Yaşasın isyan, yaşasın isyancılar!

İsyan ve isyancı ile terör ve terörist arasında bir anlam farkı var mıdır ki, biz Libya’daki iktidar muhaliflerinin eylemi için isyan, bu eylemi yapanlara isyancılar; bizdeki isyan ve isyancılar için terör ve terörist diyoruz? 

İsyan ve isyancılar… 

Terör ve teröristler… 

Bizim hükümet dışarıdaki isyan ve isyancıları destekliyor. 

Dışişleri bakanımızın ayağı bir dışarıda, bir içerde. 

Bir milyon beşyüz bini iktidarını sürdürmek için direnen, şimdilerde nerede saklandığı bilinmeyen liderin kellesine ayrılmış olsa da, bizim 300 milyon Dolarımız isyan ve isyancıların kasasında… 

Pasta mı büyük, demokrasi rüyası mı? 

Libya’yı yeniden inşa etmekten ve petrol anlaşmalarından daha çok söz ediliyor. 

Pasta büyük. 

Pastadan ziyade ortada büyükçe bir ganimet var. 

Yık ve yeniden inşa et. 

Başbakanın solundaki bankonun arkasında duruyordu isyancıların başı geçenlerde. 

Onun mazlum ve pür dikkat kesilmiş hali, dünya liderlerinin Kaddafi’nin huzurundaki dünkü hallerine çok benziyordu. 

1990’lı yıllardan beri Libya’ya uygulanan uluslararası ambargo ancak 20 yıl sonra meyvesini veriyor. 

Dünya ülkeleri sırada. 

Mevsim hasat mevsimi. 

Fransa, İngiltere, ABD, Almanya pastadan büyük dilimler koparırken… 

Hazır bizim de Filistin üzerinden Ortadoğu’da elde ettiğimiz itibar zirve yapmışken... 

Eskiden iktidarlar kanlı el değiştirdiğinde devrim denirdi buna. 

Şimdi isyan ve isyancılar el üstünde tutuluyor. 

Hepsi de biliyor Kaddafi’nin yerinin ancak bir başka Kaddafi’nin dolduracağını. 

Çömez Kaddafi’nin tam Kaddafi olana kadar ganimet kardeş kardeş paylaşılacak. 

Yeni Kaddafi çölün ortasına çadırını kurana kadar zamanları var hepsinin. 

Çadır dedim de, bugüne kadar Kaddafi’yi çadırda yaşıyor bilirdim. 

Bizimkilerin içinde Kaddafi’nin eteğini öptüğü, bir seferinde azarlandığı… 

Yalansa gazetelerin, gazetecilerin yalanı. 

Sarayda yaşıyormuş meğer. 

Bu sarayın bir adı da var: Bab-Al Aziza. 

Bab-Al Aziza Sarayını isyancılar yağmaladı o gün. 

Trablus’un düştüğü gün… 

Sarayın yağmalandığını gazeteler yazdı. 

Yalansa gazetelerin, gazetecilerin yalanı. 

Yağma. 

Yağmanın bir başka adı talandır. 

Yağma ve talan. 

İsyan ve isyancılar. 

Biz yağma ve talanı mı destekliyoruz yoksa? 

Sadece biz değil, koca koca devletler… 

Peki, 300 milyon dolarımız? 

Kaz gelen yerden tavuğun lafı mı olurmuş. 

Haydi hep bir ağızdan: 

Yaşasın isyan, yaşasın isyancılar!