Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mayıs '22

 
Kategori
Psikoloji
 

yaşlılık ve ertelenenler

Bugünü anlamak için bazen biraz geriye gitmek işe yarıyor.

Yapmak istediğimiz olayları zamanında yapmamız iyi bir şey.

Aksi takdirde bir zaman keşkeler giriyor devreye, ama geçen zaman geri gelmiyor. Keşkeler ile yamaya devam ediyoruz. Sonra duruma da alışıyoruz. İnsanoğlu iyisi ile, kötüsü ile alışabiliyor. Çünkü insan olarak garip bir canlılarız. Huyumuz pek değişmiyor. Olayları genelde erteliyoruz yapacaklarımızı. Nedendir bilinmez.

Mesela iyi bir emeklilik yaşamak için ek sigortalar yaptırıyoruz, ara biriktiriyoruz, emeklilik zamanı iyi bir ev alamk için. Sonra o zaman geliyor. Ev alıyoruz, yeterince paraya sahip oluyoruz, ama zaman geçmiş oluyor, bu paraları gençliğimizdeki gibi harcayamıyoruz. O şahane evimizde, gençliğimizdeki gibi oturamıyoruz. Yaş kemale erince, hastalıklar çıkıyor. O hastalıklarla boğuşuyoruz.

Gençliğimizde olduğun da çok iyi yaşayacağımız, olayları, o zamanki gibi yaşamak imkansuz oluyor.

Üniversite  yıllarında ucuz bir araba bizi mutlu ederdi,. Yaşlanınca daha büyüğünü alıyoruz, ama üniversite yıllarındaki gibi mutlu olamıyoruz.

Üniversite yıllarında, ufak bir evde, ya da en az 6-8 kişi kaldığımız yurtlardaki mutluluğu, yaş kemale erdiği zaman daha büyük evlerde, kendine özel havuzu olan villalarda, ya da ortak havuzlu yazlık sitelerde o zaman ki gibi mutlu olamıyoruz.

Otobüslerde, o zamanlar kasetçalar, şöfor hangi kaseti açarsa, onu dinlemek zorunda kalırdık.  O zamanlar  müzik dinlemek için, ya yeni çıkan kasetler alınırdı. Ümit Besen, Ferdi Tayfur, Orhan Gencebay gibi. Ya da liste yapılır, kendimize göre, kasetçilerde kaset doldurdurduk.  Yapan kişiye, arkıları, istediğimiz sırada kayıt etmesini isterdik, sıraya uymadığı zaman bozulurduk. 80 li yıllarda bir gün böyle bir kasetçide, o zaman uzun uzun şaçları olan gençler gördüm, dükkan sahibi ile konulyorlardı. Barış Manço, Nazan Şoray ile “hal hal” isimli bir şarkı vermiş, magazin dergisinde okumuşlar, kasetçiye tek şarkı üzerine plağın ne zaman gelebileceğini soruyorlardı.  Kaetçi, yetiştiremiyorlar, ancak 0n güne kadar gelir dedi.  Gençler bozulmuşlardı. Söylene söylene gittiler. Şimdi böyle bir şey mümkün mü?

Mesel bir sanatço bir şarkı çıkarıyor, 10 saniye sonra internetten dinleyebilityorsun, ama şarkı dinlemekten de artık eskisi gibi zevk almıyoruz, o başka.  

Eskiden uçaklarda, otobüslerde sigara içilebiliyordu. Bazen şehriler arası yolculukda otobüsün içi duman altı olurdu. Astımı olanlar, akçiğer hastalığı olanlar olay çıkarırdı, ama çoğu zaman kimse onları dinlemezdi.  Şimdi o zamanları düşünüyorum. Herhalde büyük şikayelet olur, firmalar zor durumda kalırlardı. Davalar da açılırdı.

Ama tüm bunlara rağmen, o zamanlar mutluyduk, şimdi otobüslerde sigara içmek yasak, klima püfür püfür, önündeki koltukda tüm tv kanaları var, o da yetmezse videolar var, istediğini izleyebilirsin. O da olmazsa, otobüslerde artık wifi bağlantı var, cep telefonundan istediğin şeyleri izlersin, ama sorun bizde, artık otobüs yolculuğunda da mutlu olamıyoruz, eskisi gibi otobüs yolculuğu yapamıyoruz.

O zamanlar, Gırgır dergisi pazar günleri yayınlanırdı. Pazar gününü iplei çeken,  sıra ile okumada sırasında kavga eden insanlarda gördüm. Şimdi tüm dergilere, yada bazı sayfalarına internetten girebiliyorsun. Okurken,  o zaman ki gibi mutlu, olabiliyormusun derseniz? Orayı pas geçelim derim, eskisi gibi okumaktan da zevk alamıyoruz.

Sorun nerde acaba?

Zamanla yaşlanan bizde mi, değişen toplumda mı, onu bilemiyorum.  

 

 
Toplam blog
: 718
: 2690
Kayıt tarihi
: 13.07.06
 
 

Tıp alanında doktor olarak çalışmaktayım, beyin cerrahi uzmanıyım..