- Kategori
- Şiir
Yaşımız on yedi
Yalan, yalan yıllardı
Ardımızda yapayalnız kalan,
Gençlik yıllarımızdı
Acımazsız zamana kafa tutan
Yaşım henüz “on yedi”
Kozasından yeni çıkmış
Gözleri kapalı “tırtıl” gibiyim
Kelebek gibi olmak için
Dolaşacak “dut yaprakları” arıyorum
İçim kaynıyor
Çaydanlık sanki yüreğimde
Gece gündüz
“Kızları” düşünüyorum…
En çok da “O’nu”
Baktığım gezdiğim gördüğüm
Her yerde
Şarkılar da türküler de
Her yer gözlerinin renginde
Yemyeşil bakınca
Sanki dut yapraklarının üzerinde
Yürüyorum…
Gökyüzü ak pazenden sedir
Yaşımız “on yedi”
Sırılsıklam ıslanmadan
Yağmurun yağmadığına inanamadığımız
Deli zamanlar…
Güneş burnumuzun dibinde ama
Doğuşundan bir haberiz,
Bir birimizin soluğunu alıp veriyoruz
O güneşten dişi
Ben utangaç ve tıfıl oğlan…
Sevmekten sevilmekten başka
Bir şey bildiğim yok
Havanın yağmursuz olması gibi…
Kaç kere öpüştük
Terlerimiz karıştı tenlerimizde
Kaç gece şarkılar silindi
Notalar es vermeden söküldü yerinden
Kim bilirdi ki dumansız yandığımı,
Yaşamadan yaşlandığımı…
Hiç istemiyordum sabahın olmasını
Biliyordum geceden
Bizden kalan tüm izler silinecek
Ben yine
Utangaç ve tıfıl olacağım…
Yalan yalan yıllardı
Ardımızda yapayalnız kalan
Gençlik yıllarımızdı
Acımazsız zamana kafa tutan
O gün bugün
Yaşımız “on yedi”
Ama biz ikimiz
Kanat takmadan uçmayı
Sevilmeden çok sevmeyi öğrendik,
Çok sevmeyi…
Dün bugün yarın ve daima!
Erdoğan ÖZGENÇ
Adana 06.05.2014 01.00