Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ağustos '15

 
Kategori
Aile
 

Yaşlı olmak...

Yaşlı olmak...
 

Zor iştir yaşlı olmak, Ağır,ağır çıkılan merdivenlerin son basamağına yaklaşmaktır,  Tarihi  çeşmenin yanında büyüyen çınar ağacından düşmek üzere olan yaprak gibi hafif kahve rengi alıp toprağa düşmeğe hazırlanmaktır.  Umutların, gelecek kaygısını, çocukların,  yapılacak yatırımların yerini, ayakta kalmak, dik durabilmek, çeliğe, çocuğa madara olmama mücadelesinin başlamasıdır yaşlı olmak.

Her insan Allah ömür verirse yaşlı olma adayıdır. Bu fani dünyada kısacık ömrümüzü yaşarken zamanın ne kadar hızlı geçtiğini anlamayız. Bir çoğumuz en çok çocukluktan gençliğe geçinceye kadar ki  zamanı daha çok hatırlarız. Çünkü bu zaman insanın yaşamında aile kavramının en değerli olduğu zamandır. Çocukluk dönemi  savunmasız,  yardıma muhtaç, korunmaya kollanmaya en çok ihtiyaç duyulan zamandır. Çocuk bu zaman periyodunda ailesi ile iç içedir, her şeyi ailesi ile yaşar, onlarla beraber olmaktan mutlu olur, ailesi ile yaşadığı her gün anlamlıdır. Babanın annenin gösterdiği ilgi, alaka, güzel bir söz, gösterilen tebessüm, yaptığı küçük bir işin desteklenmesi onun en büyük mutluluk kaynağıdır. Anne babamızın ve aile fertlerinin ilişkileri, davranışları bizi nasılda etkilerdi.  Hepimizin hatırladığı gibi yaptığımız küçücük bir eyleme ailemizin gösterdiği ufacık ilgiye yaptığımız şımarıklıkları, daha çok ilgi gösterilmesi için hasta olmasak da hastaymış gibi davranarak, onların başucumuzda beklemeleri bizi öpüp koklamalarının verdiği huzuru şimdi bile yaşamak istemez miyiz?

 Benim babam herkesten daha güçlüydü, hatta herkesi dövebilirdi, o her şeyin üstesinden gelir her şeye çare bulurdu.  Babam bana göre çok zengindi. Her zaman parası vardı, her zaman elinde ekmeği, yüreğinde şevkati ,yağmurlu havada şemsiyesi, güneşli havada bulutu eksik olmazdı. O bizim herkülümüzdü. Ben babamın ne zaman yağmur, ne zaman güneş olacağını bilirdim. Onun gözlerinde bir kurt bakışı ve kararlılığı, yüreğinde aslan kükremesi, koruma içgüdüsü ve gönlünde bir ceylan şevkati  vardı. Annem bir melekti. Onun hep kanatları vardı. Etrafında uçar  ninni gibi yumuşak sözleri vardı. O ninniyi yaşadığım her zaman kulaklarımda hissederim. Annemin yüreğinde sevgisi, dudaklarından duası eksik olmazdı. O benim sevgi yumağım, hayat kaynağım, merhamet kapımdı. Bu yaşımda bile onun sesini duymak bana ayrı bir huzur ve mutluluk verir.

Ben babamın gençlik yıllarını yaşadım, Şimdi benim olduğum yaşlarda hep yarın kaygısı, ayak da durma çabası vardı. Hayata dair asla yılgınlık göstermezdi. Ben babamın zayıf halini hiç görmedim. O her zaman dimdik yürürdü. O her zaman güçlüydü. Ben babamın hiç yaşlanmayacağını sanırdım. Ama bir gün ben güçlendikçe babamın güç kaybettiğini gördüm. Babamın saçlarının beyazladığı fark bile etmedim. Ta ki kendi sacımdaki beyazları görünceye kadar. Ben babamın içindeki yaşlılık duygularını korkularını anlamadım. Benim çocuğum olduğunda babamın  dede olma sevincindeki yaşlılık burukluğunu hiç hissetmedim. Şimdi ben babamın orta yaşlı dönemlerindeyim, Oğlum bana, ben babama, babam babasına koşuyor.
     
Hepimiz bin bir umutla, sevgiyle, şevkatle yetiştiririz çocuklarımızı. Onlar bizim her şeyimizdir. Geleceğimiz, umutlarımızdır. Varımızı yoğumuzu onlar için harcarız. Yemeyiz içmeyiz onların geleceği için bin bir fedakarlıkta bulunuruz. Onların başı ağrımasın, onlar gözyaşı dökmesin biz onlar için ağlar onlar için güleriz, yeter ki onlar mutlu olsun deriz.  Evet biz bunları yaparken bir şeyi atlarız. Anne babamızın bizim için yaptıklarını. Kendi meşakkatimizle su gibi akan zamana kapılır gideriz. Bizim için emek veren hayatını ortaya koyan anneyi babayı unuturuz. Halbuki onlarda bizim gibi yapmışlardı. Bizim gibi, bizi gelecek ve yarınların güvencesi olarak görmüşlerdi. Şimdi anne babanızın yerine kendinizi  koyun unutulmanın, ihmal edilmenin, hor görülmenin, yük olarak görülmenin ezikliğini hissedin. Yaşlı beden  içindeki asla yaşlanmayan o insanların çaresizliğini düşünün. Evin kenar bir köşesine konan  o yaşlı bedende fersiz güçsüz bakan gözün arkasındaki babanın annenin yaşlandığını mı düşünüyoruz? Yaşlanan bedendir, içindeki can bedenin azizliğine uğramış çaresiz bırakmıştır. Beden hiç hareket etmese de bakan gözlerin arkasında canlı genç bir kişilik vardır. İşte o kişilik sana muhtaçtır. Senin bir gün ona muhtaç olduğun gibi.

Ben babamın hiç ağladığını görmemiştim. Bir gün babamın oğluma sarılıp öpmeye başladığı gün gözlerinden akan yaşı görünceye kadar. Şaşırmıştım beni öperken temkinli öperdi. Hiç de ağlamazdı. Hatta gözlerinde aslan bakışı, aramızda her zaman bir mesafe vardı. Bu bakışlar ve mesafe bana hayata atılmam için koyulmuş en büyük hayat tecrübesiydi. Ama şimdi babam ağlıyordu. Babamın gözyaşlarında  o çocukluk yaşlarındaki anne babasından beklediği merhamet , sevgi çığlıkları arasından kalan bir türlü gençlik ve olgunluk yaşlarında akıtamadığı göz yaşa vardı. Yaşlılığın korkusu ve endişesi vardı. 

Bizlerde bir gün gelecek  o kıyıya, kenara koyduğumuz anne babamızın  yerini alacağız. Onların yaşadığı çaresizliği ömrümüz olursa yaşayacağız. Dün onların merhametine sevgisine muhtaç olduğumuz gibi bizlerde kendi çocuklarımızın sevgisine ilgisine muhtaç olacağız. Her şey film şeridi gibi gözlerimizin önünden geçecek, Babamıza annemize gösterdiğimiz ilgiyi ilgisizliği, söylediğimiz açı tatlı sözlerin verdiği hasarı veya mutluluğu yaşayacağız. Unutmamalıyız ki hepimiz yaşlılık adayıyız. Hepimiz bir gün o evin kenar bir köşesine konacağız. Vakit çok geçmeden Cenneti ayaklarının altında tutan annemizi, Bizim için her şeyini feda eden o yaşlı babamızı ihmal etmeyelim. Geleceğimizi onlara bakarak görelim. Onlar yardıma muhtaç, çaresiz insanlar  gibi görmeden ilgilenelim yarın bizim için çok yakın bunu unutmayalım.

Size annemin bir duası ile hoşça kalın diyorum; “Allahım beni elden, ayaktan geri koyma, Elim tutarken, gözüm görürken,ayaklarım yürürken , aklım bendeyken  kimseye muhtaç etmeden verdiğin emaneti al”   

Fikret Bayrak

 
Toplam blog
: 39
: 366
Kayıt tarihi
: 27.11.14
 
 

1966 yılında Giresunda doğdu, Bulancak Ticaret Meslek lisesinde okudu ve Anadolu Universitesi İşlem..