Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Temmuz '12

 
Kategori
İlişkiler
 

Yaşlısına, emeklisine, emekçisine saygı duymayan toplum parazitleri...

Yaşlısına, emeklisine, emekçisine saygı duymayan toplum parazitleri...
 

aceminin cımbıldağı olmaktansa,deneyimli olgun kişi olmayı yeğlerim :))


Bankamatikte emekli görünen; ama aktif yaşamı yeğleyen, halen fiziksel anlamda emekli olmamış bir  TC vatandaşı olarak, ülkemizdeki emeklilerin içinde bulundukları maddi ve manevi duruma, azıcık değinmek istiyorum.

Ülkemizdeki emekliler, halkı ve devleti tarafından  terkedilmiş bir insan gibi addedilerek horlanmaktadırlar.

Ankara-Karanfil'de, bir köşede ud çalarak şarkı söyleyip dilenen yaşlı emeklinin önünden geçerken bir an durup yanındaki tipsiz oğlana sırnaşarak  '' Yahu bu adam sabunluk kardeşim !.. '' diyen çirkin ve sarkık göbeği açık olan kız kurusuna , bir şeyler söylemek istedim... Söyleyemedim..

Söyleyemedim, çünkü, algılamasından kuşku duydum...

Çirkefe paçamı kaptırmaktan korktum...

* * * * *

İzmirde, arka cebinden son model telefonu sarkan bazı gençlerin, görünmeyen taraflarındaki  maddi ve manevi fukaralıklarına acıdım...

İstanbul'da asgari ücretle yaşamaya çalışanların sayısını duyduğumda ürktüm...

Diğer kentlerimizde de aynı yozluk sürüyor...

40 günlük molalarla  gezdiğim üç büyük kentte tanık olduğum en ilginç görüntülerden biri de  özellikle genç kızlar arasında obezitenin çok yaygın olduğu ve aşırı kilolarını taşırken zorlanan 20 yaşındaki genç kızların  içindeki durum, en az emekliler kadar düşündürücüydü...

Oysa ki bizim, Ankara'daki çocukluğumuzda iki şişman vardı..

Birisi sinema  oyuncusu, dünya tatlısı, Necdet Tosun...

Diğeri de Gençlik Parkındaki dondurmacı Şişman 'dı...

O günlerde hazır gıda olmadığından, spora yakınlık da olduğundan  insanlar çıta gibiydi..

Şimdiki obez gençlere bakınca düşündüm... Bunların çoğunun emeklilerini bile görmeden göçecekleri bir vakıaydı..

* * * * *

Bu ülkede emekli  kime denir ?..

Sadece belli miktarda iş gününü dolduranlar mı emekli adını alır ?..

Bilinçli ve yaşama tutkun bir emekli ne ister ?..

Tabi ki önce, sağlıklı yaşam ister...

Kendisine yetecek kadar bir maişetinin olmasını temenni eder...

Emeklinin yeni dostluklar edinmesine de gerek yoktur...

Geçmişte biriktirdiği dostların özetini çıkarıp küsuratı atması bile O'na yeterlidir.

Çocuklarını yetiştirmenin, torun-torba sahibi olmanın lezzeti de cabası...

Günde 7500 adım atacak becerisi de varsa ne alâ!..

* * * * *

Bilinçli ve aydın bir emekli daha ne ister ?..

Mümkün oldukça çokça  seyahat etmek ve yeni yerler tanımak ister...

Dünyanın en uygar uluslarının emekli vatandaşları, bu şansa sahiptir.

Emekli -engelli vatandaşlarına özel araçlar tahsis edip gezdiren Japonlara hayranım ...

Ülkemizde ise bu durum, hiç de iç açıcı seviyede değildir.

Yıllarını çalışma yaşamına adamış, ülkesi için elini taşın altına sokmuş ve emekli olmuş milyonlarca insanımızın, bugün zor şartlar altında yaşamaya çalıştıkları bir gerçektir.

İş kazaları ve değişik nedenlerle sakat kalmış olan emeklilerimizin durumu daha da vahimdir.

Bir de empati yoksunu, ' şişkin egolu cahil sapkınların ', bu insanlarımızı hor görmeleri, toplumun eğitim sorunu olarak cerahatli bir çıban başı gibi karşımıza çıkmaktadır.

Birikimlerini yazarak paylaşmak isteyen emekli aydınların da aktif olduğu blog sitelerinde,sinek gibi yapışık gezen, ' Yapıcı olmaktan ziyade, yıkıcı olmayı yeğleyen ' bazı paraziter yazı karalayıcılarının, kınadıkları halde bir türlü terk-i diyar edemedikleri blog sitelerini, memur sitesi olarak küçümsemeleri ne kadar zavalı olduklarının resmidir. Bunların emekliliklerinin geldikleri de bilinen vakıadır:))

Bunlar,' 'Toplum parazitleridir.''...Kene gibidirler...Kafalarını koparsanız da popolarıyla kan emerler..

Bu dengesiz tiplere destekleyici yorum yazan emeklilere de şaşırmamak elde değildir.

* * * * *

Evet !..

Şurası unutulmamalıdır ki ülkemiz, ne yazıkı ki 40-45 yaşlarında emekli olmuş ''Genç emekliler Cennetidir .''

Bunun acısını, gelecekte emekli olmayı tasarlayan şimdiki emekçiler çekmektedir... Velhasıl 'Mezarda emeklilik ' gündemdedir..

Uygar ülkelerde üretken insanların, alimlerin, bilginlerin, sanatçıların emekli ünvanıyla anıldıklarına rastlanmaz... Bizde ise, her köşe başında emekli cemiyetlerinden, emekliler kıraathanelerinden geçilmez...

İnsanlarını en verimli çağlarında emekli olmaya zorlayıp bir de horlayarak,onların yaratıcılıklarını körelten bir başka ulus var mıdır ?..

Bu nedenle, belimiz düzelebilir mi ?..

Uygar ülkelerde paşasına Audi hediye edip ayrıca üstüne  özel korumalı villalar tahsis eden ;ancak hava kuvvetlerinde 52 yaşında donanımsız jetleri uçuran  bir  devlet daha var mıdır ?..

Doğruyu söyleyenlerin, sürekli  dokuz köyden kovulduğu, hatta içeri tıkıldığı ülke neresidir.

Çağdaş ülkelerde yaşlı ve birikimli ünlüler, halkla birlikte golf ve piknik sahalarında spordadırlar.

Kore ve japonya 95 yaşındaki bilim adamlarının dimdik ayakta üretim yaptığı ülkelerdir.

Emeklisini yaşamdan koparan bir ülkede, huzur ve barış tesis edilemez ?..

Çünkü orada emeğe saygı yoktur.... Bu nedenle orada adalet yoktur... Adaletin olmadığı ülkede, gelir dağılımı eşitsizdir...

Zenginlerin çok azınlıkta olduğu; yoksulların ezici çoğunlukta olduğu memalikte, ''Biri yer, diğeri bakar :kıyamet de işte ondan kopar !..''

Gençken bilgi fidanını ekemeyenlerin, yaşlandıklarında gölgesinde serinleyecek ağaçları olamayacaktır.

Bu söz, ülkeler için de geçerlidir.

Ülkesindeki emekçilere, emekli yaşlılarına saygı duymayanlar da ilerde saygı beklememelidir.

27 yaşında sünepe ve ruhsuz  bir ihtiyar olmaktansa, 70 yaşında sağlıklı ve üretken  bir delikanlı olmayı yeğlerim.

 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..