Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Temmuz '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yaşamı ertelemek

Yaşamı ertelemek
 

Sonlar yürek sızlatır, acıtır…Bir hayatın sona ermesi, bir çiçeğin solup ölmesi, ideallerin gerçeğe ulaşamaması, yolların bitişi, beklemelerin, güzel bir şarkının bitmesi, tamamlanamayan sohbetler…

Erteleyerek tüketiyoruz yaşamı. Şimdi yoğunum sonra yaparım, bu gün yorgunum haftaya giderim, acelesi yok yarın söylerim... Yarın olacak mı acaba diye düşünmeyiz bile? Yarınımız olacak mı? Yarın olduğunda şansımız olacak mı ?

Kendimizi tanıyıp anladığımız günden itibaren erteleyerek yaşamaya başlarız düşüncelerimizi, isteklerimizi. Okul bitsin de öyle, işlerimi yoluna koyunca, evlenince belki, çocuklar büyüdüğünde ya da emekli olunca... Sonra sonra sonra... Bu günü yaşamamacasına...

Etrafımızı çepeçevre kuşatmış duvarlar arasında toplumsal normlar ve statülerimizin dayattığını yaşarız. Onlar söyler nasıl olması ne yapılması gerektiğini. Bir yılanın derisinden sıyrılması gibi çıkarıp atıveremeyiz üstümüze yapışan rolleri… Ya sonra?

Çarkın dişlileri arasında rutinleşmiş dönerken birden duruverir çark, yarı yolda bırakır bizi hayat… Nerede kaldı istekler, idealler, yaşanmamışlıklar, yüreğimizdeki kocaman boşluklar nasıl dolacak artık? Hani tatile çıkacaktık, hani resim yapmayı öğrenecektik, spora başlayacaktık bu bahar, uzun zamandır görüşemediğimiz çocukluk arkadaşlarımızı arayıp bulacaktık hani, çok sevdiğimiz o kitabı yeniden okuyacaktık, hani çocuğumuzla, eşimizle, sevgilimizle, anne babamızla, dostlarımızla daha fazla ilgilenecek daha çok zaman ayıracaktık onlara ….

Yitirilmiş ümitler, gerçekleşmemiş idealler, yaşanamamış mutluluklar ve söylenememiş sözler… Sonların var olduğunu unutarak yaşanan ertelenmiş hayatlar…

İsyan ettiğimizde rutinlere, karşımıza dikilir görünmez bekçiler… Bencillikle sorumsuzlukla suçlarlar, vicdan hesaplaşması yaşatırlar bize. Her şeyin bir sırası var, şimdi zamanı mı, yakışır mı, sorumluluklarını unutma, boş işler bunlar(!!... )

Yarın olmayabilir, gelecek hafta, gelecek yıl, hatta bir saat sonra… Geriye dönüp baktığımızda ''keşke'' lerimiz çoğunlukta olmamalı. Ne yaşanması ne söylenmesi gerekiyorsa, görünmez bekçilerimize inat acele etmeli, hemen gerçekleştirmeye başlamalı…Çünkü hayat yaşanmamışlıkların bedelini ödemeyecek bize...

Şimdi…En yakınınızda sevdiğiniz kim varsa hemen söyleyin onu sevdiğinizi. Çıkarın sandıktan hiç dokunulmamış planlarınızı, ideallerinizi , düşlerinizi...Sevgiyle.

 
Toplam blog
: 9
: 1095
Kayıt tarihi
: 29.06.07
 
 

Annemin anlattığına göre İstanbul'un, rüzgarı yosun kokusu taşıyan serin günlerinden birinde ve geçi..