- Kategori
- Gündelik Yaşam
Yaz günleri ve eski Türk filmleri
filmin afişi
Sıcaklar bastırdı. Özlemle beklediğimiz yaz geldi. İzinlerle birlikte daha hızlı geçmek üzere günler. Dört gözle bekliyorum izne çıkacağım günleri ve giderek azalıyor takvimdeki yapraklar. Haftasonu dışarı çıkmadım. Kanallar arasında izlenecek bir yayın bulana kadar sırayla ilerlerken, uzun zamandır gösterilmeyen 'Eski Türk Filmleri'ne rasladım. Daha ilk rastladığım kareden başlayarak sonuna kadar izledim onu. Sonra bir başka kanalda başka bir film. Haftasonu Türkan Şoray, Filiz Akın, Ediz Hun ve Kartal Tibet'le geçti böylece. Cambazhane Gülü ve Ateş Parçası izlediğim filmler. Bu filmleri daha önce izlemiştim, kaçıncı kez izlersen izleyim keyif veriyor bana. Yüzüme bir gülümseme yapışıyor istençsiz. Eski sokakları, eski yüzleri anımsatıyor bana. Sanki çocukluğum doluyor evin içine yeniden. Bahçemizdeki incir, erik ağaçları yan komşunun dut ağacı gelip dikiliyor gözlerimin önüne. Numan Amca'nın bir zamanlar az kişide bulunan -değişmeden önceki Bostancı dolmuşlarını andıran- nostaljik otomobili, Cem Yılmaz'ın bir filminde kullandığı yanında oturabilecek yeri olan motorsikleti. Tıpkı filmlerdeki o karelere benzeyen yaşamlar gözlerimin önüne geliyor. Mahallenin mahalle olduğu zamanlar. Komşunun komşu olduğu, çocuğun çocukluğunu sokaklarda adamakıllı yaşadığı günler. Yaramazlığın kapı zili çalmak, arada cam kırmakla sonuçlanan bol koşmalı kurtarmaçlı günler. Yağ satarım bal satarımla sokağı çınlatan çocuk seslerimiz. Ve Ende Tura Güzellikle maymunluk yaptığımız yüzler. Bahçelerden mis kokulu geniş ve dolgun yapraklı güller, bir de hanımeli kokusu doluyor odanın içine. Yaşlanıyorum ben de. Aradan geçen günleri özlemekle eşleniyor hayat. Bir de sen geliyorsun aklıma. İlk aşk ilk heyecan. Boşuna dönüyor film makinasında kareler. Akıp gidiyorsun ellerimden. Uzun kirpikleri ve iri gözleriyle Türkan Şoray'ın yaşlı gözleri donuyor ekranda. Gururundan ağlamıyor, ağzının kenarında yarım bir gülümseme 'buraya kadarmış' diyor titrek bir sesle...