Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mayıs '08

 
Kategori
Güncel
 

Yaşlı insanlarımız

Yaşlı insanlarımız
 

Kadınlarımız


Kurtuluş savaşı’nda kadınlarımızın bir kısmı köylerinde kalan yaşlı insanlarla birlikte, Oflaz emmilerle, Salih dede’lerle, Nuri amca’larla, Kezban Ninelerle cephe gerisinde, seve seve her türlü fedakârlığa katlanmış ve üzerine düşen vatan vazifesini yerine getirmiştir.

Kurtuluş savaşını bu millet çoluğu ile çocuğu ile cephede ve cephe gerisinde verdiği mücadele ile kazanmıştır.Tarık Buğra’nın “küçük ağa “ adlı romanı o günlerde “Akşehir’de” halkın verdiği Kuvay-i milliye mücadelesini anlatır.

Cumhuriyet’in ilânı sonrasında verilen ekonomik, kültürel, siyasi mücadelede, toplumun

Ekonomide, eğitimde, sanat alanında, yazın alanında, kültür alanında kalkınması için yine Anadolu insanımız yediden-yetmişyediye mücadele etmiş, bugünlere gelmiştir.

Bu yıllarda verilen olağanüstü çabaları anlatan pek çok eser vardır.

Cumhuriyet yıllarında verilen mücadelede hiç kuşku yok ki gençlerimizin yanı sıra yaşlılarımızda ön planda yer almışlardır.Çünkü düşünün bir, savaşlarda toprağa verdiğimiz onbinlerce genç insanımız sözkonusu, sadece Sarıkamış’ta tek kurşun atmadan 90 bin can, Çanakkale’de 253 bin can toprağın kara bağrına girmiştir.Galiçya’da, Kafkasya’da, Irak ve Yemen Cephelerinde ise yine onbinlerce insan hayatını kaybetmiştir.

O nedenledir ki savaş yılları sonrasında yaşlılarımızla birlikte zorlu bir mücadele verilmiştir.

Bu mücadelelerin hiç birinde gençlerimiz yaşlılarımıza, yaşlılarımızda gençlerimize saygıda kusur etmemiş, birbirine destek vermişlerdir.

Bu millet o yıllarda kendine biçilmeye çalışılan badireyi birlik beraberlikle atlatmıştır.

Hiç kimse çıkıp yaşlısına “sen yaşlısın, bedenen ve beyin olarak” kenara çekil artık dememiştir.Saygı vardır, bilinirki o yaşlılara ihtiyaç vardır.En azında yaşlılarımızın deneyimlerine ve öğütlerine ihtiyaç vardır.

Peki bugün o yaşlı insanlarımıza ihtiyaç yokmudur?Bence vardır ve daima da olacaktır.

Bir toplum deneyimli, yaşını başını almış, feleğin çemberinden geçmiş, kendilerinden daha çok şey öğreneceğimiz insanlara kenara çekil artık diyor ve diyenlere de ses çıkarılmıyor ise o toplumda “nemelazımcılık” vardır, ”suskunluğu ilke edinmişlik vardır”, “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” söylemini destur edinme vardır.

Bugün bir yaşlımıza yada yaşlılarımıza “kenara çekil” diyen zihniyet yarın “kendi gibi düşünmeyen insanlara da kenara çekil” diyecektir.Bu nedenle bu söylem ve bu düşünceye benim anlayışımda yer yoktur olamazda, olmamıştırda.Bir toplum yaşlısına gösterdiği saygı ile övünmelidir bence.Varsayalım ki yaşlımız “görüp tespit ettiği bir gerçeği” dile getirdi, eleştiri yaptı.Bu “gerçek ve eleştiri”de bizim hoşumuza gitmedi.Bu durumda ne yapmalıyız?.”siz zaten hep böylesiniz” mi demeliyiz?.Yoksa “acaba benim hatam nerede” diyemi düşünmeliyiz.Hangisini yapmamız bize çok şey kazandıracaktır?

Pekâla siz hiç düşündünüz mü acaba, eleştiri yapanların amacı “sizce ne olabilir? Doğruyu size göstermekten başka.”Ne o sizin nede siz onun ekmeğini veriyorsunuz. Bana göre o yaşlılarımıza “söyledikleri doğrulardan” dolayı laf ederken daha bir özen göstermeliyiz diye düşünüyorum.

Yaşlı insanlarımıza göstereceğimiz özveri ve tahammül onları mutlu edecektir.

Saygıda esas olan karşılıklı olandır.

Bu bağlamda büyük büyüklüğünü küçükte küçüklüğünü bilmelidir. Halledilmeyecek bir mesele yoktur. Yeter ki ipleri koparmadan bir kere daha salim kafayla düşünelim.

İnsanlar yazar çizer. Eleştiride yapar. Burada amaç doğruyu bulmaya çalışmaktır. Eleştiriye ve “gerçeklere” tahammülsüzlükle bir yere varılamaz diye düşünüyorum.

Burada sözüm hiç kimseye değildir ama aynı zamanda herkesedir.

“Uzun zaman önce…Yılan yoktu, akrep yoktu, aslan yoktu, sırtlan yoktu, vahşi köpek yoktu, kurt yoktu, korku yoktu, dehşet yoktu…İnsanın rakibi yoktu.”

Bu özlem dolu satırlar, olasılıkla MÖ.3.binyıla ait… Barış, huzur ve istikrar için bilinen kadim seslerden biri…Samuel N.Kramer tarafından , Sümer tabletlerinden çevrilerek literatüre kazandırılmıştır.Uzun uzun yıllar önce insanların barış ve huzur istemesini gıpta ile okuyoruz…

 
Toplam blog
: 210
: 910
Kayıt tarihi
: 04.05.08
 
 

Eğitimciyim. Bir insanın çağdaş bir gelecek için, aydınlanma için çok okuması gerektiğine inanıyo..