- Kategori
- Kitap
Yaşar Kemal'in Simgesi: İNCE MEMED
Yaşar Kemal’in “İnce Memed” romanını ergenlik yıllarımda okumuştum.
Beni etkileyen ve bana ilham veren ilk kitaptı “İnce Memed”
“İnce Memed”i okumak, benim için mucizelere inanmayı gerektiriyordu o yıllarda.
Sıra dışı şeylerin gerçekleşebileceğine ve her şeyi değiştirebileceğine inandığım bir zamanda okumaya başlamıştım İnce Memed’i.
Belki de hiç hesapta olmayan şeylerin yaşanabileceğini görmek istemiştim.
Yaşar Kemal’in deyimiyle; “bir insanın, aslında mecbur bir adamın romanıydı” İnce Memed.
Feodal bir gücün zorbalığı karşısında öfkesini isyana dönüştürmüş tek insandı.
Yaşar Kemal’in 1955 yılında yazmış olduğu bu destansı romanı, konu itibariyle Anadolu ve Çukurova halkının geri kalmışlığını, cehaletini ve sefaletini anlatır.
Ağaların köylülere hâkim olması ve köylüleri sömürmesi üzerine kurulmuş olan bu roman, haksızlıkları önlemek, zalimleri cezalandırmak için ağalık sistemine başkaldıran İnce Memed’in destansı öyküsünü konu alır.
Aslında romanın ana fikrinde, zulme sessiz kalanların bir gün zulme uğrayacağını bilmek ve haksızlık karşısında durmanın insanın onuru olduğunu kavramak, bugün bile bana yazarın şu sözlerini hatırlatmaktadır.
"Halka kim zulmediyorsa, etmişse, halkı kim eziyor, ezmişse, onu kim sömürmüş, sömürüyorsa, feodalite mi, burjuvazi mi... Halkın mutluluğunun önüne kim geçiyorsa ben sanatımla ve bütün hayatımla onun karşısındayım… Ben etle kemik nasıl birbirinden ayrılmazsa, sanatımın halktan ayrılmamasını isterim. Bu çağda halktan kopmuş bir sanata inanmıyorum ben."
Evet, Yaşar Kemal’in otuz iki yıllık bir zaman diliminde yazmış olduğu bu kitabı belki de bu yüzden toplumumuzun gerçeği olma özelliği taşımaktadır.
Nitekim çağımızın, hatta bütün roman çağının en büyük yazarlarından ve ustalarından biri olan Yaşar Kemal, ağalık kurumunu ve eşkıyalık temasını, Ağa-Köylü çelişkisi çerçevesinde ele alırken, doğa ve insan ilişkisini de destansı ve şiirsel bir dille ortaya koymaktadır.
Eserlerinde genellikle topluma ayna tutan Yaşar Kemal, insanların çalışmadan, yaratmadan övündüklerini, “Türk, Öğün, Çalış, Güven!” sloganına sığındıklarını ve bu ülkede yaşananları gerek ulusal, gerekse evrensel düzeyde, yapıtları aracılığı ile ortaya koymuş tek kahramandır.
Bu nedenle Yaşar Kemal’in bütün yapıtlarına zihnimizi, vicdanımızı ve dilimizi alıştırmanın önemli olduğunu düşünüyorum.
Bir zamanlar köylünün tek umudu olan İnce Memed, hayatının dönüm noktasından birinde:
“Düşünceler kafasına akın ediyordu. Düşünüyordu artık, dünya kafasında büyümüştü. Dünyanın genişliğini düşünüyordu. Köyü bir nokta gibi kalmıştı gözünde. O kocaman Abdi Ağa, karınca gibi kalmıştı gözünde. Belki de ilk olarak doğru dürüst düşünüyordu. Aşk ile şevk ile düşünüyordu. Kin duyuyordu artık. Kendi gözünde kendisi büyümüştü. Kendini de insan saymaya başlamıştı. Yatakta bir taraftan bir tarafa dönerken söylendi “Abdi Ağa da insan, biz de insanız...” diyordu.
Bugün bizler de aynı şeyleri düşünüyor olabiliriz, sosyo-ekonomik alanlarımız değişse de kalıplaşmış, kemikleşmiş zihniyetlerin değişmesi adına bu Anadolu Efsanesi’ni okumanızı diliyorum…
Feodaliteye başkaldırmış, halkı düşünmeye sevk etmiş, uygarlaşmanın ve gelişmenin önünü açmış tek kahraman, Yaşar Kemal’in simgesi: İNCE MEMED
Kitabın Adı: İnce Memed
Yazarı: Yaşar Kemal
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Sayfa: 436