip eli boş kalan teyze kızıydı arayan.Teyze kızının sesi korkuluydu.Daha endoskopi sonunda doktordan kötü neticeyi öğrenen, biyopsi sonucu çıkana kadar Sema'ya bir şey söylememek için doktorla işbirliği yapan teyze kızı Sema'nın sonuçları öğrenmesinin neticesinden korkuyordu.

  Teyze kızı, Sema'nın mide kanserinin en kötü türüne yakalandığı ve bu kötü hücrelerin tüm organı sardığını, hastanın çok şansı olmadığını, ameliyat edilip tüm mide alınsa bile yaşama süresinin çok olmayacağını daha o gün doktordan öğrenmişti. Sema'nın biyopsi neticesi çıkana kadar bu feci neticeyi duymayıp, son 5 gününü ümitle geçirmesini istemiş ve doktordan bu konuda yardım rica etmişti.

  Çok sevdiği bir yakınının akibetini öğrenip , ona ve diğer kişilere hiç bir şey belli etmeden geçirdiği bu günler Teyze kızı için bir azap olmuştu.

  Sema, o gün doktorun karşısında neticeyi bir de onun ağzında dinlerken çok sakindi. Sadece doktordan çıkarken söylediği bir cümle teyze kızının içini burktu.

  'Ben hiç yaşamadım ki.'demişti Sema o gün. Bu olaydan 3 hafta sonra bir gece Sema dünyaya geldiği gibi sessizce dünyayı terk etti. Bir elektrik düğmesinin kapanması gibi yaşamın düğmesini kapatmış ve kanserden değil kalpten vefat etmişti.

 
Toplam blog
: 826
: 1068
Kayıt tarihi
: 26.04.11
 
 

Ben emekli bir iktisatçıyım. 21 yıldır bir sanatçı annesiyim. Küçük kızım klasik müziğe eğilim gö..