Yaşamın içinde gözardı ettiğimiz kadınlarımız

1800’lü yılların ortalarından beri ‘’kadınlarımız’’ emeklerinin karşılığında hak ettikleri ücret, daha iyi çalışma koşulları ve yaşam için mücadele vermektedirler. Kendini var etme mücadelesiyle yaşayan kadınlarımız hayatın en zor koşullarına göğüs gerebilmektedirler.
Dünya genelinde kadın haklarında meydana gelen son yıllardaki artış dahi birçok gerçeği değiştirebilecek nitelikte değildir. Dünya da en fakir insanların büyük çoğunluğu kadın. Dünyadaki eğitim almamış insanların büyük çoğunluğu yine kadınlar.
Birçok gelişmiş ülkede kadın hakları çok ilerlemeler göstermiş olsa da ülkemiz ve gelişmekte olan ülkelerde kadın hakları ne yazık ki istenen seviyelerden oldukça uzakta. Sadece el emeği, alın teri dökmek yeterlimidir. Yeterli ise nereye kadar. Ulaşmak istediğimiz seviye veya standart nedir.
Anadolu’da hayatını sosyal güvence altına alamamış yüzlerce insanımız var. Kadın her yerde vardır ama en önemlisi taşrada göz ardı ettiğimiz yerdedir.
Bugün medyamızın var saydığı her alanda resim olarak önümüze konulan kadınlarımız daha gözde daha en öndedir.
Değişen dünyamızda kadınlar çok yol kat etmişlerdir. Her ne kadar değişim içinde olunur ise olunsun halen olduğu yerde değiştirilmemiş kadınlarımız vardır. Kendilerini geliştirmelerine olanak tanınmamıştır.
Bu yazıma eklediğim resim Muğla Merkez köylerden birinde çekilmiştir. İşte; emeğinin karşılığını tarlasına ektiği tohumdan bekleyen kadınımız. Varlığı sadece çift sürdüğü inekleri, hayatlarının tek güvencesidir. Yaşamın içinden bir gün. Yalın, yalansız. Yarınlara dair düş yok. Yaşamı sadece kendini var etme mücadelesidir. İtirazı yoktur, beklentisi de. Bu yaşam benimdir der.
Anadolu kadınının kendi varlığını daha çok hissettirmesi ve daha önemli olduklarını ortaya koyabilmeleri dileklerimle. Tüm kadınlarımızın 8 mart kadınlar günü kutlu olsun. Saygılarımla

Muammer DENİZ