Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Haziran '12

 
Kategori
İzmir
 

Yavaş yavaş EXPO'ya

Yavaş yavaş EXPO'ya
 

Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer


İnsan hayatının şekillenmesinde, fikirlerinin olgunlaşmasında ve edindiği tüm birikimlerini aktarmasında gelişen zaman ve olayların, kişinin iç dünyasında harmanlandığı bir süreç ile bağdaşık olduğu gerçeğiyle bu yazımı zenginleştireceğim. Esasen belki de bu yazıyı zengin kılacak olan enstrümanları düşünce gücü, ortak aklın yarattığı dinamikler ve güçlü özgün tasarımlar olarak ifade edebiliriz. Tüm bu enstrümanların harmanlandığı noktada geçmişten gelen derin birikimlerin bir yenilikçi felsefeyle bütünleştiğinden bahsetmek mümkün oluyor.

İşte bu bütünleşmeyi geniş bir tabana yaymak düşüncesi için gerekli olan doğru yer ve doğru zaman kavramına ulaşabildiğinizde veya bu yeri gerçekten hak ettiğinizde başarıya ulaşmanızda kaçınılmaz oluyor. Böylesi bir başarı serüveninin henüz başlangıç hikayesini anlatıyor olduğumu düşündüğüm bir yerel kalkınma modeli sürecinden ve geleceğe aktarılacak sosyal, kültürel ve ekonomik bir dönüşüm projesinin gerçekten evrensel bir platforma oturmasında milat oluşturabilecek bir fikirden söz edeceğim. Bahsettiğim süreç İzmir’in Seferihisar ilçesinin Türkiye’deki ilk Cittaslow ağına yani Sakin Şehir statüsüne katılan bir ilçe olarak yarattığı dinamik faktörlerin süreci; süregelen fikirlerin mimarı ise, Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer…

Henüz başlangıçta ifade ettiğim gibi hayatın şekillenmesinde, fikirlerin olgunlaşması ve birikimlerin aktarılmasında zaman, olay ve kişisel içsel zenginliğin çok önemli faktör olduğunu vurgulamalıyım. Nitekim, Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer için bu nitelikleri ifade etmek çok doğru ve yerinde olacaktır. Geçmiş birikimleri, akademik çalışmaları, deniz aşırı münasebetleri; sınırlarının ötesinde bir vizyon çizmesine ve bu vizyonu paylaşmasında doğru mecraya ulaşabilmesine değin süren giden bir yol…

Şahsi tanışıklığımız ve kendisiyle çalışmış olmamdan ötürü birçok yönünü çok daha iyi analiz edebildiğim Soyer, Avusturya'nın en eski şehri ve ilk Cittaslow’u olan Enss'te toplanan Uluslararası Koordinasyon Komitesi toplantısında öyle bir öneri sundu ki, yenilikçi ve evrensel fikirlerinden birini daha açıkça ortaya koyarak büyük takdir topladı. Gelecek nesillere aktarılacak zengin bir miras niteliği taşıyacak bu proje önerisi, Cittaslow EXPO’su, yani Sakin Şehir’de yapılacak ilk EXPO organizasyonunun çıkış noktasını oluşturuyordu. Bilindiği gibi EXPO, dünyanın en büyük “major events” diye adlandırdığımız sergi organizasyonudur. Böylesi bir öneri ile EXPO’nun ruhuna uygun bir organizasyonu Cittaslow ağı içindeki ülkeler ile gerçekleştirmek mümkün olacak. EXPO’nun kültürlerarası diyalogu ve evrensel barış modelini geliştirdiğini düşünürsek böylesi bir fikrin çıkış noktası çok daha büyük önem kazanacaktır.

Sanayi Devrimiyle birlikte pazar arayışlarına başlayan ülkeler ürünlerini sergilemek için ilk defa 1851 yılında İngiltere’nin Londra kentinde bir alan yaratarak bugünkü EXPO Dünya Sergisi’nin temelini atmışlardır. Bugün artık çok büyük sayıda ziyaretçi çeken ve ülkelerin danslarını, yemeklerini, müziklerini yani sosyal ve kültürel kimliklerini sergileyebildikleri EXPO’lar dünyanın en önemli sayılan sosyal etkinliklerinden biridir.

Gelelim Cittaslow’a… Cittaslow ise Sakin Şehir anlamına gelir. Cittaslow Ağı, küreselleşmenin şehirlerin dokusunu, sakinlerini ve yaşam tarzını standartlaştırmasını ve yerel özelliklerini ortadan kaldırmasını engellemek için küreselleşmenin yarattığı homojen mekanlardan biri olmak istemeyen, ye­rel kimliğini ve özelliklerini koruyarak dünya sahnesinde yer almak isteyen kasabaların ve kentlerin katıldığı bir birliktir.

Şehirlerin hangi alanlarda önemli ve özel olduklarını düşünmeleri ve bu özelliklerini korumak için strateji geliştirmeleridir. Şehrin dokusunun, renginin, müziğinin ve hikayesinin uyum içinde, şehir sakinlerinin ve ziyaret edenlerin zevk alabilecekleri bir hızda yaşanmasıdır. Yerel zanaatları, tatları ve sanatları sadece eskilerin hatırlayabildiği kavramlar olmaktan çıkarmak geçmişten geleceğe bir miras bırakmak ve bunları çocuklarımızla ve misafirleri­mizle paylaşmaktır. Üstelikte böylesi bir fikrin aslında birbiriyle çelişir gibi görünen fakat harmanlandığında birbirini bütünleyen üç temel noktası vardır. Birincisi teknolojiyi en yaygın şekilde ve kentin yönetimine katılımı sağlayacak şekilde kullanmak, ikincisi geçmişin değerlerini bugünle buluşturmak, üçüncüsü ise doğayı ve çevreyi korumak. Aslında bu üç temel nokta Cittaslow’un ne denli özgün bir tasarımdan meydana geldiğini apaçık ortaya koymuş oluyor. Cittaslow ve EXPO ekseninde düşünüldüğünde ortak paydada buluşulabilecek ve ortak akıl ile üretilebilecek aynılıklar da göze çarpıyor.

Öyleyse Başkan Soyer’in düşüncesi neyi ifade etmektedir? Cittaslow teması çerçevesinde ülkelerin ve kentlerin özgün tasarımlarını, yemeklerini, danslarını, müziklerini, üretimlerini sergileyecekleri bir mekan yaratmayı; EXPO ile, Cittaslow kentlerinin kendi aralarındaki iletişimi ve dayanışmayı güçlendirmeyi ve Cittaslow'un dünyadaki vitrinini oluşturmayı; "Yavaş EXPO" olarak düşünüldüğünde İzmir'in uluslararası fuarcılık geleneğinden de beslenerek hem İzmirlileri ve Türkiye'nin farklı bölgelerinden ziyaretçileri hem de Cittaslow'la tanışmak isteyen dünyanın her yerinden gelecek konukları misafir etmeyi ifade etmektedir. Genel perspektiften bakacak olursak kültürel diyalogun geliştiği ve İzmir’in dünyaya açılan kapısı haline gelebileceği evrensel bir projeye imza atılmış olacaktır. Özellikle günümüzde sayısı günbegün artan Cittaslow ağı ülkelerin varlığını da düşünürsek gelecekteki Cittaslow EXPO’su dünyanın en önemli sosyal etkinlikleri arasında da yerini alacaktır.

Bugün EXPO organizasyonlarını değerlendirirken ve geçmişlerinden bahsederken 161 yıl sonra dahi İngiltere ve Londra’dan başlayan bir akım sonucu ortaya çıktığını ifade ediyorsak gelecek nesillere bırakılacak bu mirasın etkinlik alanı genişlediğinde çıkış noktasının Türkiye’nin İzmir kentinin yenilikçi sakin şehri Seferihisar’dan çıktığını gurur ve övünç ile ifade ediyor olacağız. Bu nedenle de bunun bir milat olacağını düşünüyorum.

Başkan Soyer’in geçmiş birikimlerini ve tecrübelerini yeni bir mecrada aktarıyor olması kendisinin zaman ve olaylara entelektüel bir açıdan baktığının bir göstergesidir. Bu yenilikçi ve evrensel fikrin öncüsü olan Başkan Tunç Soyer’i tebrik ediyor, bu bakış açısının İzmir’deki yöneticilere ve yönetici adaylarına emsal teşkil edeceğini ümit ediyorum. Unutmamak gerekir ki her yaşanmışlıkta büyük dersler mevcuttur. Önemli olan bu yaşanmışlıkların gelecekte müspet olarak insanlığa fırsatlar yaratabilmesi adına çalışmaktır. İnsanlık tarihi boyunca fark yaratan ve sizi düşüncelerinizle yaşatan da budur.

Kim bilir, bu düşünceyle belki İzmir, EXPO rüyasını, dünya da Cittaslow EXPO’sunu ilk önce Seferihisar’da gerçeğe dönüştürmüş olur…


Çağrı Gruşçu
İzmir Kent Konseyi
EXPO 2020 İzmir ÇG Başkanı

Milliyet, İzmir Yazarı

 
Toplam blog
: 12
: 792
Kayıt tarihi
: 20.11.11
 
 

DEÜ Kamu Yönetimi mezunu. EXPO 2015 İzmir Yürütme Komitesi Uzmanı olarak görev yaptı ve Proje Dan..