- Kategori
- Güncel
Yaşayanlara en yakınlarını toprağa vermek düşmüştü
1976 Van depremi
Bir kulağım radyoda saat başı verilen haberleri dinliyorum. Haber aralarında ise ders çalışıyorum. Ertesi gün sınav var…
Akşam oluyor. Babamın getirdiği, Milliyet gazetesini heyecan ile elinden kapıyorum. Gazetenin manşetine bakıyorum. ”Van Bölgesinde ölü sayısı 4000’i geçti” diyor.
Depremin üzerinden bir gün geçmesine rağmen ölü sayısı nasıl bu kadar fazla olabilir?
Manşetin altında bir fotoğraf var. Çok duygulu…Yıllar geçti 35 yıl öncesinden bu deprem ile ilgili hafızama kazınan tek görüntü işte bu fotoğraf.
Uzakta bir kalabalık var yaklaşık 30 kişi kadar. Köy olduğunu anlıyorum Bir yıkıntının başında bekleşiyorlar. Yerler çamur, fotoğraf karesinin hemen önünde bir fotoğrafçı elinde kamerası ile 10 kişilik hareket halindeki başka bir kalabalığı görüntülüyor.
Kalabalığın önünde 30 yaşlarında zayıfça bir adam var. Gözleri öylece boşluğa bakıyor… Elleri dua eder gibi göğe doğru, ancak ellerinin üzerinde beyaz kefene sarılmış yakını olduğunu anladığım küçük bir çocuğu taşımakta….
Adı Ahmet Yılmaz…
Sabah namazı ile güne uyandığında kızının bir melek gibi uyuduğunu seyretmiş ve saçlarını okşamıştı. Ancak şimdi cansız bedenini ikindi namazına yetiştirmek için nasıl acele ediyor öyle...
Depremden yaralı olarak kurtulan Ahmet Yılmaz defin işleminin ardından yaşananları şu şekilde anlatıyordu.
“Saat 14:00 sıralarında bahçede iş görüyordum. Birden büyük bir uğultu ile yer sallanmaya başladı. Eve koşmak istedim, o anda ahırın duvarı sanki yürüyerek bana doğru geliyordu. Birden üzerime yıkıldı. Kendimi duvarın altından zar zor çekerek kurtardım. Ancak, eve baktığımda halen sarsıntının devam ettiğini gördüm. Sağa ve sola doğru sallanan ev birden çöktü. Yerimden kalktım ocağın yanında yıkıntıların altında yerde yatan eşimi yaralı olarak kurtardım. Ancak, üç yaşındaki kızımı enkazın altından sağ olarak çıkaramadım.”
Van ve çevresini önceki gün sarsan 7,2 büyüklüğündeki çok şiddetli depremde ölü sayısının 4000 aştığı yazmakta. Yalnız Muradiye ilçesindeki Çaldıran bucağında ölü sayısının 2000 geçtiği ve aralıklı yağan kar nedeni ile yardım ve kurtarma çalışmaları güçlükle sürdürülmekte.
Olumsuz hava koşulları nedeniyle köylere ulaşılamamakta, felaketzedelerin aç ve sefillik çektiği haberciler tarafından bildirilmekte.
Evinin önünde ağlayan ve depremde yaralı kurtulan Mehmet Zeki adındaki felaketzade şunları söylüyordu.
“Enkaz altında kalan yakınlarımızın seslerini duyuyorduk. Fakat onları kurtarma olanağımız yoktu…Depremden hemen sonra yıkıntıların altında kalan 3 çocuğumun cesetlerini çıkarabildim. Karım ve 86 yaşındaki anamın enkaz altında inlemelerini sabah 04:00’e kadar dinledim. Tek başıma çabalarım bir sonuç vermedi. Hiç yardım görmedik. Sadece kürek olsa idi, karım ve anam ölmezdi. Bütün Çaldıran halkı yakınlarının inlemelerini sabaha kadar dinledi. Onları göz göre göre kaybettik…”
Çaldıran haritadan silinmiş geriye ağır yaralı olarak kurtulan çoğu kimsesiz çocuklar bırakmıştı. Yaşayanlara da en yakınlarını toprağa vermek düşmüştü.
Saat başı olduğu için tekrar radyoyu açtım. Haber spikeri bölgedeki gece sıcaklığının -17 dereceye düştüğünü enkaz altında kalanlardan ümidin kesildiğini ancak yörede yüzlerce kimsesiz çocuğun ısınma ve barınma sorunu yaşadığını belirtiyor ve felaketzedelere gönderilmek üzere bir giysi kampanyasından söz ediyordu.
Hemen ailecek ne gönderebileceğimizi gözden geçirdik. Eski battaniyeler, eski giysiler ne bulduysak karton kolilere koyduk. Bana yeni alınan sarı mekap botumu sadece iki defa giymiştim. Ama onu da kimsesiz kalan çocuklara göndermeye karar verdim. Botun içine tabanlığın altına bir not iliştirdim.
Notta şu yazıyordu. “ Kardeşim, yaşadığın felakette yanında olamadığımız için çok üzgünüm. Umarım ayakkabım ayağını ısıtır. Senin bir ailen yok diye üzülme. Bak adresimizi yazdım. Bir ihtiyacın olursa kapımız sana her zaman açık. Geçmiş olsun.”
Gönderdiğimiz giysileri kimler giydi bilmiyorum. Botun içindeki notu buldular mı belli değil…
Dün Van’da meydana gelen depremde yıkıntıların arasında yardım almak için uzanan ellerin bir an önce sevdiklerine sağ salim kavuşmasını çok istiyorum. Ölenlere de Allahtan rahmet.
Üzerinden 35 yıl geçmesine ve onca yaşananlara rağmen yöre halkına hissettiğim değerlerde bir değişiklik olmadı. Hayatını kaybeden ve acısı olan her kişi benim halen kardeşlerim.
Orda yaşayanlar için çok üzülüyor ve neler yapabiliriz diye düşünüyorum.
Belki bu yıkıntıların içinden 35 yıl öncesine ait sevgiyi, kardeşliği ve barışı hep birlikte çekip kurtarabiliriz.
...
Tarihçe:
24 Kasım1976tarihinde merkez üssü Van'ın Muradiyeilçesi Çaldıranbucağı olan 7,2 Ms büyüklüğündeki depremde 3840 kişi öldü, 9232 bina hasar gördü. Depremin yanı sıra bölgede gece hava sıcaklığının düşmesi sonucu donma nedeniyle de ölümler oldu. Yağmur ve kar yağışları nedeniyle kurtarma ve yardım çalışmaları gecikti.
Deprem o dönem Muradiye'ye bağlı bir belde olan Çaldıran'da yerel saatle 12:22'de meydana geldi. Deprem en çok Muradiye ve çevre ilçeler olan Ercişve Özalp'de can ve mal kaybına sebep oldu. Ağrıiline bağlı Diyadinve Taşlıçayilçeleri dolayları da etkilendi.
7,9 Ms büyüklüğündeki 1939 Erzincan Depremi'nden sonra o güne kadarki Anadolu'da yaşanan en şiddetli depremdir.
Görsel Kaynak: Milliyet Gazetesi arşivinden alınmıştır.