Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Şubat '17

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Yaşamdan bir kesit

Mutluluğu hatırladınız  mı, hani yatmadan önce uyku ile huzur ve mutluluk için hazırladığınız bir sayfalık, Var oluşta güzel kabul edilecek belirtilerin getirdiği, mutluluğu?

Hayat bu ya… Her şeyin bir tamamlayıcısı, her şeyin bir noksanı gibi görünen gizlisi oluyor. İnsana bakınca göremediğiniz nice değerler  olduğunu düşünürsünüz. Hatırlarsınız. Gördükleriniz arasında ancak  bildiklerinizi  belirlersiniz. Gördükleriniz arasında  bulduğunuz  belirsizlerin,  bilinme  olasılığı anlaşılmaya  başlayacağından, bunlar arasında   bildikleriniz olup olmadığı üzerinde durmanızı gerekli  görmeye bilirsiniz.   Geniş bir ormanda ağaç yapraklarını akıldan tasnif etmeğe çalışmak  gibi.      

Düzeni, daha sade yapı ile geliştirip sunmak için” aza –çoğa “dönüştürmek yerinde bir metod olur. Mesela kişiler üzerinde yapacağımız işlemin çok ve karmaşık oluşu bizi teker teker yerine on’ar, on’ar , yirmi’şer, yirmi’şer gerekirse daha büyük bölümler üzerinde çalışmaya yönlendirebilir. Bunda  duyacağımız aynı vasıfta olanları bir araya getirme ihtiyacı da faydaya vesile olabilir.

Bunlardan başka, konuya esas olan fikirden başlayarak her kısımda gereken temizliği sağlayarak  sistemimizi kaliteleştirebiliriz.

Öyle bir temizlik aleti, ufkun tamamı  genişliğinde bir çember, ışıl ışıl, hayatı bizlere  tertemiz sunuyor . Sanki yaşama ruhunu ürpertiyor.  Bütün gönüller mutlu, sevinçli, aydınlık, iştahlar şen şakrak, hevesli ve neşeli. Çevre varlıkları,Temizlikle, düzenle, iyilikle  kalplere doğru koşuyor .

Al sana vicdan  temizliğinin Kullanma  kılavuzunu getirdim. O kadar güzel  o kadar efsunlayıcı ki okuyunca  anlayacaksın. Bu kılavuzda mutluluk sebebi olarak, para, mal ,mülk zenginlik, güç  gibi  gereçlerden başka  önemli araçlar da var. Bunların başında   aile fertlerinin sağlıklı, sıhhatlı olmaları ilk sırayı alıyor. Bundan sonra devamlılık gösteren temel ihtiyaçların temin edilmiş olması ile aile fertleri arasında duygu ve düşünce birliği, uyumlu olma melekesi yer alıyor.

Her konunun her aşamasında kişilerle ilgili girişimlerde mevcutlar arasında oynanacak rolün daha çok kişilere dağıtılması, uğraşlara daha  çok kişilerin (çocuk veya büyük ) katılması. Toplumda anlayışı kavramayı,, birliktelik uyumunu, yaşam ahengini, yakınlaşmayı ve sahiplenmeyi kolaylaştıracaktır.  Misal verecek olursak yaşlı Hüsne Bacı gibi  düşünmek  ve onun gibi yapmak  aklıma geldi. O, kız çocuğu  Fatma için alınan bir elbise kumaşını  önce  Fatma’nın  yakasından aşağı bedenine tutar, sonra da kız, erkek diğer çocuklara tutardı. Bir gün niçin ilgili, ilgisiz, kız, oğlan  diğer çocuklarında  üzerlerine tuttuğunun   sebebini sordum: Cevabı beni mutlu etti diyebilirim;  Diğer  çocukların kıskançlık duygularını atmaları, kendilerini  beraber hissetmeleri, aile bütünlüğü içinde olduklarına inanmaları , her konuda,  kendisinin de gerekli olduğuna ve bir değeri olduğuna inanmaları  gibi hayli sebep sıralamıştı. Büyükler için de birleştirici, zihni temizleyici, gayri maddeleri ayıklayıcı, birlik ve beraberliği derin bir anlayışla canlandırıcı, girişimleri daima göz önünde tutmak bütün akla gelen sebepleri ahenk içinde yaşatır. Anlıyoruz ki: Okuma yazma oranının yok denecek seviyede az olduğu zamanlarda  mesela bir köyde, bir şahsın kendisi için  yaptığı işte de köy ortak malı olarak yapılacak işte de konu herkesle konuşulur, böylece”  Birlik esasını geliştirici fikir ortamı“ sürdürülürdü. Buradaki fikir ortamı her şeyde bir  “ candan bağlılık “ hissini hafızaya yerleştirir”.  Bu başlı başına, bir terapi’dir. Hasta olmadan önleyici, yalın, kendi içinde, kendi yakınları ilişkisinde, şahsında ölçemediği değerlere dayalı  bir önleyici terapi.

Bunun esas sahibi annelerdir.  Her hangi bir konuda annenin çocuğunun  tenine dokunması onun büyümesini, olgunlaşmasını, beyninin gelişmesini,hayat tecrübesini, negatif davranışlara uğramamasını sağlar.

Çocukluğunu  ailesi içinde geçirenler annesinin kendisine dokunuşlarından duydukları hazzı, babalarının  ilgi gösterirken okşayışlarındaki gururlu zevki  yaşları kaç olursa olsun unutmamışlardır. 

Her anne, baba, daha anne, baba olmadan bu terapiyi öğrenip kendi aklında geliştirerek çocuğuna uygulamaya hazır olmalıdır.

Bir misal olarak; Bu bilinçle büyüme çağındaki çocuklar  parkta oynarken, onlara parmağımızla güneşi göstererek “Bu güneş kimin ?” diye soralım  Alacağımız cevap büyük ihtimalle  “Hepimizin “ olacaktır. Ve “Hepimize sözüne “ bütün hayvanlar, bütün bitkiler, bütün ağaçlar ve aklımıza gelmeyenler de dahil midir “ sorusuna da  dahildir “ diyeceklerine inanıyorum.         

 

 
Toplam blog
: 223
: 140
Kayıt tarihi
: 03.11.16
 
 

Eğitim:Üniversite Meslek: Mühendis İlgi alanı:Enerji ve Edebiyat ..