Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Nisan '09

 
Kategori
İlişkiler
 

Yaşanmış bir aşk hikayesi! (aşk-yalan-ihanet) Bölüm-2

Yaşanmış bir aşk hikayesi! (aşk-yalan-ihanet) Bölüm-2
 

Yaşanmış Gerçek Bir Öykü...


“Sevgi neydi? Sevgi insan eliydi, sevgi iyilikti, sevgi emekti.” (Selvi Boylum Al Yazmalım)

2. BÖLÜM

Telefonu sessizde olan birinin mutlaka gizleyecek bir şeyleri vardır diye düşünür, çünkü kendisinin hiç sessizde değildir telefonu, hatta bir defasında erkekle kızdan sosyal arkadaş olmaz dediği için, genç kızın sosyal erkek arkadaşlarından gelen çağrı ve mesajlara tepki göstermesi, genç kızda huzursuzluk ve tartışma olmaması için telefonunu sessize alması dahi tartışma konusu olmuşken…Genç kız, delikanlının telefonunu onun yanında iken sessizden kaldırmasını ister ve delikanlı tamamen uymasa da buna ara ara açar telefonunun sesini…

Delikanlı işi sebebi ile il dışına çıkacağını söyler. Çıktığı günden itibaren genç kıza sürekli sevgi dolu, genç kızın onun kaderi olduğu, onu yanında iken bile özlerken şimdi daha çok özlediğini, onu çok ama çok sevdiğine benzer mesajlar çekiyordu. Bir gün delikanlı, genç kızı bilmediği bir numaradan arar, konuşur sonra bu numarayı aramamasını söyler. Genç kız bu numarayı belki tekrar arar diye kaydetmiştir.

Delikanlı sevdiği kıza sürpriz yapmak ister, geleceği zamanı söylemez, onun adına bir para gönderdiğini bir kişiye vermesini istediğini söyler, postahaneye gitmesini ister. Genç kız gider biraz sonra delikanlıyı karşısında görür ve çok mutlu olur. Bir yere gidip otururlar genç kız saatin kaç olduğuna bakacakken, o sırada telefondan bakacağı tutar ve delikanlının telefonu ekranında bir sürü çağrı ve tek mesaj bulunmaktadır. Genç kız uzatır delikanlıya, birlikte bakarlar çağrılar, ‘ablam’ diye kayıtlı olan bir isimden gelmiştir ve mesaj da…Mesajı açmasını ister genç kız ve yıkıldığı an olur. Mesajda “ telefonlarıma neden cevap vermiyorsun, konuşmak istemiyorsan söyleyebilirsin, eğer istiyorsan yarın öğleyin görüşebiliriz…” metinde bir mesaj, kız kahrolmuştur. Hüzünlü ve sinirli şekilde bittiğini söyler, delikanlı ise mesajı açıklama derdindedir. Ablasının yanlışlıkla eniştesi yerine kendisine çektiğini daha bir sürü yalan…Genç kız, evli bir ablanın eşine böyle bir mesajı çekmenin saçmalığını delikanlıya söyleyip o zaman numarayı aramasını istemektedir. Bunu da yapmaz delikanlı, sürekli ikna çabalarındadır. Delikanlı “ bitti mi şimdi, yani bitti mi diyorsun” der gözleri dolmuş ve hüzünlü şekilde, genç kız sevdiğinden bir süre sonra kabullenir ve affeder…

Yine bir buluşma gününde genç kız görüşemeyeceği halde fırsatını bulup o gün görüşmeye gider, delikanlıyı arar arar sürekli telefonu kapalıdır. Aklına onu şehir dışında iken aradığı teli kullanıp kullanmadığı gelmiştir. Çünkü artık genç kız, sevdiği erkeğe gelişen olaylar yüzünden güveni sarsılmıştır. Telefon çalar ve karşısında delikanlının sesine bir benzetip, bir benzetemediği bir ses, konuşamaz kapatır. Kendini toparlayıp tekrar arar. Delikanlı olmadığını anlar ama acı olan şu, telefondaki kişi delikanlının abisidir. Genç kız, delikanlının ismini telafuz ettiğinde karşıdaki kişi abisi olduğunu söyler ve onun kim olduğunu sorar. Genç kız bir an afallar “kusura bakmayın yanlışlık oldu, ben arkadaşıyım sonra ulaşırım ona” diyerek kapatır.

Genç kız beyninden kaynar sular dökülmüş derecesine, derinliğe yürür derecesine ilerler ve az bir zaman sonra telefonu çalar, arayan delikanlıdır. Genç kız sinirlidir ve telefonun neden kapalı olduğunu sorar. Delikanlı uyuyakaldığını telefonunda düşüp bataryasının çıktığını söyler ve abisini arayıp aramadığını sorar. Genç kız “ sence abinin telefon numarası bana nasıl gelmiş olabilir, nerden buldum da aradım” der. Abisi ile delikanlının telefon numaralarının sadece son rakamı farklıdır yani seri bir numaradır. Kız bunu o gün anlamıştır. Tabi delikanlı bunu bildiğinden kıza “ tahmin etmişsindir, tek rakam değişiyor” der. Genç kız öfkelidir. Kendisine yalan söylendiğini iş için gidip aradığı numara abisinindi yani iş için gitmemişti ne yapmaya çalışıyordu? Genç kız ne yapacağını bilmiyordu.

Delikanlı görüşmeye gelir yine mazeretleri hazırdır…Genç kız bunları hep yutuyor ve katlanıyordur. Bildiği halde hep inanır gözükmeye alışmıştır artık. Belki de genç kızın en büyük hatası buydu !

Delikanlı her zaman “ SENİ SEVİYORUM ” kelimesini ağzından atmaz, mesajlarında, telefonu kapatırken son sözü bile hep bu iki sihirli sözcükle bitirmiştir. Sürekli onun özel, hayatında tanıdığı en temiz kızlardan biri olduğunu ve verdiği değeri anlatmasının mümkün olmadığını söylüyordu…Genç kız sevildiğine inansa mı, inanmasa mı bilmiyordu… Bazen gerçekten delikanlının sevdiğine inanıyor ama gördükleri de seven kişinin yapacağı şeyler olmadığını biliyordu ve de susuyordu…

Sevgi bir şeye katlanmak mıydı, vazgeçmemek miydi? Ne kadar kötü durumlar olsa da bağırır çağırırlar yinede barışırlardı. Yani genç kız artık ne kadar inanırsa ! Delikanlı çok aşırı kıskanç biriydi. “ benim sosyal kız arkadaşım yok, seninde sosyal bir erkek arkadaşın olamaz “ derdi hep ve sözünü “ kız ile erkekten sosyal arkadaş olamaz “ diye bitirirdi. Kız yavaş yavaş tüm arkadaşlarından uzaklaşmıştı, onun yüzünden değil, onun için ! her günü zaten onlaydı…Belli mekanları vardı gittikleri artık oradakiler dahi tanıyorlardı onları…

...

 
Toplam blog
: 57
: 2010
Kayıt tarihi
: 26.03.09
 
 

26 yaşındayım (06.02.1984) Ankara'da ikamet etmekteyim. İşletme Fakültesi mezunuyum. Özel bir şirket..