Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Aralık '07

 
Kategori
Anılar
 

Yaşamın kıyısında

Yaşamın kıyısında
 

Epeydir gitmemiştim Büyükada'ya. Çok eskiden lise yıllarımda bir arkadaşımla gitmiştim. Aya Yorgi'nin oraya çıkmıştık birde geçen sene eşimin teyzesi oraya taşınmıştı onu ziyarete gitmiştik.

Tabi ilk gittiğimde başımızda kavak yelleri esiyordu, lay lay lom geçiştirmiştim ada seferimi. Ama son gittiğimde tüm sokaklarını, köşklerini, her yerini sakin bir şekilde, dünyaya gelmiş bir bebeğin görmeye başladığı zamanlarda , merakla etrafı seyredişi gibi , (kızım gibi), seyretmiştim. Eşimin teyzesi eski bir rum evinde kalıyordu.Evin içine girdiğimde ilk dikkatimi çeken tavanın yüksekliğiydi ve baca deliği o kadar yüksekteydiki oraya erişmek için ciddi bir merdiven gerekiyordu. Teyzemiz evin üst katında kalıyordu.alt katta yaşlı ev sahibi ve hanımı oturuyordu. Vakti zamanında boşalan eve , ev sahibi yerleşmiş ve o zamandan beri yaşıyorlardı.Evin eski rum sahiplerinin çocukları bir zamanlar gelmişler , konuşmuş etmişler, galiba yanlış hatırlamıyorsam evden çıkın burası bizim evimiz demişler ama ev sahibi çıkmamıştı.Zaten adam ve hanımı yaşlıydı , biraz da ters insanlardı.Eve hiç bakım yapmadıkları için ön salonda yürürken bazen alçalıyor bazen yükseliyordum.Halı olmasa belki bacağım aşağı geçecek.(Abarttım mı bilmiyorum ama halının çukur yerlerine basmıyordum.)Teyzemiz aman yavaş yürüyün deyince hepten tedirgin olmuştum ki kayınvalidem 110 kg.Allah muhafaza.

Evin mutfak bölümünde , tipik bir rum evinin balkonu vardı.Balkonda tüm İstanbul , anadolu yakası , Bostancı , Suadiye .. gözüküyordu.

Eşim ve teyzesi içeride laflarken ben bir sigara yakıp balkondan İstanbul'u seyretmeye başladım.Nedendir bilinmez tam tersi düşünülürken , bir anda ne kadar dert tasa varsa , işle ilgili stres varsa geldi beni buldu ama içimde garip bir his uyandı.Sanki bütün o dertler tasalar stresler , deniz geçemiyorlarmışta , kıyıda beni bekliyorlarmış gibi , bana sanki elbet buraya döneceksin o zaman görüşürüz diyen , ağzından salyalar akan canavarlar gibi tasvir eder oldum kafamın içinde.Sanki hayatın kıyısında , o koşuşturmaca , o mücadele içinde bir nefes molası vermiştim adaya gelerek.Dinleniyordum ve karşı kıyıya gidince yine kılıcımı kınından çıkartıp , hayde bre savulun diye düşman içine atılıverecektim.

Hava karardığında , biz içeride konuşurken , dışarıdan geçen faytonlar ve atların nal sesleri beni başka bir aleme götürmüştü.Nedendir bilinmez , sanki kurtuluş savaşı zamanlarında eski İstanbuldaymışım gibi bir his uyandı içimde.Bahriye Nazırı Melih bey ve sevgili nedimesi , Büyükada'da milli mücadele yıllarında bir dostun misafirhanesinde , sıcak çaylarını içiyorlardı.Çocukken fazla Zagor ve Kızılmaske okumanın zararları işte kendini ilerleyen yıllarda böyle belli ediyor.

Evin caddeye bakan kısmındaki , balkona çıktım.Balkon heran ben çökebilirim ona göre sağlam bas diyordu bana.Karşımızdaki evde , oturduğumuz evden fena değildi.Duvarlara baktım , balkonun demirlerine baktım , hepsi tarih kokuyordu.Kimbilir neler yaşanmıştı bu evde , yaz akşamlarının ılık havasında ne sohbetler edilmişti , neler konuşulmuştu.Belkide ne fırtınalı aşklar yaşanmıştı , nelere şahit olmuştu bu balkon.Eskinin temizliği , sadeliği kokuyordu her taraf.Biran aklıma tavanın yüksekliği takıldı , tekrar içeri girip tavana baktım.Eşim sohbeti yarıda keserek bana , Melih sende sanki uzaydan gelmiş gibi amma inceledin evi dedi.Teyzesi , oda benim gibi eskiyi seviyor dedi.Evet seviyordum , çünkü eskide sadelik , saflık , temizlik vardı.Şimdinin teknolojisiyle bayalaşmamıştı eski.

Evin içinde , araştırmacı proflar gibi bir o yana bir bu yana gidiyordum.Aslında ortama bayılmıştım.Bu evde yalnız yaşasam belki bir roman yazardım.Tekrar İstanbula bakan tarafa geçtim , balkonda yine bir sigara tüttürdüm.Geceleyin ormandaki ateşböceği sürüsü gibi yanıyordu ışıklar.Vapurun sesi...ön caddeden gelen nal sesleri, vay be dedim kendi kendime. Tebdil- i mekanda gerçekten ferahlık varmış.

Hayal gücüm bazen beni korkutuyor.Ama elimde değil birden bire harekete geçiveriyor işte.Ayrıca teyzemiz şimdi İstanbul'un güzide yerlerinden Suadiye de oturuyor , çünkü akşam geç olunca adadaki sokak köpeklerinin insanlara saldırdıklarını ve faytoncular yaşlı atları serbest bıraktıkları için , yaşlı ve yaralı atlarada saldırdıklarını söyledi.Açıkçası dehşete düştüm dü.

Resim: Büyükada Kültür Derneği

 
Toplam blog
: 116
: 735
Kayıt tarihi
: 27.07.06
 
 

1994 Uludağ Üniversitesi İ.İ.B.F. İktisat bölümü mezunuyum. Aynı üniversitede Genel İktisat Polit..