Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ocak '16

 
Kategori
Cinsel Sağlık
 

Yaşlılarda Cinsel hayat.. (Menopoz ve Andropoz'da Cinsel hayat)

Yaşlılarda Cinsel hayat.. (Menopoz ve Andropoz'da Cinsel hayat)
 

YAŞLILIKTA CİNSELLİK ÇOĞU ZAMAN TABUDUR..


Toplumda; cinsellik sadece gençlerin ve orta yaşlıların hayatında olması gerekir şeklinde yanlış bir algı vardır. Oysa cinsellik yıllar geçince aynı kalmasa da yaşlanınca da sürebilir. Toplumun önemli bir kısmını oluşturan yaşlılar için de cinsellik hayatın içinde önemli bir yer tutar. Yaşlıların günlük hayatta yaşadıkları problemleri, çözüm önerilerini ve cinsel hayatlarının toplumdaki algısını anlattığımız bu yayının oldukça önemli bir işlev gösterceğine inanıyoruz. Yaşlıların cinsel hayatıyla ilgili yanlış ve eksik bilgilerimizi düzelterek, sağlık profesyonellerine önemli bir çalışma sunduğumuzu düşünüyoruz.  

Cinsellik canlıların hayatında hem üreme hem de haz açısından oldukça önemli bir yer tutar. Cinsellik hayatımızda bazen çok ön planda olurken, bazen de oldukça geri planda kalabilmektedir.

Cinsellik; bireyler arasındaki iletişimi, cinsel davranışı, duyguları, uyarılmayı, birleşmeyi ve haz almayı içine alan geniş bir kavramdır. İnsan yaşamının en temel gereksinimlerinden biridir. Yaşamda sevginin, arzunun, kendinden geçmenin, şefkatin ve bütünleşmenin bir araya geldiği en özel yaşantıdır. Cinsellik sadece kişinin cinsel arzusu ve davranışı şeklinde tarif edilmez. Bunun ötesinde kişilerin cinsel bilgilerini, inanışlarını, tutumlarını ve değer yargılarını içerir.

Üreme işlevi ise hormonlar tarafından kontrol edilen cinsel organların farklı cinsiyetlerdeki birleşmesi sonrasında gerçekleşmektedir. Üreme sağlığı üreme sisteminin fonksiyonları ve işleyişine ilişkin bütün alanlarda sadece bir hastalık ya da sakatlık olmaması değil, fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan bütünüyle iyi olma durumudur. Bu nedenle üreme sağlığı insanlarda doyurucu ve güvenli bir cinsel yaşamı hedeflemektedir. Cinsel birliktelik ise yalnızca üreme amaçlı bir eylem değildir. Cinsel organların fiziksel temasının ötesinde duygusal ve/veya bedensel temastan haz duyulması, cinsiyetini benimseyip ona uyumlu davranmaya çalışmak da cinselliği yaşamak demektir. Kişi cinsellikle ilgili duygularını başkalarıyla paylaşmasa da, yalnızca düşünerek ve düşleyerek de mutlu olabilir. Bireyler kendi bedenine temasla da (elle tatmin) haz duyabilirler. Bu haz ve mutluluk bir başkası ile yaşandığında ise kişiler arası cinsel yakınlaşmadan söz edilir. Sağlıklı cinsellikte gerekli olan duyguların, istek ve beklentilerin karşılanmasıdır. Bireylerin cinsel yaşamlarındaki beklentilerinin karşılanamaması durumunda cinsel sorunlar ortaya çıkabilir. Bedensel hastalıklar, duygusal nedenler ve eş ile olan olumsuz ilişkiler cinsel sorunlara yol açabilir. Yaşanan cinsel sorunlar bireylerin cinsel hayattaki beklentilerinin karşılanamamasına yol açar. Sağlıklı insanlarda yaşlanma süreci ile birlikte cinsel yaşamın doğrudan etkilendiği söylenemez. Bu dönemde de genel iyilik hali için diğer yaşamsal ihtiyaçlarla uyum içinde cinsellik de yaşanmalıdır. Düşünceler, duygu ve davranışlar boyutunda cinsellik herkes tarafından yaşam boyu sürebilir. Zaten cinsel sağlık; bedensel, duygusal ve toplumsal tam bir iyilik hali olup, kadın-erkek, genç-yaşlı bütün insanlar için temel bir haktır.   (Thomas F, Renaud F, Benefice E, de Meeus T,

YAŞLILIKTA CİNSELLİK 

Çağımızda düşük doğurganlık ve düşük ölüm oranları nedeniyle yaşlanma çağı olarak nitelendirilmektedir. Gelecek çeyrek yüzyılda Avrupa’da yaşlı nüfusta % 80, doğurganlıkta ise %3 artış olması beklenmektedir. Avrupa’da 2050 yılında 65 yaş üstü nüfus toplam nüfusun % 25’ine ulaşacaktır. Türkiye’de 1965’de 54 yıl olan ortalama insan ömrünün, Birleşmiş Milletlerin 2003 yılı raporunda erkeklerde 67, kadınlarda ise 72 yıla çıktığı bildirilmiştir. Ömrün uzaması sadece yaşlı nüfusun artmasıyla sonuçlanmamış; uzayan yaşam süresine bağlı olarak görme, işitme gibi bedensel duyular ve hafıza gibi zihinsel fonksiyonlarda değişen düzeyde kayıplar, şişmanlık, idrar kaçırma, kemik erimesi ve nefes darlığı gibi birçok hastalıklarla daha sık ve daha uzun süre birlikte yaşama zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır. Diğer taraftan bazı araştırmalar yaşlanmayla birlikte cinsel fonksiyonların olumsuz etkilendiği, buna karşın insanların 80 yaş ve hatta sonrasında bile cinsel bakımdan aktif kalabileceği, üstelik cinsel faaliyetin sürdürülmesinin insanın fiziksel ve ruhsal sağlığı üzerinde de birçok olumlu etkisinin olabileceği gösterilmiştir. (Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı)

Cinsellik yaşam boyu devam eder, ancak ileri yaşlarda tüm bedensel işlevlerimiz gibi cinsel işlevlerimizde de fizyolojik farklılıklar oluşur. İleri yaşlarda cinsel dürtüler tamamen ortadan kalkmamaktadır. Ancak doğal olarak bazı fizyolojik değişiklikler olur. Bu değişiklikleri bilmeyen ya da kabul edemeyen kişiler için çeşitli cinsel sorunlar ve doyumsuzluklar ortaya çıkabilir. Yaşın ilerlemesiyle birlikte, erkeklerin cinsel açıdan uyarılmaları için gereken süre uzar, sertleşmenin ortaya çıkışı daha çok zaman alır. Kadınlarda östrojen hormonunda azalmaya bağlı olarak vajinadaki kayganlık azalır ve ciltte incelmeler ortaya çıkar. Cinsel açıdan uyarılma ve ıslanma yanıtı gecikebilir, azalabilir. Bununla bağlantılı olarak orgazma ulaşma süresi uzayabilir, orgazmın şiddeti azalabilir. Bunlar tamamen normal, herkeste olan fizyolojik değişikliklerdir. Ama bu değişmeler, cinsel yaşantının bitişi anlamına gelmez.

İleri yaşlarda cinsel etkinliğin ortadan kalkmasının nedeni genellikle cinsel bir partnerin (eş) yokluğu ya da araya giren fiziksel rahatsızlıklar ve hastalıklardır. Kalp damar hastalıkları, şeker hastalığı, hipertansiyon, enfeksiyonlar, cinsiyet hormonları yetersizliği, romatizma gibi kronik fiziksel hastalıklar, bazı tansiyon ve depresyon tedavisinde kullanılan ilaçlar, sigara ve alkol cinsel sağlıkta bozukluklarına yol açabilir. Eşin kaybı, yalnızlık, boşanma ve depresyon gibi psikolojik faktörler ile bakımevinde yaşama gibi durumlar cinsel yaşamı olumsuz etkileyebilir. Ancak kişilerin sorun olduğunu düşündüğü pek çok durum, yardım alındığında çözümlenebilen, bu konuda bilgisizliğe bağlı olarak farklı beklentilerden kaynaklanan durumlar olabilir. (Asian J Androl)

Kişinin cinsel yaşamı genç erişkinlik döneminde ne kadar sağlıklı ve aktifse, yaşlılıktaki cinsel yaşamı da o kadar aktif olmaktadır. Fiziksel çekicilik azaldığında cinsel yaşamın da biteceğini sanılmamalı, sağlıklı ve güvenli bir ilişkide cinsel doyuma ulaşmanın tek yolunun da cinsel birleşmeden ibaret olduğu düşünülmemelidir. Yaşlılıkta ortaya çıkabilecek fiziksel cinsel sorunlar yumuşaklık, sevecenlik, güven ve tanışıklık sayesinde kolayca aşılabilir. Bu dönemdeki cinsellikle ilgili diğer sorun da tam tersi tutum ve düşüncelerden kaynaklanmaktadır. Yaşla birlikte kaybolmayan ama doğal olarak azalan yada yavaşlayan cinsel kapasiteyi zorlamak da kimi zaman sorunlara neden olabilmektedir. Bazen yaşlılar cinsel ilgileri nedeniyle sıkıntı, utangaçlık ve suçluluk duyabilirler. Cinsellikle ilgili doğal ilgileri ile toplumun kendilerinden beklediği cinsellikten uzak, ciddi ve güvenilir davranışlar arasında çatışma yaşayabilirler. Yaşlıların cinsellikle ilgili duygu ve düşüncelerini ifade etmede desteğe, cinsel istek ve aktivitenin sağlıklı yaşlanmanın bir gereği olduğunu bilmeye, yaşla oluşan fizyolojik değişiklikleri ve cinsel aktiviteyi etkileyen hastalık ve tedavileri tartışmaya ihtiyaçları vardır. Yaşlandıkça cinsel isteksizlik olabilir, bu normal bir durumdur, önemli olan yaşlılık döneminin kendine özgü bir cinselliği taşıyabileceğini bilmek ve kabullenmektir. Cinsel doyum ilişki sıklığından çok, cinselliğin sevgi ve şefkat, dokunma, birlikte yatma gibi boyutlarının ön plana geçmesine izin vermekle mümkün olabilecektir. Bu dönemde cinsellikle ilgili kaygıları ya da oluşan sorunları bir psikiyatrist ile paylaşmaktan çekinmemek çok da yararlı olabilmektedir.

Gençlik yıllarında aktif bir cinsel hayatı olan kişilerin bu durumu yaşlılıklarında da devam ettirdikleri görülmüştür. Yapılan çalışmalar cinsel aktivitenin yaşlı erkeklerin % 70’inde; yaşlı kadınların ise % 84’ünde devam ettiğini göstermektedir. (Montorsi F, Salonia A, Deho F, Brigati A, Rigatti P. World J Urol)

Benzer şekilde, genç yaşlarda cinselliğe karşı edinilen olumsuz tutumların ileriki yaşlarda cinsel hayatı oldukça olumsuz şekilde etkilediği görülmüştür. Çalışmalar yaşlılık olarak adlandırılan hayatın geç dönemlerindeki cinsel davranışlarda temel belirleyici olarak biyolojik faktörler kadar kültürel faktörlerin de önemli rol oynadığını ortaya koymaktadır. 

ANDROPOZ ve MENOPOZ NEDİR

Yaşlanan erkeğin ürolojik sorunlarına bakıldığında prostatla ilgili sorunların yanında erektil disfonksiyonun önemli bir yer tuttuğu görülür. Erektil disfonksiyon en sık yaşlı erkeklerde görülür. Bunun nedenleri yaşlanma ile birlikte ortaya çıkabilen 1)ruh halinde değişim, uyku bozukluğu, anksiyete, halsizlik, depresyon ve huzursuzluk 2) cinsel istek ve ereksiyon kalitesinde azalma 3)Vücut kitlesinde ve adale volümünde azalma, güçsüzlük 4) kıllanmada azalma 5) kemik mineral dansitesinde azalma 6) eritrosit ve hemoglobin düzeyinde azalma ve 7) vücut yağlanmasında artış sıralanabilir.

Andropoz;erkeklerde yaşlanmayla birlikte ortaya çıkan hormonal değişimlere bağlı belirti, yakınma ve bulgular andropoz olarak tanımlanabilir. Bu kavram yaşam süresinin uzaması ile gündeme gelmiş ve kadınlardaki menopozdan esinlenerek türetilmiştir. Androjen de denilen erkeklik hormonları erkek tipi gelişmeyi sağlar, kas gelişimi, kemik, sinir sistemi, prostat ve kemik iliği gibi organlara etki yapar. Cinsel yaşam ve üreme için gerekli olan cinsel arzunun, sertleşmenin sağlanması ve sperm yapımının gerçekleşmesi androjen hormonlarına bağlıdır. Yaşlanan erkekte önemli androjenlerden olan testosteronun serumdaki etkin seviyeleri yılda yaklaşık %1 oranında azalmaktadır. 65 yaş üzerindeki erkeklerin neredeyse yarısında kanda etkin testosteron düzeyleri azalması görülmekte ve eksilen hormonu yerine koyma tedavisini gerektirecek belirtiler ortaya çıkmaktadır.

Andropoza girmenin sebebi tam olarak nedeni bilinmemektedir, ancak yaşlanmayla beraber vücutta oluşan hormon değişiklikleri sorumlu tutulmaktadır. Androjen hormon düzeyleri ilerleyen yaşla birlikte azalır denilmekte ise de bu durum kişiden kişiye değişmektedir.

Andropoza girme belirtileri; Cinsel istekte ve fonksiyonda azalma, penisin sertleşmesinde özellikle geceleri uyku sırasındaki sertleşmelerinin kalitesinde düşme, Uyku bozuklukları, dikkat azalması, kızgınlık, yorgunluk ve depresyon

Vücudun yağ kitlesinde artış, kas kitlesinde ve gücünde azalma

Vücut kıllanmasında azalma ve ciltte değişiklikler

Kemik erimesi ve bunun sonucunda kemikte mineral yoğunluğunun azalması (osteoporoz)

İç organlarda yağlanma artışı

Sıralanan belirtilerin tümünün birden bir kişide olması beklenmemelidir. Birisi yada bir kaçının bir arada bulunması yeterli görülmektedir.

ANDROPOZ TEDAVİSİ

Burada amaçlanan sosyal iyilik duygusunu ve cinsel arzuyu sağlamaktır. Bu amaca yönelik ilaçla; içilebilen haplar, kalçadan uygulanan iğneler, deriye yapıştırılan ilaçlar ve deriye sürülen krem ve jeller olmak üzere başlıca 4 gruptur. Bu ilaçlardan hangisinin uygulanacağını belirlemek ve kişinin durumunu değerlendirmek için bir Üroloji uzmanı tarafından muayene yapılması ve birtakım kan testlerinin alınması gerekmektedir. Çünkü ilaçların prostat ve kalp üzerine yönelik etkileri önceden değerlendirilmeli ve hastalar bu ilaçların olası yan etkilerine yönelik bilgilendirilmelidir. (Montorsi F, Salonia A, Deho F, Brigati A, Rigatti P. World J Urol)

MENOPOZ

Menopoz; kadının ilerleyen yaşlarında yumurtalık fonksiyonlarının durması sonucu azalan kadınlık hormonlarına (östrojen, progesteron) bağlı olarak 1 yıldan uzun süreli olarak adet görmeme durumuna verilen bir addır.

Menopoz 40-50 yaşları arasında, ülkemizde ise ortalama 45 yaşlarında görülür. 40 yaşın altında adetten kesilmeye ise erken menopoza girme denir. Doğal menopozda, kadın yumurtalıklarının yaşa ve kişinin genetik özelliklerine bağlı olarak hormon yapımını azaltması ve durdurması söz konusudur. Kişinin, ne zaman doğal menopoza gireceğini önceden bilmesi mümkün değildir. Cerrahi menopoz ise kadının sağlığı için ameliyatla yumurtalıklarının alınması ile başlar. Sonuç olarak menopozu başlatan esas mekanizma yumurtalıkların kadınlık hormonlarını yapmayı azaltması ve durdurmasıdır. Bu durumda kadınlık hormonlarının salgılanmaması ile rahmin aylık gelişimi olmayacağından adet kanaması da olmaz.

Kadınlık hormonlarının bir çok görevi vardır. Bunlar;

Rahmin gelişmesi ve adet kanamasının oluşması

Meme dokusunun gelişmesi

Hazne ıslaklığı ve esnekliğinin sağlanması

İdrar torbası ve kanalının yapısının düzenlenmesi

Sinir sisteminin düzenli ve dengeli çalışması

Kemik yapısının güçlenmesi

Kadının kalp ve damar hastalıklarından korunmasıdır.

(Thomas F, Renaud F, Benefice E, de Meeus T, Guegan JF)

YAŞLILIK CİNSEL HAYATI BİTİRİR Mİ?

Yaşlanmak cinsel hayatı bitirmez. Yaşlı insanlar aktif ve tatmin edici bir cinsel hayat istediği gibi bunu gerçekleştirebilir de! Ancak erkeklerde yaşlanmanın doğal sonucu olarak kabul edilen tepki süresinde tedavi edilebilir veya geri çevrilebilir bir yavaşlama söz konusudur. Kadınlarda daha belirgin olmak üzere yaşlanmakla birlikte cinsel aktivite azalmaktadır.60 yaş üstü evli bireylerin %53’ünde, 76 yaş üzerinde bireylerin %24’ünde cinsel hayat devam etmektedir. Yaşlılarda ereksiyon daha geç ve daha az rijid olması onlarda cinsel gücü kaybetme korkusunu yerleştirir. Anksiyete oluşur ve bu da sekonder erektil disfonksiyon gelişimine neden olur. 50-70 yaş arası ereksiyon gelişme süresi gençlere göre 2-3 kez daha uzundur ve kesinlikle erektil disfonksiyon belirtisi değildir. Yaşlanan erkek artık ereksiyon için sadece cinsel arzunun yetmediğini bilmelidir. Taktil uyaranlara gereksinim duyabilir. Bunların hiçbiri kendisi ve eşi tarafından erektil disfonksiyon olarak algılanmamalıdır. Yaşlanma ile birlikte postejakülasyon refrakter period uzar. 55 yaş 2 ejakülasyon arası minimum 12-24 saate çıkar. Ejakülat miktarı azalır. Ejakülasyon daha az şiddetli kontraksiyonlarla olur. Tüm yaş gruplarında erkeklerde cinsel hayatın devamı kadınlara oranla daha yüksektir. Cinsel hayatın durmasında en önemli etken partner yokluğudur. Diğer nedenler arasında sağlık sorunları (kardiyovasküler sistem hastalıkları, psikiyatrik hastalıklar, diabetus mellitus, böbrek yetmezliği, inkontinans, artrit, kanser, cinsel yolla bulaşan hastalıklar), cinsel istekte azalma, empotans, dyspareunia ve gençlik döneminde cinsel yaşam kalitesi de önemli bir belirleyicidir. Erektil disfonksiyonu olan yaşlı bir hasta psikolojik semptomlar (depresif mood, huzursuzluk, gerginlik, sinirlilik, yorgunluk), somato-vejatatif semptomlar (kas ve eklem şikayetleri, sıcak basması, uyku bozuklukları, hafıza ve konsantrasyon yeteneğinde azalma, yağlanmada artış, osteoporoz, kardiovasküler hastalıklarda artma, insülin rezistansı) ve seksüel semptomlar (zayıf ve kısa süreli ereksiyonlar, orgazmik bozukluklar, ejakulat volümünde azalma, libido kaybı) ile gelebilir. Erektil disfonksiyon belirlendiğinde hemen organik bir sorun olduğuna karar verilmemelidir. Tedavi arayışında günümüzde neredeyse herkese bir çözüm vardır. Ayrıca bu hastaların verilen tedaviyi doğru algıladığı ve uyguladığı mutlaka kontrol edilmelidir. (Özen)

YAŞLILIKTA SAĞLIKLI BİR CİNSEL HAYAT İÇİN ÖNERİLER:

Beslenmenize dikkat edip, yeterli ve dengeli beslenmeliler. Kilolarını kontrol altında tutarak,  besin değeri yüksek kalorisi az olan besinler tüketmeye çalışmalılar. Bol su içip, şekeri mümkün olduğunca kısıtlamalılar. Doktor denetiminde yaşınıza uygun düzenli egzersizlerle, hem kalp sağlıklarını korumalı hem de kolesterol sorununun çözümünü kolaylaştırmalılar. Sigara ve alkol kullanmamalılar ve uyku düzenlerine dikkat etmelidirler. Stres yaşlanmayı hızlandırır, pek çok hastalığı tetikler, stresten kaçını,  stresle baş etme yollarını öğrenmeliler. Bunun için Yaşama daha olumlu bakabilecek ortamlar oluşturup, farklı sosyal faaliyetlere katılmalıdırlar.

KAYNAKÇA:

Thomas F, Renaud F, Benefice E, de Meeus T, Guegan JF.International variability of ages at menarche and menopause: patterns and main determinants. Hum Biol. 2001 73:271-90

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) 2003 İnsani Geliştirme Raporu: Türkiyeye İlişkin Göstergeler. Türkiye Temsilciliği, 8 Temmuz 2003

Fertility and sexual life of men after their forties and in older age. Wolf-Bernhard Schill. Asian J Androl 3: 1-7, 2001

The aging male and erectile dysfunction. Montorsi F, Salonia A, Deho F, Brigati A, Rigatti P. World J Urol 20: 28-35, 2002

The aging male and erectile dysfunction. Montorsi F, Brigati A, Salonia A, Deho F, Cestari A, Guazzoni G, Rigatti P, Stief C. BJU Int 92: 516- 520, 2003

Thomas F, Renaud F, Benefice E, de Meeus T, Guegan JF.International variability of ages at menarche and menopause: patterns and main determinants. Hum Biol. 2001 73:271-90

Özen Haluk, Yaşlılık ve Cinsel Yaşam, Türk Geriatri Derneği

 

 

  - Uzm. Psk. Nedim Yüksel ÇAKIR

 www.twitter.com/yukselcakir

www.facebook.com/NedimYukselCakir

 

 

 
Toplam blog
: 37
: 1946
Kayıt tarihi
: 28.01.12
 
 

Klinik Psikolog (Ankara) Aile Danışmanı Fenerbahçe Kongre Üyesi www.twitter.com/yukselcakir  ..