Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mayıs '14

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Yavaşlıyorum artık!

Yavaşlıyorum artık!
 

Uzun zamandır zamanın dehlizlerinde dolaşmamıştım. Hep yarın, hep yarın derken, geçmişten duyduğum sesler, geçmişin varlığını bana hatırlattı.

Bu aralar geçmişten gelen, evimize misafir olan eski arkadaşlar, 10 yıl öncesinden gelen benim mükemmel vücudumu görüntüleyen fotoğraf(hali hazırda Facebook’u karıştırmış durumda; yok değişmeyen sadece parmak ucummuş falan), geçmişten gelen ve beni hayatına kazımış bir Tunuslu kadının 22 yıl sonra beni bulması gibi geçmişten bugüne sızan bir sürü kişiler ve anılar!  Facebook’ta dediğim gibi “o adam ben değil, eski ben! Yok, çok muhteşem vücutmuş da falan!(En çok kadınlar yorum yapıyor tabii!)

Bence o güzel vücudu uzun yıllar taşıdım: 1985-2008, yani tam 23 yıl!

2 yaşımdan 35 yaşıma kadar düzenli olarak dans ettim. En büyük özelliğim her çeşit hızda bateri ritmine karşı vücudumla tepki verebilmemdi. Mesela daha henüz Asena piyasada yokken ben o vücudumu durduğum yerde süratle sallayabiliyordum. Eskişehirli zenni misali çok iyi göbek atardım. Benim için dans türü yoktu aslında, müzik vardı. Kulağım hangi müziği duyarsa vücudum ona göre tepki verirdi. Tıpkı roman misali “çalmadan oynar bizim ayılar” ! En çok da o güzel vücuda paralel olarak, yarı çıplak dans etmeyi severdim. Yıllarca o barda, bu barda dans ettim ve insanlar bana tempo tuttular! Tam 4 yıl halk dansları oynadım. Çocukken 2 yıl bale yaptım. Ve en büyük hocam ve ilham kaynağım John Travolta idi. (Şimdiki vücuduma bakarsanız halen de öyle!)

Ne zaman ki kendimi bir meta olarak hissettim, işte o noktada fizikselliğimden vazgeçme kararı aldım. Bana 20 yaşında veya 30 yaşında o vücuttan vazgeçeceksin deseler, cevabım “mümkün değil” olurdu. Oysaki mümkündü ve de oldu!

Bu kararımın yaşla bir ilgisi yok, daha çok kemale ermekle ilintili! Evet, kadınlar sana hayranlar ama vücudundan ötürü! Bence çok aşağılayıcı bir şey! Ve fark ettim ki yıllarca kadınlar beni aşağılıyormuş!  Benim hissettiğim bu!

“Hoppala” diyeceksiniz, “güzel kalmak, güzel olmak, insanın kendisine karşı saygısıdır”. Belki gençken bu durum böyle olabilir ama ben artık genç değilim!

Şayet bugün halen o vücudu korusaydım eskiden peşimde en az 3 kadın varken, bugün 20-30 kadın olurdu ve ben bu durumdan çok fazla nefret edecektim! “Adama bak” diyeceklerdi, “şu yaşına rağmen halen muhteşem gözüküyor”.

Bence çok aptalca! Evet, estetik olmak güzeldir reddetmiyorum. Ama ben manken değilim ve hiçbir zaman da olmadım. Ve bu meslekten olanları aşağıladım. Aynı şekilde ortalıkta dolanmanın bir anlamı yok!

Diğer taraftan öyle bir vücudu korumanın şartı günlük en az 1 saat ağır spor yapmak. Zaten öyle bir vaktim de yoktu…

Şimdi ben dans eden güzel vücutlu gençleri seyrediyorum. Dans ederlerken yakaladıkları estetiğe bakıyorum ve diyorum ki “şöyle yapsalar daha iyi olur; ruhunu vermiyor dansa! Ezbere yapıyor(adım sayıyor) ve bu da çok belli oluyor” gibi!

Halen dans edebiliyorum ama eskisi gibi muhteşem gözükmüyorum. Hiç unutmuyorum bir keresinde Kuşadası’nda bir diskoda sahneye fırlamıştım ve 1500 kişi beni dans ederken seyretmişti.

Çok garip, ben işletme mühendisi olmayı düşünürken, dershanede yapılan testte %80 animatör çıkmıştım. Korkunç bozulmuştum bu duruma tabii ki! Oysa hayatım boyunca animatör gibi yaşadım özel hayatımda! Dans ettim, şarkı söyledim, oyun oynadım, oyun yönettim, senaryo bile yazdım!

Evet, aptalca bir hayat yaşamışım. Gerçek dışı gibi, anlat, anlat, bitmeyen, ulusal, uluslararası, var olmayan bir hayat yaşamışım ve bunu yaparken kriterlerim ünlü ve ahlak dışı olmamakmış! Adını eğlenmek koymuşum ama her gece bir şov makinası gibi gerçek dışı bir hal takınmışım.

Şimdi büyüyünce de, ne yapmam gerektiği konusunda şaşırıyorum. Durmam ve yavaşlamam gerekiyor artık. Onca yıl, onca yapmışlıktan sonra emekliye ayrılmak, hiç de kolay olmuyor.

Bazen merak ediyorum, John Travolta ne hissediyor diye?

Gerçi ben artık sıramı savdım ve yaşama işini çocuklarıma bıraktım. Bundan sonra kendimi tamamıyla bilmeye ve toprağı işlemeye veriyorum…

Yavaşlıyorum; yorulduğum için değil, zamanı geldiği için!

Görüşmek üzere,

 

 

 
Toplam blog
: 631
: 293
Kayıt tarihi
: 10.04.11
 
 

Eric'i külden yarattım. Tamamıyla benim eserim. Söyleyeceği çok sözü, söylemek istediği az sözü. ..