Yaşanan düzensizliğin şifreleri

Ekim 1917 Rus devrimi ve SSCB ikinci Dünya savaşına kadar geçen süreçlerle, Osmanlıdan sonra Ortadoğu’yu bütüncül ele alındığında, bu günleri öngörmek zor değil. Rus devrimin mimarı  Vladimir İlyiç Ulyanov, yani Lenin (http://www.solpaylasim.com/k349fs80-lenin-in-hayati.html)

1924 yılında 53 yılında tesadüfen ölüverdi. Yerini geçen yoldaşı, Josef Stalin, neden Lev Davidoviç Troçki ve Mir Seyit Sultan Galiyev ile fikir ayrılığına düştü.

(http://blog.milliyet.com.tr/sultan-galiyev-ve-mustafa-suphi-neden-olduruld/Blog/?BlogNo=218663)

Lenin 53 yaşında hastalıktan öldü. Stalin, Troçki ve Sultan Galiyev’i öldürttü. Stalin ile Troçki nerde ters düştüler? Sultan Galiyev’in Lenin’i ikna ettiği ancak Lenin’in Stalin’e benimsetemediği mevzu neydi? Troçki Beyaz Üstünlüğüne karşıydı, Galiyev, işçi sınıfının 1.ci önemli işçi sınıf beyaz Rus İşçi sınıfı, Kafkaslarda yaşayan Müslüman işçi sınıfı 2.sınıf işçi sınıfı tutumuna karşıydı. Stalin Dünya İşçi sınıfı kardeşliğine karşıydı. Irkçı ve milliyetçi     

Stalin; Sultan galiyev’in, “Kafkas Müslüman Türk işçi sınıfı, geleneği ve yaşam alışkanlığı ile dini değerleri zemininde daha hızlı ve daha etkin özümsenecektir”,”Kafkaslardan Ortadoğu ve Anadolu’ya uzanması kolaylaşır” tezinden rahatsızdı.

Ekim1917 Devrimine yaklaşılırken Stalin, Avrupa’lı emperyalistlere Lenin’den habersiz hangi tavizler vermiştir. Yoksa Rus Devrimine Avrupa desteği nasıl ve ne maksatla gelmiştir.

Tıpkı; 1979 İran devriminden sonra panik yapan batılı Emperyalistler Saddam Hüseyin’i İran’ın üstüne saldıkları gibi değimli.

Arap Dünyası, Orta Çağ Avrupa’sında olduğu gibi Halklar devlet başkanlarını Allah’ın görevlendirdiğini düşünüyor, Devlet başkanlığı Allah vergisi babadan oğla seçilmiş aile sanıyordu.

İran Komist Partisi TÜDEH için; Humeyni ile işbirliği yaparak gerçekleşecek olan İran Şahı’nın değişip yerine bir başkasının gelebileceğinin kendi gücüyle kendisine göstermesi bakımından bir devrimdi. Bu bakımdan TÜDEH amacına ulaşmıştı.

Humeyni rejimi tarafından devrim sonunda asılacağını bilerek, Humeyni’ye destek veren TÜDEH’in birde öngörüsü vardı. TÜDEH’in lideri asılmaya götürülürken son söz olarak “İran’dan başladı, batı Afrika’ya kadar ulaşacaktır” demiştir. Arap baharını kastetmiş olmalı. 

Irak İran’a karşı kullanıldığını anladığında, gırtlağına kadar battı. Sonra dönüp kendisini kullananlara kafa tuttu. Çünkü İran’da halkın kendisini yönetenleri kendi güçleri ile değiştirebilmişler, Ülke bütünlüğünü sağlamışlar memnun oldukları bir yönetim seçmiş görünüyorlardı. Bundan öncelikle Batı kuklası Arap liderleri, dolayısı ile Batı emperyalizmi korkmuştu. Araplar egemenliği ulusallaştırma kavgasına giriyordu.

Önce Irak’ı dümdüz ettiler, Arapları korku altına almak için. Arap baharı bir başkaldırıydı aslında. Zayıflayan Irak fiili olarak olmasa da, siyasi olarak bölündü.

Burada 1926 tarihli Ankara anlaşmasına göre Irak’ın toprak bütünlüğü şartıyla Türkiye tarafından terk edilen Musul ve Kerkük’ü geri alma hakkı doğuyor.

Arap baharı ve bütün bu yukarıdaki bir birinden ayrı olayları yan yana koyarsak, üstüne birde Türkiye’nin yaşadığı değişim ve dönüşümü eklersek, Recep Tayyip Erdoğan neden milli bir husus oldu anlayabiliriz.

Sosyalist ekonomi modeli ile İslami birey konsepti yaşam kültürü uyuşması Stalin ve Batı emperyalizmin kaygısıydı. Ortadoğu halklarına kendi kaderini belirleme hakkı hikayesi ile Osmanlı’yı parçalarken, aslında Ortadoğu Halklarının milli egemenlik haklarına koydukları ipotek, Arap baharı ve Recep Tayyip Erdoğan Yüzünden risk altında. Arap Ülkelerinde kukla liderler vasıtasıyla, Türkiye devlete sızdırılmış hainlerle yönetiliyordu ne güzel iller tıkırındaydı. Bir İran Komünist Partisi TÜDEH ve Türkiye’de halkın sandığı iyi kullanmaya başlaması işleri bozdu.

Artık bundan böyle cesareti varsa iktidar, eskiden olduğu gibi egemenlik hakkını zaafa uğratacak hata yapsın bakayım.

Ra2ocak2016