- Kategori
- Öykü
Yavuz'un Hediyesi
Yavuz Sultan Selim-Şah İsmail çekişmeleri, savaşları, satranç oyunu malum. Günün birinde, Şah İsmail değerli mücevherlerle süslü, bir sandık dolusu hediyeyi Selim’e gönderir. Sandık açılır. İçinden çeşit çeşit değerli taşlar, kıymetli atlas, kadife kumaşlar vs. çıkar.
Fakat bir de pis bir koku yayılmaktadır etrafa. Öyle dehşet bir koku ki, herkes burnunu tıkamak zorunda kalır. Sandığın en altındaki bohçada insan pisliği vardır. Yani Selim’e hakaret etmektedir Şah İsmail.
Canı sıkılır Selim’in. Buna bir cevap vermek gerekmektedir. Ve verir de…
Selim de ayni şekilde değerli mücevher ve kumaşlarla süslü bir sandık hazırlatır. İçine o zamanın İstanbul´unda üretilen gül kokulu, en nadide lokumlardan bir kutu hazırlatır, en altına da küçük bir not ekleyerek bir elçiyle gönderir.
Sandığı açar Şah İsmail. Halılar, değerli taşlar... Açtıkça güzel bir koku ve en altta bir kutu lokum. Anlam veremez tabii. Önce elçi yer zehirsiz olduğunu ispat için. Sonra oradakilere ikram edilir.
Lokum biter, sonra da kutunun içindeki notu okur, Sah İsmail.
Şöyledir not: "BİZ BİLİRİZ Kİ, HERKES YEDİĞİNDEN İKRAM EDER."