Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Haziran '08

 
Kategori
Psikoloji
 

Yaz geliyor, haydi spora!

Yaz geliyor, haydi spora!
 

Artık Haziran ayındayız ve takvime göre yaz geldi bile. Henüz okulların kapanmamış olması, sınavlar, henüz bunaltıcı sıcakların başlamamış olması vesaire nedenlerle belki çoğumuz tam olarak yaz moduna giremedik. Ama takvim işliyor ve yazı da tüketmeye başladık bile.

Her kış bitişinde bahar aylarında bir çok insanı bir telaş sarar. Fazla kilolarından kurtulmak, yaza daha iyi görünümlü, daha zayıf ve formda girmek gibi istek ve çabalar artar. Çünkü yazın vücut hatlarını daha belirginleştiren giysiler giyilmekte, dahası; deniz, plaj, havuz gibi yerlerde tüm vücudumuz diğer insanların izlemine açık durumdadır.

Vücudunun ideal formunu yıl boyunca korumakta zorlanan ya da boşveren kişiler bu dönemde olağanüstü bir çaba ve motivasyonla form tutmaya çalışırlar. Ayrıca bunun çok hızlı gerçekleşmesi için de yine olağanüstü sportif efor harcanır, mucize diyetler uygulanır. Bu ‘kutsal’ amaç uğruna yapılmadık iş, denenmedik yöntem kalmaz.

Bu uğraşı verenler hem erkek hem kadın olabilmekle beraber, büyük bir çoğunluğunun kadınlar olduğunu söylersem bana pek itiraz eden çıkmaz sanırım. Biraz kadınsı içgüdüsel eğilimler de etkili kanımca. Neyse, sözümüz her iki cinse de yönelik tabiki.

Bu form tutma çabalarında kimileri başarılı da olur, kimileri biraz fark sağlar, kimileri de sonucu pek değiştiremez belki. Yaz ortalarına doğru da, hatta bir çoğu için başından itibaren gevşeme başlar; spor diyet vs. bırakılır, eskiye geri dönülür, hatta eskisinden de öteye geçilir, kendini sıkmanın verdiği gerilimin boşalmasıyla. Yaz bitimine doğru eski ‘kötü’ form geri dönmeye başlar ve sonbahar, kış aylarında yeniden zirveye ulaşır. Hele bir de mutsuz, kötü bir yaz geçirilmişse, eski zirve de aşılır ve boşvermişlik artar.

Bu söz ettiğimiz döngü, ki; kısır bir döngü olduğu malum, azımsanmayacak kadar çok insan için her yıl tekrarlanıp durmaktadır ne yazık ki. Her seferinde hem bedenin hem ruhun toleransı artmakta ve hep daha çok çabayı gerektirmektedir ideal forma kavuşmak. Beden ve ruh çok fazla yıpranmakta, hatta buna bağlı fiziksel ve ruhsal sorunlar görülebilmektedir.

Dikkat edilirse burada söz ettiğimiz bir çok insanın motivasyonu (güdüsü) şudur; başkalarına daha iyi, daha güzel, daha çekici görünmek. Bunun kötü bir tarafı yok tabi, herkes doğal olarak bunu isteyebilir. Ama sorun şu ki; sadece bu dışsal kaynaklı motivasyonla hareket ediliyor olması da sorunun temelini oluşturmaktadır.

Bizim bedenimizle ilgili ideal formumuza (bize özgü) kavuşma istek ve çabamızın altında yatan ana motivasyonumuz şu olabilmelidir aslında; daha sağlıklı bir birey olabilmek. Her şey için bize önce sağlık gerektiğine göre, formda kalmayı bunun için istemeliyiz öncelikle. Bunun yanında iyi görünmek, beğenilmek de fazladan ödülü olacaktır bu çabanın.

Bunu sağlamanın en önemli yolu da bir öz denetim ve iç disipline sahip olabilmekle başlıyor, tabi baştan mentalitemizi düzelttikten sonra. Sadece yaz ayları için değil tüm yıl için ve her zaman bu anlayışla hareket etmeli; spor, egzersiz yapmalı, doğru ve dengeli beslenmeliyiz. Üstelik bu yolla bedenin form tutması ve kalıcı sonuçlar elde etmek daha kolaydır. Yoksa diğer türlü, bedenimizin dengesini her seferinde alt üst ederek; çabuk yıpranan, erken yaşlanan, kötü görünen ve bir çok rahatsızlık riski artmış biri olabiliriz ancak.

Vurgulamak istediğim nokta şu aslında; yukarıda söz ettiğim biçimde davrananlar için söylüyorum bunu; yaptığınız şey tam bir trajikomik oyun. Bunu görebiliyor musunuz?!

Benim önerim; yaza doğru birkaç aylığına yaptığınız ve ayrıca çoğunlukla da bilimsel tıp dışı bu ideal form tutma eylemlerinizi bırakarak, içselleştirebildiğiniz bir sağlıklı yaşam anlayışıyla, sürekliliği olan, daha uzun vadede ama daha kalıcı sonuçlar alabileceğiniz yaklaşımlara yönelmenizdir. Gerekirse bu yöndeki amaçla, yaşam tarzınızı, hatalı alışkanlıklarınızı değiştirmeye çalışmaktır, tek başına olmuyorsa yardım istemektir.

Yoksa bu anlamsız, trajikomik ve kısır döngüyü yaşamaya devam edecek, yaşamınızı daha mutlu ve anlamlı kılabilecek anlayıştan gittikçe uzaklaşacaksınız. Eğer bir şeyleri değiştirmek istiyorsanız; bunu doğru amaçlar için, doğru yöntemlerle yaparsanız ve sabırla, sindirerek gerçekleştirebilirseniz; o zaman değişmek çok daha kolay ve çok daha güzeldir.

Herkese hem bedenen hem ruhen kendisiyle barışık olabileceği bir yaşam dilerim.

Uzm. Psk. Bülent Korkmaz

psikologbulentkorkmaz.com/

 
Toplam blog
: 40
: 3827
Kayıt tarihi
: 02.07.07
 
 

Uzman Psikolog Bülent Korkmaz kuruculuğunu yaptığı KRM Psikolojik Hizmetler'de Danışman Psikolog ve..