Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mart '15

 
Kategori
Evcil Hayvanlar
 

Yavru Golden

O gün tüp bebek için oluşturulan embriyoların son durumlarını öğreneceklerdi. Doktor beş günün sonunda embriyoların sağlıklı olup olmayacaklarının anlaşılacağını söylemişti. Çok zor bir yol katetmişlerdi. Yumurtaları olgunlaştırmak için uygulanan iğne Oya'da ters tepmiş yumurtalarla birlikte yumurtalıkları da büyümüş 2/1000 kişide rastlanacak bir olay Oya ya denk gelmişti. Çok sancılı bir süreç sonucunda oluşmuş yumurtalar toplanmış oluşan embriyolar beklemeye alınmıştı. Bu heyecanlı süreç bugün sona eriyordu. Biraz sonra teyzesinin telefonu ile kötü haberi aldılar. Teyzesi ile doktor arkadaştılar ve doktor Oya ya direk olarak sonucu söyleyemediği için teyzesini aramıştı. Embriyoların hiçbirisi yaşamıyordu. Bu korkunç hayal kırıklığını atlatmak zor görünüyordu. Oya'nın annesi birden

“ Hadi köpek yavrusu alalım “diye ortaya atladı.

Oya

“Sahiden mi söylüyorsun anne? Sen köpek besleyemezsin” dedi.

Annesi

“Ben beslemeyeceğim ki sana hediye edeceğim. Sen bakacaksın. Ne dersin?” dedi.

Tunalı dan geçerken Aynalı Çarşı'nın önünde park ettiler. O sırada Oya nın babası hiç konuşmuyor fikir beyan etmiyordu. Bu suskunluk pek hayra alamet değildi. Ancak Oya ve annesi hayallerinin peşine öyle bir şekilde düşmüşlerdi ki babanın bu halini fark edemediler. Çarşının içindeki Pet Shop'a yöneldiler. İçeri girer girmez yavru bir Golden onları karşıladı. O anda Oya'nın annesi köpeği kucağına aldı ve bırakmak istemedi. Oya eşinin bu olaya ne diyeceğini merak ediyor ancak köpeği almayı da çok istiyordu. Sonuçta Oya'nın eşi de geldi ve köpek alındı.

Oya'nın annesi mutluydu.

“Küçücük yavru goldenimizi Pet Shop'ta görür görmez bu bizim olmalı dedim. Zaten kızımın rahatsızlığı nedeniyle çok yorulmuş ve üzülmüştük. Biraz neşe katar biraz hareket olur diye de düşünmüştüm. Allahım çok şirindi. Daha iki aylıktı. Minicik patilerinin altında üzüm tanesi gibi sertlikler vardı. Gözleri ağlar gibi bakıyor ağzı ise hep gülümser gibi duruyordu. Kucağıma alınca sanki yıllardır bu anı bekliyormuşum gibi hissettim. Pet Shop sahibi benim bu halimi anlamış olacak ki bir hayli yüksek bir fiyata bize yavrumuzu sattı. Ama bu kadar çok severek bir canlıyı satın almak biraz beni acıttı. Parayla bir can satılması ne yazıktı. Aslında Pet Shop'ların köpek satamayacağını sonradan öğrendim. Ama o anda gözüm dünyayı görmüyordu. Kızım da çok mutlu olmuştu. Damadımın çekimser davranışı eşimin yıllardır köpek istememe söylemleri beynimden uçtu gitti. Minik kuzu görünümündeki köpeciğimizi alıp yola koyulduk. Ben eve gittim kızım ve damadım onu alıp veterinere götürdüler. Gerçi Pet Shop sahibi bize veteriner kontrolü yapıldığına dair bir belge vermişti ama olsun iyi olduğunu  bir de kulağımızla duyalım istedik. O akşam bebeğimiz kucaktan kucağa gezdi. Ama çok kaşınıyordu. Ertesi gün veterinere yine götürdük. Uyuz böceği olduğunu öğrendik. Dört hafta aşı olacaktı. Bu nedenle daha önemli olan gençlik aşısını ertelemek zorunda kaldık. İki hafta hayatımızda hep o vardı. Ay havladı, ay çişini halıya yaptı gibi bazen şikayet bazen sevgi içeren konuşmalar ama hep onunla ilgiliydi. “

Oya'nın eşi

“Eşimle o gün tüp bebek için yaptığımız teşebbüsün başarısız olduğunu embriyolarımızın hiçbirinin yaşamadığını öğrendik. Tabi eşim kadar olmasa da bu olay beni çok üzdü. Bu haberi aldıktan bir iki saat sonraydı eşim telefon ederek annesiyle bir yavru köpek almak üzere olduklarını haber verdi. Ben bu olaya çok sıcak bakmıyordu. Ancak eşimin çok istekli oluşu ve yaşadığı üzüntüyü unutmuş görünmesi beni sessiz kalmaya itti. Pet Shop'a doğru yola koyuldu. Bizimkiler orada köpeği kucaklamışlar bana bakıyorlardı. İstemiyorum diyemedim. Satın alma işlemi veteriner derken eve geldik. Gerçekten çok şirindi. Minicik bir kuzuya benziyordu. Çok neşeli oyuncu bir hayvandı. Neredeyse iyi ki almışsınız diyordum içimden tabi ki… Akşam yatak odamızı çekilip yatınca ağlamaya başladı. Çıkın oradan benimle ilgilenin der gibiydi. Bir iki saat durdum sonra tahammül edemedim. Odamızdan dışarı çıkarak onu kollarıma aldım. Biraz mama yedirdim. Sonra da salonda kanepede uyuduk. İlk gece böyle geçti ama her gece nasıl geçecek diye beni bir korku aldı. Tamam çok tatlıydı ama havlamalarına konu komşu ne derdi. Düşüncelerimi eşime söyledim. Biraz üzüldü. Kayınvalideme durumu ilettik. Ben onunla aynı evde yaşamayı hele gece uyumayı istemiyordum. Kayınvalidem o zaman biz de kalsın  dedi. O sırada eşim tekrar ameliyat olacaktı. “

Oya'nın babası

“Kızım hastalanınca karım yine yufka yürekliliği ve ani kararlığıyla hemen bir Pet Shop'un önünde arabamızı durturtarak kızımla birlikte gitti ve minik bir köpek yavrusuyla döndü. Halbuki evde köpeğe tahammülüm olmadığını biliyordu. Ancak kızımızın evinde kalacağı ve köpeğe onlar bakacağı düşüncesine öyle inanmış ve de köpeğe öyle bağlanmıştı ki hayaller içinde köpeği alıp gelmişlerdi. Gerçekten çok tatlı pamuk gibi bir şeydi. Kötü kokuyordu ama çok sevimliydi. Gündüzleri bizim evde durduğu sürece her yere kaka çiş yapması bile titiz olan eşimi pek etkilemiyordu. Eline giydiği tek kullanımlık eldivenleri ıslak mendil ve sirke şişesi ile oradan oraya koşturup duruyordu. Sabaha karşı olan havlamalarından çok rahatsız olan damadım bir hafta da pes edince iş bize tamamen devir oldu. Zaten kızım da ameliyat olacaktı. Köpecik bize gelip yerleşti. Benim kullanıdığım tuvaleti de gazeteler yayıp ona tahsis ettiler. Eşim nazenin bir insan olmasına rağmen hiç şikayet etmiyordu. Adeta köpeğe kendini adamış gibiydi. Ne yapsa gülüyor seviyor kollarından bırakmıyordu. “

Olaylar herkesin açısından farklıydı ancak bir gerçek vardı köpecik kısa sürede hastalanıp onları terk etmişti. Ölümü köpeği en çok istemeyen için bile çok acıklı olmuştu.

Oya'nın annesi;

“ ishal kusmalar başladı. Son olarak veterinerde kalıp takip edilmesine karar verdiler. Onu orada bıraktığımız anı hiç unutmayacağım. Aramızdaki 30 günlük yaşamını tamamlayamadan gençlik hastalığından onu kaybettik. Bu kadar kısa süreli beraberliğimiz bile beni ona derinden bağladı. Kaybı beni çok üzdü. Onu asla unutmayacağım. Şimdilik resimlerine bakmak çok acı veriyor ama daha ilerde bakabileceğimi düşünüyorum. Hayatımıza hızla girip bir o kadar da hızlı çekip gitti.”

Oya'nın eşi

“Oya ameliyat olacağı gün biz hastaneye gidince köpek kayınvalidemlerde kaldı. İki gün sonra da hastalandı. Üç günün içinde de onu kaybettik. Onu kaybetmek bana acı verdi acaba onu istemediğim için allah elimizden mi aldı düşünmeden edemiyorum.”

Oya'nın babası

“Hastalandığı gün onu alıp veterinere bırakmaya giderken ve bırakıp dönerken ne yalan söyleyeyim içim ezildi. Ölüm haberini alınca eşimle birlikte karşılıklı oturup ağlaştık. Ben böyle olmasını istemezdim. ““

 

 

 

 
Toplam blog
: 80
: 640
Kayıt tarihi
: 06.07.10
 
 

Fizik Mühendisiyim. Ankara'da oturuyorum.Türkiye' radyoaktif kaynak giriş ve çıkışını takip eden bir..