Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Haziran '07

 
Kategori
Ruh Sağlığı
 

Yaşayamadan ölmek

Yaşayamadan ölmek
 

Benim hayatım böyle olmamalıydı. Bu düzen benim ruhumun düzeni değil. Mutlu olamıyorum. Sevgiyi ve aşkı tam anlamıyla hissedemiyorum. Yaşayamadıklarımı yaşamadan yaşlanıyorum. Ben böyle bir hayat istememiştim. Etrafımdakiler gibi neden değilim. Neden her şey bu kadar çabuk gelişiverdi? Bir anda yapmam gereken görevlerin insanı yaptılar beni. Özgür değilim. İstediğimi yapamıyorum. Yaşayamadan ölmek istemiyorum.

Bütün sevgileri, aşkları iliklerime kadar çekerek yaşamak istiyorum. Doğayı, tüm canlıları ve yaşamın tüm renklerini hissetmek istiyorum. Artık kızgın kumlarda serap görmek istemiyorum. Suya gerçek suya kavuşmak istiyorum. Onu içmeden seyretmek istiyorum, içerken kuş seslerini duymak, güneşin yakıcılığını içimde hissederken, rüzgarın tenimi hafif hafif okşamasını istiyorum. Çocukluğumdaki gibi pınarın buz gibi akan suyuna başımı uzatıp, ağzımın kenarlarından akıta akıta içmek istiyorum. Evet şu anda mutlu olamamaktan çok, bazı şeyleri yaşayamadan yaşlanmaktan ve ölmekten korkuyorum.

Üzerime yaşanmışlığın kirli çamaşırlarını doldurdukları bir kirli sepeti gibi hissediyorum kendimi. Toplumun vardiyasında, iyi bir genç kız, iyi bir eş, iyi bir anne ve çok yakın bir zamanda da saygı duyulacak bir yaşlı kadın görevlerinden bir nefeslik izin istiyorum. Ölmeden özgürce yaşamın penceresinden bir kez kendi isteğimle bakmama izin verin ne olur.

Bana yüzünü çevirip bir kez bile bakmayacağını bildiğim, ve yaşadığım süre içinde rüyalarımda karşıma çıkan aşkımın peşinden bir kez olsun gitmeme karışmayın ne olur. Gizli gizli ağlayarak, kaçmayı düşündüğüm, neresi olduğunu bile bilmediğim huzur bulacağıma inandığım o yeri düşünmeme fırsat verin. Beyazlamaya başlayan saçlarımın altında, dimdik duran genç kalmış vücudumun, kadınlığımın, hayallerimin dışında çılgınca sevişme isteğinin kaçamağını bir kez olsun görmezden gelin ne olur.

Yatak odamdaki aynamdan rüyalarımın kollarına attığım özgür bedenim ve ikinci baharının son şansındaki tükenmek üzere olan emelim. Ne gelenim belli ne de gidenim. Başkalarının hayatı üzerine kurulmuş sanki bütün düzenim. Yokmuş demekki bu dünyada bana rağmen beni kendimden koparacak bir sevenim. Koklayamadan, hissedemeden ve yaşayamadıklarımı yaşamadan yaşlanmak istemiyorum. Bir anlıkta olsa, bir nefeslikte olsa özgürce dans etmek istiyorum yaşamın kollarında. Yaşayamadan ölmeden önce.

 
Toplam blog
: 116
: 3217
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

İstanbul' da doğdum. Antikacı, saray restoratörü ve eksperim. Antika konusunda 50’ye yakın belgesel ..