Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Nisan '16

 
Kategori
Sınavlar
 

Yay, ok, okçu ve TEOG

Yay, ok, okçu ve TEOG
 

Sınav her şey değil, sadece aşmanız gereken engellerden bir tanesi.


Bildiğiniz üzere, 27-28 Nisan tarihinde TEOG sınavı var. Öğrenciler inanılmaz derecede stresliler. Anne ve Babalar öğrencilerden daha fazla stresli. İşim gereği birçok okulda seminerler veriyor, konuşmalar yapıyorum. Özellikle öğrencilerin kaygılarına yönelik motivasyon semineri daveti geldiğinde şunu söylüyorum: “Evet öğrenciler kaygılı, evet aşırı stres yapıyorlar; fakat bizim aslında öğrencilerden önce anne ve babalara yönelik stres – kaygı semineri yapmamız gerekiyor.”

Hiçbir anne babanın çocuğunun kötülüğünü düşünmesi mümkün değil. Her çocuk anne ve babanın biriciğidir. Yapılan en önemli yatırım çocuklarımız için yaptığımız yatırımdır. Özellikle nesil kaybettiğimiz süreçte, insan yetiştirmek daha da önemli bir hale geldi. Bir Çin şiirinde şu ifade yer alıyor

Bir yıl sonrasını düşünüyorsan tohum ek,

On yıl sonrasını düşünüyorsan ağaç dik,

Yüz yıl sonrasını düşünüyorsan insan yetiştir.

Çocuklarımız kendi içlerinde ailelerine bile açamadıkları korkular yaşıyor. Bu minvalde kabul etmeliyiz ki; anne ve babalar farkında olmadan biriciklerine zarar verebiliyorlar.

Çocuklarımızda;

Ben başarısız olursam annemin, babamın yüzüne nasıl bakarım korkusu hakim.

En yakın arkadaşım başarılı olurken ben başarısız olursam elalem benim için ne düşünür?

Körpecik yüreklerin sırtlarına öyle büyük yükler yüklüyoruz ki farkında değiliz. Ayşe Berrin’i ne çabuk unuttuk!

Ayşe Berrin 13 yaşındaydı.

Babası akademisyendi, annesi doktor.

TEOG sınavına girmişti.

Sonuçlar pek istediği gibi değildi.

Bunalıma girdi Ayşe.

Evin banyosunda hayatına son verdi, bornozun kemeriyle kendisini asarak.

Çocuklarımız o yükleri kaldıramıyorlar.  Bazı öğrenciler 8. Sınıfın sonuna kadar devam ediyor. Ders notları çok iyi oluyor. Fakat kendi içerisinde kapanıyor. Aileler de durumun farkına varmıyorlar. Çünkü odak noktaları akademik başarı olunca ve bu başarıya da ulaşınca başka problem yok gibi düşünüyorlar. Çocukta hiç beklemediğimiz bir anda patlama oluyor. Hayata, ailesine, derslere karşı isyankar bir tavır geçekleşiyor. Aileler kendi çocuklarını tanıyamaz bir hale geliyorlar. Sonra kara kara nerede hata yaptıklarını düşünmeye başlıyorlar.

Gençler sözüm sizlere;

Sınav her şey değil, sadece aşmanız gereken engellerden bir tanesi. İşler istediğiniz gibi yolunda gitmeyebilir. Üzülmeyin nerede eksikleriniz olduğunu tespit edin ve hedeflerinize doğru koşmaya devam edin.

Unutma genç arkadaşım; gireceğin bu sınavda alacağın puan sana bir şey söyleyecek ama her şeyi değil. Ünlü düşünür Socrates’in güzel bir sözü var; “Başarısızlık yere düşmek değil; yerden kalkmamaktır.” Her başarının altında, daha önce defalarca yaşanan başarısızlıklar vardır. Ortada puan anlamında bir başarısızlık varsa; başarısız olmanıza sebep  olan noktalar üzerine düşünmeniz, o noktalar üzerine çalışmanız hedeflerinize ulaşma noktasında yeterli olacaktır.

Değerli Anne-Babalar,

Çocuklarımızın ayrı birer birey olduğunu kabul edelim. Kendi gerçekleştiremediğiniz tutkularınızı çocuklarınızın üzerinde deneme tahtası misali uygulamaktan vazgeçin. Çocuklarınızla konuşun. Ama daha da önemlisi onları duyarak dinleyin. Bırakın çocuklarınız size anlatsın. Çocuklarınızın ödevlerini yapmayın. Öğretmeni çocuğunuzun gerçek seviyesini görsün. Ona göre eğitim versin. Göreceksiniz bu sayede çocuğunuz yorulacak ama; kendisi çözüm bulma yollarını öğrenecek, sorumluluk alma duygusunu geliştirecek. Sizler sadece çocuklarınızı uzaktan takip edin. Çocuklarınıza “biz senin arkandayız” duygusu yerine “biz senin yanındayız” duygusunu aşılayın.

Sınava girecek tüm öğrencilere ve anne-babalara başarılar dilerken, yazımı ünlü filozof ve şair Halil CİBRAN’ın güzel bir şiiri ile noktalayalım. 

Çocuklar
Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil, 
Onlar kendi yolunu izleyen Hayat'ın oğulları ve kızları. 
Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler 
Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller. 
Onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil. 
Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır. 
Bedenlerini tutabilirsiniz, ruhlarını değil. 
Çünkü ruhlar yarındadır, 
Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz. 
Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları 
Kendiniz gibi olmaya zorlamayın. 
Çünkü hayat geriye dönmez, dünle de bir alışverişi yoktur. 
Siz yaysınız, çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış oklar. 
Okçu, sonsuzluk yolundaki hedefi görür 
Ve o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar. 
Okçunun önünde kıvançla eğilin 
Çünkü okçu, uzaklara giden oku sevdiği kadar 
Başını dimdik tutarak kalan yayı da sever.

 
Toplam blog
: 21
: 324
Kayıt tarihi
: 08.08.12
 
 

"Çıplak bir hakikat tanımıyorum. Ancak cehaletimin karşısında alçakgönüllülükle eğiliyorum. İşte ..