- Kategori
- İzmir
Yaşanası Şehir ve Günlerden İzmir
Sen ne güzel şehirsin öyle...
Bütün yolları maviliğe bakan, gökyüzü rengini bu şehre vermiş olmalı. İnsan burada yaşlanır mı hiç dediğimi hatırlıyorum, bu şehrin topraklarına ayak bastığım ilk anlarda..
Yolları begonyalarıyla meşhur o tatil kasabaları...Tarihi antik kentleri...
Taş parkelerden yapılmış ara dar sokakları... Evlerinin pencerelerinde saksılara dikilmiş, tepeleri rengarenk beliren çuha çiçekleri...
Sabah kahvaltılarını süsleyecek o şekliyle şirinlik yapan meşhur boyözü...Yesen vay, yemesen vay haline.
Peki ya o kırsal kesimlerde ömrünü adamış yaşlı teyzelerim... Berraklığını şehrin havasından suyundan almış belli; bembeyaz al yanakları, dillerinde dönen; kulağa tınısını bırakan, yüzleri gülümseten şiveleri...
Ömrümden 7 yıl bıraktım bu şehre; bütün yaşanmışlıklarım, telaşlarım, umut dolu bekleyişlerim... Hepsini bu şehirde dolu dolu yaşadım ben. Yaşarken de, bu şehrin her karesine aşık olarak yaşadım.
Sevgiliyi kucaklar gibi kucakladım bu şehri, sevgiliye veda eder gibi de veda ettim...Ağlayark ve dilimden şu sözcükler dökülerek" seni çok özleyeceğim şehir "...
Her an adı dilimde güzel şehir; önce seni tanıdım aşık oldum, sonra her karışına ruhumdan parçalar bıraktım.
Yaşanacaksa yine burada yaşamak umut oldu bana. Misafir yaşadığım bu şehirde, yine bir gün hayallerimi gerçekelştirmek hayaliyle, bu sefer ama bu sefer ev sahipliği yapmak umut olsun bana...
Tasvirlere sığdıramam o güzelliği, yaşamak hani vardır ya; işte onu yapmak gerek...
Yine umut etmek gerek...