Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mayıs '15

 
Kategori
Ruh Sağlığı
 

Yaşamak için güvenmek gerek.

Yaşamak için güvenmek gerek.
 

Bu sabah Yalıkavağa kahvaltıya gittik arkadaşlarla. Sabah diyorum ama bizim toplanıp gitmemiz neredeyse öğlen saatlerini buldu. Ben çok seviyorum sahilde deniz kıyısında kahvaltı etmeyi. Denizde balıklar sizin atacağınız ekmek parçacıklarını bekliyor ve denize düşen  her lokma , çırpıntılara sebep oluyor. O esnada bir sürü balığın irili ufaklı ekmeğin etrafında mücadelesini seyrediyorsunuz.

Kahvaltı ederken masamıza minik serçeler gelmeye başladı.Ekmek sepetindeki ekmeğe biçare gözlerle bakan bir dolu  serçe.Biz de masanın üstüne ekmek parçaları koyduk. Gelip masamızda bizimle birlikte yiyeceklerini düşündük. Oysa serçeler masadaki ekmek parçasını hızla kapıp kaçmaya başladılar. Sanırım biraz ilerde tenhaya gidip ekmeği yiyorlardı.

Kuşların bu davranışını görünce aklıma iki tane olay geldi. Birisi yıllar önce uzun süre yaşamımı geçirdiğm i Paris'te pazar günleri evdeki bütün ekmekleri alıp , Paris'in tam ortasında Sen nehri üzerinde harika bir parka giderdik. Biz sandöviçlerimizi yerken kuşlar da gelip elimizden ekmek yerlerdi. Ülkemde kuşların ürkek davranışlarını bildiğim için Paris'teki kuşların bu güvenleri çok hoşuma giderdi. Kuşlar bizden tehlike gelmeyeceğine emindiler ve elimizden ekmek yerlerdi hiç korkmadan.

Sabah kuşların davranışı karşısında aklıma gelen ikinci olay ise gene yıllar öncesine dayanan bir anım. 1993 yıllarıydı sanırım. Kızım İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarında öğrenciydi.Çocuk Esirgeme Kurumuna bağlı Kasımpaşa Çocuk Yuvasına bir ziyaret düzenlemiştik. Oradaki çocuklarla hemen hemen aynı yaşlarda olan öğrencilerimizden seçilen bir grup yuvadaki kimsesiz arkadaşlarına konser verecek, biz ebeveynler de yaptığımız börekler, çörekleri ikram edecek beraber güzel bir gün geçirecektik. Tabii oradaki yavrucaklara karınca kararınca ufak hediyeler de götürmüştük yanımızda.

Neyse çok güzel geçen günün sonlarına doğru sıra kimsesiz çocuklara hediyelerini sunmaya geldi.Yurdun çok değerli müdiresi Oya Hanım yavrucakları sıraya soktu ve herkes hediyelerini almaya başladı.Ben de dikkatle çocukların bu mutlu olayını seyrediyordum. Birden sırası gelen çocukların hediyelerini alıp bir yerlere götürüp sakladıklarını ve tekrar kuyruğa girdiklerini fark ettim.

Aynen bu sabahki serçelerin ekmeği kapıp tenhada yiyip tekrar gelmeleri gibi kimsesiz yavrucaklar da hediyeleri alıp saklıyor ve tekrar kuyruğa giriyordu.

Serçeler olsun, kimsesiz çocuklar olsun büyük güvensizlik içindeydi ve bu benzer davranışı sergiliyordu.Bütün canlıların yaşamak için önce güvene ihtiyaç duyduklarını artık biliyoruz. Güven duygusu olmayan ne çocuk yaşayabilir ne de serçeler....

Hepimize güven dolu günler dileklerimle

 
Toplam blog
: 826
: 1068
Kayıt tarihi
: 26.04.11
 
 

Ben emekli bir iktisatçıyım. 21 yıldır bir sanatçı annesiyim. Küçük kızım klasik müziğe eğilim gö..