Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Nisan '20

 
Kategori
Felsefe
 

Yaşamak Görevdir

Asker polis gibi belli işler dışında görev kavramına karşıyım, insanlara yaşamlarıyla ilgili görev verilemez.

Fakat yaşamak kişinin kendine ait bir şey.

Zaten birilerinin verdiği anladığımız manada görev değil, yerine getirilmesi gerekli sorumluluk disiplini anlamında görev.

“Ben istediğim gibi yaşarım”

Böyle bir şey yok, hayatın gereklerini yerine getireceksin. Getirmezsen nolur? Yaşayamazsın; 30’unda kalpten ölürsün. 40’ında başına bir şey gelir. Aç kalır dilenecek duruma düşersin falan.

Mesela sırtüstü yatarak yaşayamazsın. Hayat istediğin gibi yaşanacak bir şey değil, gereğini yerine getirirsen. İstediğin gibi yaşarsan 50’inde hastane köşelerinde, 60’ında ölürsün ki bu da yaşamak sayılmaz zaten.

Detayda görev olmaz; ağacın meyvesi, çiçeği, yaprağı görev değil ama kökü ve dalı görev. Yaşam da böyle; yaşamın kendisi görev, detayları tercih.

Her türlü yaşarım diye bir şey yok. Birileri sana görev vermez, hayatın kendisi görev, görevmiş gibi yaşaman lazım. Bunu yapmayanların yaşayabildiklerini sanmıyorum. İnsanlar rahat davranıyorlar ama yaşamak zor bir görev. Sadece bu görevi hakkıyla yerine getirenler ayakta kalırlar. Güvenliğiniz mesela garanti mi, hayır. Sağlığınız? İşiniz ekmeğiniz?

Gereğini yerine getirmediğiniz zaman yaşayamazsınız. Ekmeğinizi sağlamak zorundasınız. Güvenliğinizi sağlamak zorundasınız. Sağlığınızı korumak zorundasınız. Bunları yapmazsanız sürünürsünüz ve erkenden ölürsünüz. Hayatın gereklerini yerine getirirseniz iyi bir hayatınız olur.

Başkalarına yaslanmak onursuzluktur. Devlet güvenliğimi sağlar demeyin, yolda giderken araba çarpıp ölmeniz devletin, hastalanmanız da Azrail’in sorunu değildir.

Çiçekleri nasıl toplayacağınız görev değildir ama bahçeye girmeniz görevdir.

 

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..