Yaşasın! Antalya turizmine çok teşvik...

HOŞBEŞ ÇAYEVİ’ nde konu TURİZM…

- Yaşasıın! Turizmde ağırlığımız artacak…

- O da nereden çıktı? Şimdiye dek hafif miydik?

- Dalga geçiyorum yahu! Anlayamadınız mı?

- Konu nedir ki?

- Bazı gazetelerde çıkan haber… Turizm alanında verilecek teşvik miktarı belli olmuş. Tüm Türkiye için belirlenen teşvik belgesinin %28 i ANTALYA için planlanmış.

- Ne kadarmış yani?

- 2013 YILI OCAK-EKİM ARASINDA VERİLECEK MİKTAR 50.466 YATAK İÇİN 3.1 MİLYAR... 209 TESİS… Böylece 12 808 kişiye yeni iş olanağı verilmiş olacakmış.

- Ne kadar da hassas, ne kadar da ipince hesap… Bravo vallaha!

- İyi değil mi? Neden kinayeli anlatıyorsun ki?

- Bakın arkadaşlar, ben mesleğimin 8 yılında turizm yatırımları yapan patronlarla, o patronların hesap yapan, karar veren, gerek bakanlıklarda, gerekse sahada işleri yöneten, takip eden birinci, ikinci adamlarıyla çalışmak durumundaydım. Şimdi adı sanı tüm dünyada bilinen binlerce yatak kapasiteli otellerimizin izinleri çıkarken, yerleri teslim edilirken, temelleri atılırken, tamamlandıktan sonra kontrol edilirken, bedelleri tahsil edilirken yaşananların içinde ben de vardım. Pek çok yatırımcının neden turizme yöneldiğini, bakanlıklarda nelerle karşılaştığını, yatırım aşamasında neler olduğunu, kendi aralarındaki devirleri, işletme aşamasındaki sorunlarını, sözün kısası, TURİZMCİLERİN YATIRIMLARLA İLGİLİ, BAŞLANGIÇTAN SONUNA DEK KARŞILAŞTIKLARI İYİLİK VE KÖTÜLÜKLERİ EN İNCE AYRINTISINA DEK BİLENLERDEN BİRİYİM…

- Ee, anlatsana karşılaştığın şeyleri…

- Bana güvenerek yanımda konuştuklarını, artık oralarda görevli değilim diye anlatmam etik olmaz. Onların, onca yıl içinde bana alışıp, güvendikten sonra, yanımda ettikleri sohbetleri, dert yanmalarını hiç kimseyle paylaşmam. Ama bu teşvikler bana kötü çağrışımlar yaptırdı işte…

- Anlat biraz, anlat…

- Turizm yatırımları konusunda benim gibi muhalif birisinden beklenmeyecek kadar TURİZM YATIRIMCISININ YANINDAYIM. Burada söyleyeceklerim çevreci, doğasever, yeşilci bilinen çoğu arkadaşıma ters gelecek ama ben böyle düşünüyorum; Bu ülkede fabrikalar kuruluyor mu, tarımdan, hayvancılıktan, denizcilikten veya bir başka öz yatırımdan doğru dürüst döviz girdisi var mı? Dışarıdan bir parçacık bile almadan yarattığımız ve sırtından para kazandığımız bir tek sektör var, o da turizm. O YATIRIMLARI YAPAN ADAMLARIN KARŞISINDA OLMAYA HİÇ KİMSENİN HAKKI YOK. Onlar elbette ki kendileri için yatak sayısını arttırma olanağı ister. Elbette ki yeni tesisler kurmak için arayış içindedir. Tesis yapma, ya da var olan tesisinde kapasite arttırma söz konusu olduğunda, elbette ki çevreyi, ormanlık alan ise ağaç katliamını ikinci planda önemser. Onlar için ilk hedef tesisi gerçekleştirmektir. Gelecek olan yabancı turistin yeşili arayacağını bilirler, tesis tamamlandıktan sonra da çevreyi onarmak için, yeşillendirmek için ellerinden geleni yaparlar ama olduğu, olabildiği kadar… Onların doğası bu… Öfkelenmeye hakkımız yok. Bir yerlerde turistik tesis sayısı, var olanlarda bina yoğunluğu, yatak sayısı gereğinden fazla artıyorsa suçlunun aranacağı yer başka…

- Neresi peki?

- KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI ELBETTE…

- …

-Bu adamlar iktidar olur olmaz ilk yaptıkları edebiyatlardan biri neydi? Antalya, Muğla gibi illerde yeni turistik tesis yapımına izin vermeyecekler, turizmi teşvik etmeyeceklerdi. Türkiye’ nin yatırım yapılacak nice güzel yerleri vardı. Karadeniz Bölgesi’ ni, doğunun yaylalarını, göllerini örnekliyorlardı. Oralarda yatırımları teşvik edeceklerdi… Antalya’ da, Muğla’ da yatak sayıları gereğinden çoktu, rekabet fiyatları düşürüyor, bu da kaliteyi etkiliyordu… Falan filan… EDEBİYAT İŞTE… Baktılar ki buralar için yandaşlardan istek, baskı çok, ilk saldırı var olan tesisler arasındaki yeşil kuşaklara yapıldı. Sonra tesislerin arkasındaki yeşil alanlara… TURİZM İMAR PLANLARI BAKKAL DEFTERİNE DÖNÜVERDİ. Var olan tesislerin sahipleri de öfkeleniyordu ama yapacakları bir şey yoktu… Sakalları bakanlığın elinde, sıkıysa sesin çıksın… Üç gün sonra denetçiler gelir, ‘’Havlun kalitesizmiş, badananda lekelenme var…’’ gibi yüzlerce soyut kavramla yıldız indiriliverir… Ankara’da bağlı olduğum masaya birisini daire başkanı yaptılar, adam daha bir aylıkken ‘’ANTALYA’DA TURİSTİK TESİS YAPILABİLECEK YERLERİ BELİRLE, BANA HARİTALARINI GÖNDER!’’ diye telefon etti. Burada artık öyle bir yer olmadığını, özel çevre koruma veya doğal sit alanlarından başka, kıyıda ormanlık alan kalmadığını söyledim. Biz emlakçi miyiz başkanım? Tesis yapacak adam yer arar, kendince bulur, başvurur, inceleriz, sonucu bildiririz.’’ dedim diye benimle her türlü ilişkiyi kesti…

- Vay canına!

- EE, GELELİM ŞİMDİKİ TEŞVİKLERE… Nerede yapılacak bu tesisler? Önceki tesislerin arası ya da arkasındaki ormanlık alanlar da bitti… Var olan tesislerin bahçelerini de ek yataklarla doldurdular… Nerelere yapılacak? Özel çevre koruma sahaları mı açılacak turizme? Milli parklar, A tipi, B tipi piknik mesire alanları mı? Yargıda ’’ Bulunduğu haliyle korunacaktır!’’ kararı bulunan Kepez arkası ormanlar mı? Yoksa vatandaşın ‘’Satılacak da alacağız…’’ umuduyla bekleştiği ama belirlenecek olağanüstü bedeller nedeniyle alamayacakları 2B alanları mı?

- Ya arkadaş, onca turizmci toplanıp da ‘’ANTALYA İÇİN YETER BEYLER!’’ diyemiyor mu?

- Her şeyi değiştirme heveslisi iktidar var ama her nedense teşvik dağıtma alışkanlıklarını, yollarını bir türlü değiştirmiyorlar…

- Neden olduğunu da biliyorsundur sen…

- Burada kapatalım bu konuyu ama TURİZM konusunu daha sonra yine konuşalım… Madem ilgi çekiyor… Şimdilik sevinelim;

‘’YAŞASIN! ANTALYA TURİZMİNE ÇOK TEŞVİK VARMIŞ…’’ 

                                                                                                                              Özcan ÇELTİK

                                                                                                                                01.12.2012

Not: - 03.12.2012 de Gazete KAKTÜS’ de yayınlanmıştır.