Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Aralık '06

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Yaşamdaki gerçeklik

Yaşamdaki gerçeklik
 

Yaşam; soyutla, somutun birleşimidir. Gözle göremediklerimize yok diyemediğimiz gibi, var da diyemeyiz. Fakat tek gerçek benim burada size yazarken tuşlara basmam, sizleri düşünmem ve yararlı olmayı amaçlamamdır. Bu yazı bittiğinde ise ben artık yazıyı geçmişte gerçek kılmışımdır. Geleceği ne olabilir? Gelecek, siz okuduğunuz ve bıraktığınız an'a kadar olandır. Sizde bir fikir edinip bıraktığınızda artık sizin için de geçmiş olacaktır. Yaşamda bu değilmidir? Yaşam bence süzüp aldıklarımızı yanımızda taşırken kalanı geçmişe bırakırız. Geleceğe doğru olan fikirlerimizle de soyut bir düşünceyi somut hale getirebilme çabası gösteririz. Gelecek sadece zihnimizdedir. Soyuttur. Ama somuta dönebilme ihtimali olan bir soyutluluktur. Gelecek geldiğinde ise, elimizde somut gerçeklik varsa bir rahatlık, huzur duyarız

Yaşamdaki gerçeğiniz nedir?
Şu an daha çok geçmişinizle mi ilgilisiniz, geleceğinizle mi?
Geçmiş size ne anlam ifade ediyor, yaşadıklarınız şu an ne hissetiriyor?
Geçmişteki siz ile şu an ki siz arasındaki farklılıklar nedir?
Soyut olan bir şeye, somut olmadan inanmakta zorluk çekiyormusunuz?
Başarı öncesi başarınızı ne kadar istemiştiniz, neleri hayal ederdiniz?
Ne kadar süreçler içinde gelecek ve geçmiş arasında geziniyorsunuz?
Soyut olan zihindeki tasarımdır. Tasarladıklarınız ne kadar gerçekçi?
Somut olan planınızın gerçekliğidir. Geçmişteki planlarınıza ulaştınızmı?
Bu ikisinin arasındaki fark sizce nedir? Soyutsuz somut olabilirmi?
İnançlarınız size ne kadar yararlı? Yaşamın gerçeğini anlatıyormu?

Yukarıdaki soruları kendi kendinize sorduğunuzda, belki yaşam gerçeğini yakalamanız için bir yol bulabileceksiniz. Kimi zaman yaşamın tüm güzelliklerini atlar geçeriz. Oysa yaşam soyut ve somut arasındaki mücadelenin sonuca varmasıdır. Sizin sonucunuz ne olursa olsun. Başarısızlık yoktur. Sonuçlar vardır. Her ne olursa olsun, siz bir sonuca ulaşmışsanız o gerçektir.
Bir öğrencim ''Ben olumsuzlukların üzerinde durmuyorum,yokmuş gibi davranıyorum, zihnime böyle yerleştirmezsem üzülürüm'' demişti.
Sizce bu kişi ne kadar yaşamın içinde? Olumsuzluklar yokmuş gibi davranmak, gerçekten kaçmak değil de nedir? ''Üzülmeyeyim'' diye olumsuzlukların, deneyimlerini de görmezden gelmek sizce ne kadar doğru? Kişinin en azından gelişimi için, gereken deneyimler vardır. Yaşamın tamamı deneyimler ve derslerle doludur. Bir üniversite, sizin kariyeriniz kadar deneyiminizdir. Kariyerde basamakları çıkarken olumsuzlukları yaşamak, deneyimlerin en büyüğüdür. Olumsuzlukların sizi olumlu gerçeklere taşıyacak geçmiş deneyimler silsilesi olarak görmeyi başardığınızda, üzülmek yerine kendinize yepyeni bir bakış açısı kazandırabilirsiniz.
Yaşam gerçeği an'larda gizli olmakla beraber, herşey o kadar beligin ki..Biz yaşamı anlamlandırmak için varız. Zen derki; ''Yaşam nefes almaktır'' Yaşam eğer her an mücadelesizce, çok güzel ve herşey olumlu olsaydı hiç sıkılmazmıydık? Biraz durun ve düşünün..
Yaşamdaki gerçeğinizi siz hazırlıyorsunuz. Şu an bir çok konuda düşünmektesiniz. İstek ve arzularınızın gelecekte şekillenmesi, sizin gerçeğinizdir. Olumlu veya olumsuz. Soyut olandan somuta geçerken, kendiniz için daima iyi olanı düşünün. Olmuyorsa mutlaka bir nedeni vardır.

 
Toplam blog
: 113
: 5180
Kayıt tarihi
: 11.09.06
 
 

Kişisel gelişimde, düşüncelerin kullanımını sanat gibi gördüğümden, 1986yılından itibaren çok sevdiğ..