Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Eylül '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yaşamdan yapraklar

Yaşamdan yapraklar
 

FETHİYE ÇALIŞ PLAJI (ALINTI)


Fethiye’de güzel bir sonbahar günü. Sabah yürüyüşü için çeşit, çeşit açan mis kokulu çiçek ve ağaçlarla süslü yolda yürüyorum. Çiçeklerle konuşup mis kokularını soluyorum. Fethiye’nin en güzel aylarından sonbahar. Diyaliz Merkezinin önünden geçip Çalış Plajına doğru yürürken, hediyelik eşya satan dükkânların önünde ilerliyorum. Birisinin önünde bir masa etrafında toplanmış, genç, orta yaşlı beyler, sigara dumanları arasında iskambil oynuyorlar. Yanlarına yaklaşıp :”günaydın” diyorum ve :”beyler bu dumanlar arasında rahatsız olmuyor musunuz, size yazık değil mi, bir de hastanelerde sürünmek var” diyorum ve 3 tanesi :”biz zaten diyaliz hastasıyız, burada diyaliz merkezinde tedavi oluyoruz” diye cevaplıyorlar. Hayretler içinde oradan ayrılıyorum.

Çalış Plajına geliyorum. Fethiye merkezine yaklaşık 4 km Çalış plajı ile Fethiye arası hızla artan yapılaşma nedeniyle artik bir bütün haline gelmiştir. Yerli halkın ve turistlerin en çok ilgi gösterdiği Çalış Plajı uzun bir kumsala sahip olduğu gibi konaklama, gece hayati ile de beğenilmektedir. Aslında Çalış Plajı`ni 2 ayrı plaj olarak ele almak daha mantıklı olur. Birincisi kumlu olan plaj Çalış merkezinden başlamakta ve yaklaşık 3 km kadar devam etmektedir. Tüm eğlence mekanları ve konaklama tesisleri burada yer almaktadır. Sahil boyunca restoran, bar, otel bulunmaktadır. 3km uzunluğunda bir yürüyüş parkuru sahil bandını izlemektedir. Burada ayni zamanda sörf basla olmak üzere birçok etkinlik de yapılmaktadır. Bu bölgede birçok yerleşik Alman basta olmak üzere turist bulunmaktadır. 2. plaj ise Koca Çalış Plajı burası de hemen Çalış Plajı`nin bittiği kısımdan baslar buranın sahili Çakıllı ve de dalgalıdır. Bu bölümde yeni, yeni tesisler kurulmaktadır. Plajda ilerledikçe lüks villalar görmek mümkündür. Bu kısımda yaklaşık 4-5 devam etmektedir daha çok piknik amaçlı gelen yerli halk tercik eder bu kısmı. Yerli yabancı turistler deniz kenarında şezlonglara uzanmışlar, güneşleniyorlar. Dalgasız pırıl, pırıl denizde yüzen mutlu, mutsuz kişiler.

Şezlonglardan birisine oturup denizin kokusunu ve etrafındaki yeşil ormanların güzelliğini içime çekiyorum. Deniz kenarında konuşan insanların konuşmalarını dinliyorum. Bazıları işsizlikten, terörden, şehitlerden, hükümetin tutumundan bahsediyorlar. Bazılarında bir korku. “Ülke elden gidiyor, bu gidişle bizi savaşa sokacaklar, bu gidişin sonu ne olacak? Diye sızlanıyorlar. Biraz ileride 2 bayan, estetik yaptıracaklarından bahsediyorlar. Denizden güzel bir ses şarkı söylüyor mavi sulara bırakmış kendisini, kırmızı bikinili genç bayan. 2 köpeği ile denizde yüzen bayanı sinirli bir bay uyarıyor: ”köpekleri denizde insanlarla yüzdüremezsiniz, lütfen çıkın denizden.”

Uyarı kavgaya dönüşüyor, bayan bir sürü hakaretlerden sonra köpekleri ile yüzmeye devam ediyor. Tebessümle izliyorum insan manzaralarını. 45–50 yaşlarında 2 bayan konuşuyor. Bak kardeşim bayanlar müzik olunca oynamaya bayılırlar, nerede olursa olsun koşarlar. Bayanın birisi “gökte düğün var” demiş, diğeri: “Merdiven nerede, merdiven nerede?” demiş. Diye anlatınca kahkahayı bastım. Acayip, acayip baktılar bana. Biraz ileride sevgilisi ile denizin içinde öpüşüp, dalgacıklara batıp çıkan çift. Güzel bir gün, eve dönerken tebessüm ediyorum. Mutluyum.

NAHİDE ÇELEBİ

 
Toplam blog
: 1977
: 1045
Kayıt tarihi
: 25.11.08
 
 

Erzurum doğumlu, Ankara'da yaşıyor. D.T.C.F mezunu, emekli lise öğretmeni, evli, 2 çocuklu. "İsya..