Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ekim '10

 
Kategori
Öykü
 

Yatağıma gel ama virüsünü getirme! II

Yatağıma gel ama virüsünü getirme! II
 

stephan cristoph


Mayıs, kapıda iz bırakan çekingen dokunuşların kulaklarına doğru yaklaşan sesine koştu. Bir aile dramından medet umarak... Sanki başkalarının felaketi üzerine mutluluk kurulabilirmiş gibi... Sanki dağılan bir yuvanın vicdan azabıyla saadet dikiş tutarmış gibi... ve tutmayacağı daha kapının çalınışından bile belliydi.

Kapıyı parmak uçlarında uçarcasına açtı ama Ateş'in gözleriyle karşılaştığı ve beklediği felaket haberini alamayacağını anladığı anda uçuşan hayaller sustu. Ateş, feri sönmüş gözleriyle kapıda tütüyordu ve belki de artık bir daha hiç yanmamak üzere suya kavuşacağı anı bekliyordu. Başı önde Mayıs'ın önünden sessizce geçip salondaki kanepenin hemen ucuna ilişirken ardında bir rüzgar bırakmıyordu.

"Yapamadım Mayıs" dedi kuyunun dibinden gelen bir ses gibi cılız... Bu ses yankılandı Mayıs'ın içinde ve dinip kaybolmadı sanki o kuyunun içinde. "Yapamadım annem, çocuklarım herkes bana düşman kesildi, affet... Boşanamam Melda'dan..." İlkinin ardından gelen bu cümle büyük bir gürültü kopardı adeta Mayıs'ın içinde, az önce Ateş'in sönmüş gözlerinde tüten dumana inat Mayıs'ın içinde bir volkan patladı, gözlerinden dudaklarından lavlar fışkırdı.

"Defol Ateş, defol evimden... Basiretsiz, beceriksiz, beş para etmez herifin tekisin, bir daha sakın çıkma karşıma, o kadar... Defol dedim defol..."

Ateş, beklediği felaketle karşılaşmış olmanın harareti ve sevdiği başka başka insanları felaketten kurtarmış olmanın rehavetiyle yerinden kalkıp defalarca sevişmelerine şahit sokak kapısına doğru yaklaştı. Kapının önünde son bir kez durup siyah geceliğinin içinde gözlerinden saçılan öfkeyle birlikte şeytanın kadına dönüşmüş halini andıran Mayıs'a baktı ve usulca kapıdan çıktı. Merdivenler onun cehenneme açılan kapısıydı, cennetinden uzaklaştığını sanarak kendi boşluğunda kayboldu.

Mayıs siyah geceliğini bir hışımla üzerinden fırlatıp eline geçen bir kaç parça kıyafeti, belki ne giydiğini bile bilmeyerek üzerine geçirdi. Ateş'ten hatıra ölü kokusunu üzerinden silip başka ölü kokularına karışmak için telaşla indi merdivenlerden, Ateş'in bıraktığı ayak izlerini bir kalemde ezip geçerek...

Daha kapıdan çıktığı anda erken gelen kış ciğerlerine doldu, ama yine de bir kaç sokak öteye geçip İstiklal'e karışınca içi biraz ısındı. Telaşlı adımları onu bir bilinmezle birlikte "Orfelya"ya doğru götürdü...

 
Toplam blog
: 42
: 1011
Kayıt tarihi
: 16.06.10
 
 

1980 'de doğdum. Batı'da küçük bir şehirde büyüdüm. Büyüyünce durduğum yerde duramaz oldum. Kuş o..