Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Temmuz '11

 
Kategori
Anne-Babalar
 

Yatılı okuyan kızım

Canım kızım,

“İlim Çin’de olsa bile alınız” diyerek ilim öğrenmenin önemini vurgulayan bir inanç dünyasından gelen insanlar olarak ilim öğrenmeye herkesten çok can atan insanlar biz olmalıyız. Bu yüzden ilim öğrenmenin, hayatımızı kolaylaştıracak ve insanlara bizi sevdirecek ilimleri öğrenmek ve bunu da iyi öğrendikten sonra çevremize öğretmek bizim en büyük insanlık görevimiz olmalıdır.

Canım kızım,

İnsan eğitimini alacağı konuları iyi bilen insanlardan eğitim almalı ve kendisine bir şey öğretecek olan insanları gerçek manada sevmeli ki, öğrenecekleri aklında kalsın ve iyi öğrenerek hayata daha rahat uygulasın. Bunun yolu da okula gitmek, okul dışında başta anne ve babalar olmak üzere, çevremizde akraba ve komşulardan da faydalanmak, bilmediklerimizi anlamadıklarımızı sormak ve öğrenmek her zaman bize güç verecektir. Ama sormayı ve öğrenmeyi ayıp olarak algılayan insanlar da çoğunlukta. Bu yüzden atalarımız “ bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıptır” diyerek bunu en güzel şekilde anlatmışlardır.

Canım kızım,

İnsan okulu yakında bulamadığı zaman uzaklara gitmesi gerektiğini “İlim Çin’de olsa bile alınız”, “İlim öğrenmek kadın ve erkek her insana farzdır” diyerek bize anlatmış büyük insanlar. Bizim yakınımızda olmayan eğitim kurumlarına biz gideceğiz. Okul bizim ayağımıza gelmeyeceğine göre bizler onun ayağına gidecek, bilgiyi bir hak olarak söke bilen insandan alacağız.

Canım kızım,

İşte bunu göz önüne alan devletler okul olmayan yerlerde çocukların eğitim alması için öğrenci yurtları yapmışlar, sonrasında devletin imkanı yetmediği zaman vakıflar da yatılı okullar ve yurtlar yaparak insanlara hizmet etmeyi insanlık görevi olarak görmüşlerdir. Bugün ülkemizde halen bu yurtlara ihtiyaç olduğunu okumakta, yazılı ve sözlü medyadan takip etmekteyiz. Gönül isterdi ki, ülkemizde okuma yazma oranı yüzde 100 olsun. Okumayı öğrenenlerde faydalı kitaplar okuyarak hayat kalitelerini yükseltsinler ve ülkemiz okullaşma oranı, kitap okuma oranında dünya birincisi olsun. İşte bu yüzden sizlerin okumasına ve öğrenmesini çok önemli bulmaktayım.

Canım kızım,

Sen köylerde okul bulamayan kızlara nazaran şanslısın. Buna şans demekten çok nasip veya kaderde diyebiliriz ki, sen okumayı ve yazmayı seven bir baba ve anneye aynı zamanda da bir ağabeye sahipsin. Üstelik onların sana karşı sonsuz sevgisi ve saygısı var. Seni okumaya teşvik etmek için her türlü destekleri var. Gene sen şanslısın ki okulun hemen evinin yakınında ve aynı zamanda da öğretmen ve arkadaşların seni sevmekte ve desteklemekteler. Anne ve babanın imkanları da sana destek olması için uygun. Ama sendeki bu imkanı bulamayanlarda az değil. Bu yüzden seni şanslı görmekteyim.

Canım kızım,

Sen okuluna ailenin yanında kalarak gidip gelmene rağmen yazları boş kalmaktaydın. Ama bu yaz sen de o vakıf yurtlarının birinde yaz okuluna devam ederek yeni yeni arkadaşlara, yeni bilgiler ile dolu olmaya yatılı okumaya başladın ve sosyal insan olmanın, sosyalleşmenin ne demek olduğunu, aynı yaştaki insanlar ile gece gündüz aynı çatı altında hem yaşamanın hem öğrenmenin hem de yaşayarak öğrenmenin sevincini yaşamaktasın. Bu da senin ilerde eğitim hayatında önemi katkı sağlayarak okumaya uzaktan gelerek yatılı kalan arkadaşlarını daha iyi anlamanı ve empati yapmanı sağlayacak. Bu da sana hayat tecrübesi olarak yeter de artar bile.

Canım kızım,

İnsanları anlamak, insanları sevmek ile olur. Bazen onlar gibi yaşamayan, onların duygularını hissetmeyen insanlar başkalarını anlamadıkları için yalnız kalırlar. Bazen insan çok okuyup yazarsa aydın olursa ve çevresinde de okumayı yazmayı sevmeyen insan çok olursa bu kez bilen insan yalnız kalır. Çünkü boş konuşan insanların konuşmaları ona rahatsızlık verir. Bunu geçmişte yaşadığım zaman kitaplar ve dergiler ile arkadaşlık kurmuştum da bana en güzel arkadaşlar olmuşlar, kalp kırmayan, gönül incitmeyen ve hayata hep güzel yönden bakmamıza vesile olan bir yana koyduğun zaman sesini çıkarmayan, ihtiyacın olduğu zaman canlı arkadaştan dosttan daha hızlı yanına gelen ve 24 saat senle beraber olan arkadaşlarım oldu kitaplar. Bu da arkadaşlarımdan her zaman bilgi ve görgü olarak ilerde olmama vesile oldu. Sen de kitap okumayı severek bunu anlayacaksın zamanla. Zaten şimdi de anlamaktasın.

Canım kızım,

Biz evde seni çok zaman sıkmamaya, senin kalbini kırmamaya gayret ettiğimizden fazla disiplin elde edemiyorsun. Ama yatılı okuduğun zaman oranın kurallarına uymak zorunda olduğundan hem bilgi sahibi olacak hem de disiplinli olacağında öğreneceklerin sana daha faydalı olacak. Gerçi okulda disiplinli oluyorsunuz ama okulda sadece günün 5 veya 6 saati yaşamaktasınız. Yatılı okulda ise okuldan arta kalan zamanın yaklaşık 18 saati geçecek ki, bu da senin gibi kızların disiplinli olması, derslerini zamanında yapması ve boş konularla uğraşmaması için önemli bir zaman bence ve çok da faydalı bir çalışma.

Canım kızım,

Hayatta başarılı olanlara baktığımız zaman okul ve iş disiplinini hep çocuk yaşta kazananlar ve yatılı okuyanlar için yatılı okulun nimetlerinden hep faydalanan insanlar. Başarılı insanlar ile yapılan röportajları okudukça, yatılı okuyan ünlü yazarlarımızın anılarını okudukça da bunu görmekteyim.

Canım kızım,

Sen yaşta iken bende bir yatılı okul heyecanı yaşamıştım ama bu heyecan hemen söndü. İlkokulda yatılı okul sınavlarına girmiştik de kasabamızda kazanan 2 kişiden birisi olmuştum. Ama sınav iki aşamalı olduğundan da ikincisini kazanamamıştık kasabamızda hiçbirimiz. Gerçi Üniversitede devlet yurdunda kalarak yatılı okuma heyecanını yaşadık ama orada disiplin fazla olmadığından anne ve babadan uzak rahat yaşamanın rahatlığı ile orası bir eğitim kurumundan çok bize ev gibi gelmişti. Ama ev başka yatılı eğitim disiplini ile yaşamak başka şey. Sen bunu disiplinle yaşamaktasın ve ilerde güzel anılarında anlatacaksın benim anlattığım gibi..

Canım kızım,

Bugün sana sunulan imkan insana her zaman sunulmaz. Senin yaşadığını mesela ağabeyin yaşamadı. Bu da onun serbest ve disiplini az insan olarak kalmasına sebep oldu ama bu tutumu onun okul ve sosyal hayatında geri kalmasına sebep olmadı. Çünkü zeki ve çalışkan insanlar her zaman hayatta yaşarken bile bir şeyler öğrenirler ve hayat onlar için mutlaka okuldur.

Canım kızım,

Yatılı okurken göreceğin gibi, oraya okuyup öğrendiklerine çok önem vererek öğrenmek için gelenler olduğu gibi az da olsa eğlemek, arkadaşlardan uzak kalmamak için gelenlerde vardır. Ama ben senin oraya mutlaka öğrenmek için gittiğini ve öğretmenlerin yanında arkadaşlarından da öğreneceğin çok şeyler bulacağına ve arkadaşlarından da dersler çıkaracağına candan inanmakta ve sevinmekteyim.

Canım kızım,

İnsanlar, başka insanlar ile sadece eğlenmek ve zaman geçirmek için konuşuyorlarsa hem kendi zamanlarından çalıyorlar hem de muhataplarının zamanının çalıyorlardır. Öğrenmek için insanlar ile muhatap olanlar ise hem kendileri öğrenirken hem de bilgisini aldıkları insanlara başkalarına faydalı oldukları hissi verdikleri için iki yanlı kazanım elde ederler. Seninde bunlardan olduğuna inanmaktayım.

Canım kızım,

İşte kısa zamanlı yatılı okumaya gitmen bende bu duygular uyandırdı ve seninle paylaşayım dedim. Belki de seninle paylaştığım bu bilgiler senden çok başkalarına da faydalı olacak. Varsın olsun. “ İlim kimseye has değil, onu talep edene, okuyana ve sevene verilecek. Sen de seversen faydalanırsın tabii ki.

Muhabbetle gözlerinden öpüyorum.

TURAN YALÇIN-TOKAT 

 
Toplam blog
: 1096
: 1558
Kayıt tarihi
: 28.12.07
 
 

1967 Tokat'ın  Pazar ilçesi doğumluyum. İşitme engelliyim. İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültes..