Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ocak '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yaşamın tozlu raflarında

Yaşamın tozlu raflarında
 

Bazen, sayfalar arasında bir yazı,
Bazen, telefonda kalan bir ses,
Bazen, eski bir fotoğraf...
Ardında kalmıştır tüm dostluklar, orada, burada...
Bazen de posta kutusunun üstünde bir yeni yıl kartı olarak çıkar karşına,
Unutmuştur artık dediğin bir anda...
Bir gün ileti kutuna düşüverir kıtalar ötesinden, mutlandırır insanı...
Gözlerin dalar gider gerilere doğru,
Bir kış gecesi Yaralıgöz’de yol alırken ayın takibi aklına düşüverir.
Her yer bembeyaz, çam ağaçları beyazlıkların içinden kollarını sana açmış,
Sessizliğin ötesine doğru yol alırsın...
Yol bitmek bilmez bir türlü, araba kayar inersiniz hep beraber.
Arabayı itersiniz, doksan kilometrelik yol altı saat sürer,
Yine de ulaşırsın gideceğin yere, aynı yolları, aynı şekilde döneceğini bile bile.
Bir kış günü binmişsin motora, Karadeniz’in azgın sularında yol alıyorsun...
Deniz dağ taş, motor dalgaların arasında bir batıyor, bir çıkıyor.
Karadeniz’in hırçın dalgaları rüzgârın uğultusu ile bir köpürür ki, yaşamak gerek.
Sen de dalgaların ritmine uyar bir o yana bir bu yana sallanırsın.
Korku aklına bile gelmez.
İneceğin yere gelince ahali motoru yar başında bekliyordur.
Irgatlar hazırlanmış, çekecektir motoru.
Senin yüreğin ağzında, "Baştankara" diye yükselir sesler.
Ellerinle sımsıkı tutunursun tahtalara, herkes nefesini tutmuş.
Motorun karaya deyeceği anı beklersin, halatlar atılmış bekliyor insanlar...
Motor baş kısmından karaya değer değmez, ırgatlar başlar çalışmaya...
Tel sesleri, ırgatların kollarına asılan insanların sesleri ve korkudan senin sessiz çığlığın birbirine karışır.
Koşarak gidersin evine, biter özlemin sevdiklerinle...
Kar yolları kapar, deniz azar, dönüş günü sürekli ertelenir.
Sen Balkanlardan gelen hava durumunu dinlersin radyoda, başının üstünde asılı duran gaz lambasının altında...
Güneş inadına açar ama kar erimez, deniz durulmaz...
Sen gözlerini ufka diker umutla beklersin.
Deniz biraz durulunca, binersin motora doğru İnebolu, oradan da Kastamonu.
Ya Neşet’in gazete arabasına bineceksin ya da Çakıcı’nın kamyondan bozma arabasına...
İnebolu Kastamonu altı saat, bıkmayacaksın.
Yollarda araba bozulur, soğukta onarılmasını bekleyeceksin.
Yine de umudunu yitirmeyeceksin.
Ben işte o günleri özlüyorum.
Kışın ay ışığının altında Yaralıgöz’ü, Rasim ağabeyimle, babamla İnebolu’ya gittiğimiz motorumuzu.
İki günlük tatillerde bile yaptığım bu yolculukları...
Yaşamın tozlu raflarında bırakmanın dayanılmaz acısını içimde duyumsayarak...
 
Toplam blog
: 222
: 1359
Kayıt tarihi
: 22.07.06
 
 

Matematik öğretmeniyim. Liselerde okutulan MEB Talim Terbiye Kurulundan onaylı matematik ders kit..