Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Temmuz '07

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Yaşamınıza sahip çıkın, çok geç olmadan...

Yaşamınıza sahip çıkın, çok geç olmadan...
 

Ölümü düşündünüz mü hiç? Ama sağlığınız yerindeyken, herşey yolunda giderken, kişisel hiçbir problem ve sıkıntınız yokken.

Bence düşünmelisiniz. Çünkü yaşamımızı hep maddi değerler, sanal mutluluklar, hırslar ve mücadeleler üzerine kurup, bu kısacık yaşamımızda, neleri kaçırdığımızı algılamaktan çok uzak yaşıyoruz.Yaşam bize verilmiş bir ödüldür.Bu ödülü, değerini bilmeden, hoyratça kullanarak harcamamalıyız.

Neden ölümün soğuk nefesini ensemizde hissettiğimiz an yaşama daha sıkı tutunmaya karar veririz.Boşa harcanmış koskoca bir ömür için yakınır dururuz.Bir şeylerin değerini anlamak için illaki onu kaybetmek mi gereklidir, sizce?

Babam 1940 doğumlu ve 40 yıldır avukatlık mesleğini sürdürüyor.Avukatlık mesleği oldukça stresli ve yorucu bir meslek.Mahkeme salonlarında saatlerce beklemek, dert dolu müvekkillerin, sorunlarını çözebilmek için, strese girmek, kendisine verilen zorlu davaları kazanabilmek için bir ömür boyu çırpınıp, durmak.Beyin yorgunluğu, fiziksel yorgunluk ve hep sorunları olan insanlarla birarada işleri yürütmek zorunda kalmak, sonunda çok ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor.Tabii ki bu yorucu iş temposunun üzerine, düzensiz ve sağlıksız beslenme durumlarıda eklenince, babamda çeşitli sağlık problemleri ortaya çıktı.Doktor kontrolleri sonucunda, kendisine kalın bağırsak kanseri teşhisi koyuldu.Acil ameliyat olması gerekiyordu.Çağımızın amansız hastalığı kanser fazla beklemeyi sevmez bilirsiniz.Biran evvel kanserli tümörlerin temizlenmesi gerekir, yayılmanın engellenmesi açısından.

İki gün evvel ameliyat gerçekleşti.Şimdilik babamın sağlık durumu iyiye gidiyor gibi gözüküyor.En yakın zamanda, kendisini ayağa kalkmış, normal rutin hayatına devam etmeye başlamış, olarak görmeyi umut ediyorum.

Babam, hastalığını öğrendikten sonra kendi içinde bazı radikal kararlar aldı.Emeklilik yaşı çoktan gelmiş ve geçmiş olmasına rağmen O hala mesleğine devam etmeyi sürdürüyordu.Neticede anladı ki, bundan sonra sadece ve sadece huzura ve mutluluğa ihtiyacı vardı.Hastaneden çıkar çıkmaz, müvekkilleriyle konuşup artık daha başka davalara bakmayacağını, kendisi için yeni satın aldığı evde, kendisini sıkça ziyarete gelecek olan çocukları ve torunlarıyla birlikte, hayatının geri kalan kısmını dinlenerek, mutlu ve huzurlu bir biçimde geçirmek istediğinin kararını verdi.

Sizde daha vaktiniz varken gerçek mutluluğu ve huzuru yakalamaya çalışın. Neyi seviyor ve özlemini duyuyorsanız onun peşinden gidin.

Bugün bu istediklerinizi yapacak vaktiniz varken, hepsini yapmaya çalışın.Çünkü, yarın ne olacağını kimse bilemez.

 
Toplam blog
: 60
: 1987
Kayıt tarihi
: 14.06.07
 
 

22.06.1970, İstanbul doğumluyum. Finans sektöründe çalışıyorum. Sanata ve edebiyata büyük ilgi duyuy..